Adaşım Oktay

22 Ekim 2013 Salı
Daha dündü. Balkonda oturmuş
konuşuyorduk.
Bugün yok.
O güzel gün geçti gitti.
Oktay Ekinci artık yaşamıyor mu?
Balyoz gibi tepeme indi, adaşımın
sessizce çekip gidişi.
Binlerce anı var, anı bile olmayacak
yaşantılar. Kırk yıl önceden, Oktay’ın ilk
gençlik günlerinden.
Bir gün her şeyin kopacağını
düşünmeden, bilmeden.
Oktay Ekinci hasta yatağında veda
etmiş bizlere. Adaşım, oğlum, dostum.
Zordur çok sevilen bir dostun
arkasından bir şeyler yazmak. Bilerek boş
sözcüklerin bir anlam taşıyamayacağını.
Duygusallıktan öte bir duyarlılıktır.
O aramızdan ayrıldı. Ama içimizde,
yüreğimizde...
Ben bir kez daha yalnız kaldım. Her
dostun ayrılışından sonra yalnızlık
nedir yaşamışımdır. Hepsi yanımda,
elimi uzatsam tutacaktır. Biz burdayız,
yanındayız, seni bırakmadık, der gibi.
Geceyarısı duydum Oktay Ekinci’nin
çekip gittiğini.
İnanmadım, sağı solu telefonla
aradım, bir türlü inanamadım. Bir
bayram gecesinin aydınlığında yitirdik
onu. Nerdeyse çocukluğundan bu yana
tanıdığım, sevdiğim, anlaştığım bir insanı
bir daha görememek, konuşamamak,
bunun acısını kaç kez yaşamışımdır.
Onlar gittiler sen arkalarından baktın.
Teker teker senin belleğinde yaşamlarını
sürdürdüler. Yok olmak için beklemenin
bir yararı yok, bekle bekle, perde ne
zaman inecek, ne zaman sen de daha
öndeki arkadaşlarının yanına gideceksin.
Ne zaman, ne zaman?
Oktay Ekinci’yi tanıtmak gereksiz.
61 yıllık yaşamında o yeterince kendini
sevdirdi, beğendirdi, kendi sanat alanında
en üstün bir çizgiye ulaştı. Niye böyle
erken gitti, niye? Bunun yanıtını kişi
veremez ki?.. Bir başka güç var bizleri
yöneten, dünden bugüne bir yaşantı
veren.
Oktay Ekinci’yle birkaç hafta önce
beraberdik. Yine beraberiz. Zamanlar
geçip gider ama dostluklar bir yere
gitmez. Ancak yüreğimizin ortasında
yaşar, yaşayacaktır.


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Yağmurda Bir Gün 20 Mart 2014

Günün Köşe Yazıları