Askerimiz Kimin Tutsağı?

09 Temmuz 2013 Salı

Bir ordunun generalleri beş yıldır hapiste ise...
Buna ne ad verilir?
Genelkurmay Başkanı başta olmak üzere kuvvet komutanları ve emekli yüksek rütbeli askerler de...
Ne oluyor? Kendi ordumuzu yok etmeye mi çalışıyorlar?
Hangi ülkede böyle bir şey yaşanır? Yaşanmış mıdır?
Nasıl susar, seyirci kalır Türk askeri gücü?
İnsan kendi kendine düşünür. İçinden çıkamaz.
Nedir bu askerlerin suçu?
Kim vermiş kararı, atmış içeri bunca generali?
Bunca yıl yaşamış bir yurttaş olarak şaşkınlık içindeyim. Uzun zamandır bu konuda bir şeyler yazmak istedim, bir türlü elim varmadı. Saçma desem olmaz, yanlışlık desem değil... Gerçekten birçok
“paşa” mı içerde! Günler, aylar geçiyor. Ordumuzun subayları mahkemelerde hesap vermeye çağrılıyor. Ne soracaklar ben de merak ediyorum. Casusluk mu? Türk askerine yakıştırılır mı bu kadar akıldışı bir konu!.. Ne istiyorlar Türk askerinden, komutanından, emeklisinden en genç teğmenine kadar!..
Ordumuz olmayacak mı artık? Asker olmak, askere yazılmak, asker okullarını, deniz, hava, kara bölümlerini yok etmek.
Ordu, donanma, hava kuvveti istenmiyor mu? Şimdi kalkmış 35. maddeyi de kaldırmak istiyorlar. İsteyen, AKP hükümeti, daha doğrusu
Tayyip Bey.
Her şeyin önünde, ardında Sayın Tayyip Erdoğan var. Tek adam yönetiminde yaşıyoruz hepimiz on bir yıldır. Partiler var, Meclis var, yasalar var, hepsi var ama bir yandan da kıyım var...
Türk aydınlarının en seçkinleri beş yıldır hücrelerde acı çekiyor. Örnek olarak birini alalım, Prof. Dr.
Mehmet Haberal’ı. Cerrah bir hekim, profesör. Bir üniversite kurmuş, dünyaca tanınmış, sevilen, sayılan gerçek bir aydın.
Ama Başbakan geçen gün ne dedi TV’de
“Biz aydınları hapsediyormuşuz, yanlış, onlar birtakım suçlar işlemişler de ondan” gibi bir şeyler...
Aydın bile saymıyor içerdeki yüzlerce, bilmem belki de binlerce Türk aydınını...
Gerçekte korkunç günler yaşıyoruz. Gençlik direnir meydanlarda
“istifa” diye bağırır, öte yandan Başbakan gazla, barutla, copla, zehirli gaz pürkürten kamyonlarıyla ortalığı siler süpürür. Gaz, ama gazın en tehlikelisidir kullanılan...
Ne isteniyor? Neye varmak, ülkeyi hangi gericilik çıkmazına sokmak?
Atatürk ve devrimleri unutuldu mu, yok mu edildi! Buna Türk gençliği nasıl katlanır, Atatürk’ün gençlere vasiyetini nasıl görmezden gelebilir..
Ama ben inanıyorum, bu böyle gitmeyecektir. Politika dünyamızın saplandığı çıkmazdan er geç çıkılacaktır. Hem de gençliğimizin eliyle...

\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Yağmurda Bir Gün 20 Mart 2014

Günün Köşe Yazıları