Ekmekle Oynanmaz!

26 Ocak 2012 Perşembe
\n

Önce ekmekler bozuldu, sonra her şey...

\n

Yirmi yaşında yazdığım öykü böyle başlar...

\n

1940’lar, 41ler... Fırınların önünde bekleşen insanlar!

\n

Bir okka ekmeğin dörtte birini almak için...

\n

Koşa koşa giderdim sabahları, doğru Saraçhanebaşındaki fırına. Benden daha erkenden gelen yurttaşlar soğukta, yağmurda bekleşirlerdi. Ben elimde günün gazetesiyle beklerdim. Kimi zaman yarım, kimi zaman tam bir saat. Annemle benim için yarım okka ekmeği aldığımda doğru Fatihteki eve...

\n

Darbımesel gibi bir şey oldu, benim Önce Ekmeklerim! Kırklardan bu yana ne zaman ekmeklerin fiyatı artarsa, ne zaman ekmekler küçülürse, bozulursa gazetelerde yer aldı. Savaş zamanıydı. Sınırlarımızdaydı Alman tankları. Çakmak hattında bekleşen Mehmetçikler...

\n

Hep yazdım, ekmekle oynanmaz diye. Ama hep oynandı. Yoksul halkın nerdeyse tek gıda kaynağıydı. Büyüdü, küçüldü, bozuldu, durmaksızın kötüye doğru...

\n

Hani ne demiş o kraliçe Ekmek bulamıyorlarsa pasta yesinler...

\n

Geldik ikibinli yılların on ikincisine... İşte halkımızın yarısının oy verdiği bir iktidar. Ama oy aldığı yığınlar bir türlü yokluktan, yoksulluktan kurtarılmıyor. Açlık çizgisi her gün biraz daha aşağı çekiliyor. Resmi kaynaklar bunu saklayamıyor.

\n

Okka gitti, kilo gelmişti. Şimdi kilonun da yarısı ya da üçte biri! Fiyatı da arttırılıyor mu? Dört nüfuslu bir aileye bu gidişle dört parça ekmek yetmeyecek. Hani bunun zeytini, peyniri, yumurtası!

\n

Emekli bekliyor maaşının birazcık artmasını. Memur bekliyor... İşçi bekliyor. Kimi zaman toplaşıp yürüyorlar. Meclise doğru, Başbakanlık’a doğru. Birileri çıkıp bekleyindiyor. Bekle bekle!.. Milletvekiline de, emeklisine de bol bol sağlanan olanaklar, sana bana yok! On bin liraya bir milletvekili, yanında sekreteri, danışmanı, şoförü, hepsi devlet kesesinden, yani senin benim vergilerimizden...

\n

Önce Ekmekler Bozuldudiye yazarken bugünlere kadar yaşayacağımı hiç düşünmemiştim. İki binli yıllarda Atatürk cumhuriyetinin en yüce bir yaşantıya sahip olacağını mı ummuştum, yeni politikacı kuşaklarının daha iyi yetişmiş, daha iyi eğitimli olacağını mı? Hiçbir deneyimi, bilgisi, görgüsü, kültürü olmayan kadroların işbaşına gelip ülkeyi yöneteceklerini hiç düşünmemiştim! Ama, işte manzara; acılar içinde, hapishaneleri tıklım tıklım dolu, askeriyle siviliyle kendi ülkesinin yönetimine esir edilmiş yurttaşlar...

\n

Önce ekmekler bozuldu, sonra her şey.

\n

Her şey değil, çok şey değişti, cumhuriyetin kendisi bile. Her şey ekmekle başladı, ekmekle bitecek.

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Yağmurda Bir Gün 20 Mart 2014

Günün Köşe Yazıları