Ergenekon da Ergenekon!

24 Ekim 2008 Cuma

İlk dalgalanmayla tutuklananlar 17 ay sonra yargıç önüne çıkabilecekler!..

Neden, niçin gözaltına alındıklarını, hangi suçtan tutuklandıklarını bilmeden, öğrenemeden, koğuşlarda, hücrelerde yatanlar artık kendilerini savunma olanağını bulacaklar...

İlk günkü duruşmayı dışardan izleyenler gibi, ben de, TV başında izlemeye kalkıştım... Yüzlerce, belki binlerce yurttaş kilometreleri aşıp gelmişti. Ama bir türlü duruşmaya başlanılmadı, salon küçüktü, kalabalık büyüktü, şuydu buydu! Derken bir çare buldular, önce tutukluları, sonra da tutuksuzları yargılama kararı aldılar...

Günlerce, haftalarca, aylarca, belki de yıllarca sürecek bir dava!.. Yakınlardaki oteller, evler tutuldu. Gazeteciler, TVciler bu uzun maratonu yakından izlemek için hazırlıklarını yaptı. Ulusun, daha doğrusu tüm tünyanın gözü bizde, bizim kutsal saydığımız bir efsanenin adını taşıyan Ergenekonda!

***

Önce yadırgadığım bir şey var, o da Silivri Cezaevinin bir mahkeme salonu olması!.. Şimdiye dek tüm ulusu ilgilendiren böyle önemli davaların cezaevlerinde, sımsıkı kapalı demir kapılar ardında, halktan, basından uzaklarda gerçekleştirildiği olmamıştı. Ben 1960larda Yassıada duruşmalarını izledim. Açık açık her şeyi gördüm. Yassıada duruşmaları radyolarda her gün yayımlandı. 12 Eylülden sonraki DİSK ve Barış Derneği davaları da büyük salonlarda, herkesin gözü önünde yapıldı. İlk kez bir cezaevi, önemli bir davanın gerçekleştirildiği bir mahkeme oluyor. Bunu anlamak olanaksız.

***

İlk günkü duruşmada Ergenekonun ünlü savcısı Zekeriya Bey yoktu. Ben Ergenekonun savcısıyım diyen Tayyip Bey de yoktu. Hükümetten bir tek bakan, belki milletvekili de yoktu! Bu denli yaşamsal bir davaya neden bu kadar ilgisiz görünmek çabası?

Bir zamanlar gazetelerde pehlivan tefrikaları vardı. En meşhurunu beden eğitim hocam Sami Karayel yazardı. Bir türlü bitmezdi anlattıkları, Aliçodan başlar Kurtdereliye geçer, derken Koca Yusufa!.. Günler haftalar geçer bir türlü bitmezdi güreşlerin anlatımı?.. Görünen o ki, Silivride başlayan Ergenekon davası da ona benzeyecek!

***

Uzun sürmemeli böyle siyasal nitelikli davalar. Kısa sürede sonuçlanmalı. Cumhurbaşkanının, Başbakanın, yüzlerce milletvekilinin yargılandığı Yassıada duruşmaları çok kısa sürede sonuçlanmıştı. Asker rejimlerindeki öteki davalar da öyle... Binlerce sayfalık iddianameler yoktu hiçbirinde!.. Gözaltına alınanlar da, niçin alındıklarını bilirdi! Sivil rejimdeyiz diyoruz, ama askeri rejimlerdeki davranışları aramak zorunda kalıyoruz...

***

Hem de ne o korkutucu suçlamalar! İlhan Selçuka, Doğu Perinçeke, Kemal Alemdaroğluna müebbet hapis istekleri!..

Bir anlatsalar, bu kişiler hangi korkunç cinayetleri işlemişler!..

Her şeyden önce ayıp, hatta ayıptan da öte!..



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Yağmurda Bir Gün 20 Mart 2014

Günün Köşe Yazıları