'Ah Solon!' Demeden...

30 Haziran 2013 Pazar

“Ben de yüzde elli halk gücünü kullanırım” dedi yetkililerden biri. Türk milletinin yüzde ellisi onun yanındaymış; seçimlerde yüzde 49 alan partileri dışlayacaksınız, yüzde bir farkla iktidar olduğunuz için keyfinizce istediğinizi yapacaksınız.
Yüzde elli benim. Karşı çıkmaya kalkmayın, öyle gençlik gösterileri, yüz binlerce insanla bağırıp çağırmalar... Başbakan küçümsedi son yirmi beş gün içinde kopan devrimci coşkuyu, başkaldırıyı... Evet öyledir, halk başını kaldırıyor. Uzun süre sustu. Bizler konuş, bağır, gücünü göster diye yazıları boşuna yazmamışız. Bir deprem oldu, mayısın sonu haziranın gelişi kaynayan kanı diriltti.
Mustafa Kemal ne demişti: “Asil kanında var!” Direneceksin, ağlamak, zorlamak yok, sen halksın, bunu kanıtlayacaksın. Hele iktidar keyfi ile kendinden geçmiş kafalara...
Anlamıyor? Anlamıyor.. Anlamak korkutuyor. Sen burada yokken halk ayaklanmış, yüz binler ayağa kalkmış. Hükümet istifa,
Tayyip istifa sesleri göklere yükselmiş. Bunları görmesen de duydun. Zaten fırsat bilip yurtdışına kaçmıştın. Gittiğin yerlerde itibar gördün, ama Fas gibi bir ülkede önemli kişilerle görüşemedin. Fas Sultanı seni karşısına bile almadı.
Bir aydır ülke kaynıyor, bütün bunları hoş mu görüyorsun? Benim halkım demokrasiyi istiyor ve haklarını kullanıyor, ne iyi mi diyorsun. Gerçekte sevinmem gerek. Bunca yılda ülkemin halkını nasıl uygarlaştırdım, nasıl haklarını bilir, savunur hale getirdim diye gururlanmalısın. Bir millet önderliğine gelmiş insan bundan sevinç duyar. Ama bizimkinde ise surat bir karış, ağzından bir tek iyi, güzel, doğru söz çıkmaz. On yıl başbakanlık yaptın, daha ne istiyorsun? Ama istiyor, yetmiyor. Başbakanlığı, Meclis’i istemiyor, partileri istemiyor, hırsı başkan olmak. Tek adam olmak. Cumhurbaşkanlığı önce, sonra da ölünceye kadar bir çeşit padişahlık...
Benim gibi çok yaşayan yurttaşlar bu tür hırslıların sonunun hiç de iyi olmadığını bilir, görmüştür, yaşamıştır. Acı olayları anımsatmak istemem. Ama Başbakanlık makamında oturan bir kişiye yakın tarihte yaşanan faciaları da anımsatmakta yarar var.
Felsefeci
Solon’u anımsayalım. Kralına öğüt vermiş, nasıl halkı yönetmesi gerektiğini, bir gün tarihte nasıl yargılanacağını düşünmesini... Olmamış, kral düşmanlarına yenilip de idama götürülürken birden hatırlamış. “Ah Solon” diye diye bu dünyadan ayrılmış.
Ne yapmalı etmeli, siyasetçiler günün birinde
“Ah Solon” dememeli.

\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Yağmurda Bir Gün 20 Mart 2014

Günün Köşe Yazıları