Mustafa Sönmez
Mustafa Sönmez mustafasnmz@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Kürt Sorunu, Demokratik Özerklik ve CHP

13 Mayıs 2011 Cuma
\n

\n

Kürt sorunu, RTE istediği kadar sorunolmaktan çıktı desin, 12 Haziran seçimlerinin ertesinde de Türkiyenin gündeminde, belki de ilk sırada olacak. Kürt siyasetinin beklentileri, seçim düzleminde ifade ediliyor ve bildirgelerde dile getiriliyor. BDPnin yüzde 10 baraj adaletsizliğini aşmak için bağımsız adaylarla seçime girmesinin ötesinde, Türkiye solunun bir kesimiyle Emek, Demokrasi ve Özgürlük Bloku oluşturup daha Türkiye partisigibi hareket etmesi, olumlu. Bu, milliyetçi bir çizgiden sınıfsal bir çizgiye doğru, isabetli bir açılım.

\n

Blokun, bildirgesine hâkim olan en önemli unsurun, Türkiyede Kürt sorununu çözüme götürecek Demokratik Özerklik. Bu yaklaşımı daha önce BDP gündeme getirmişti getirmesine ama, Demokratik Özerkliki, ağırlıkla Güneydoğu için tahayyülleri, eksik ve yanlıştı. Türkiyenin tamamına şamil olmayan bir modelin, sorunu çözmeye yetmeyeceğini, özerk bölge yaklaşımının tüm Türkiye bölgeleri için geçerli bir modele dönüştürülmesi gerektiğini bu sütunda defalarca ifade etmiştik. En ağırlıklı bileşeni BDP olan blokun seçim bildirgesinde demokratik özerkliğin tüm Türkiye için geçerli bir yaklaşım olduğu noktasına varmış olması, bu açıdan olumlu.

\n

***

\n

Gerçekten de 73 milyonluk nüfusu, hızla kapitalistleşmiş ve beraberinde birçok sorunlarla, eşitsizliklerle yüz yüze kalmış bir ülkeyi, bu kadar merkezi bir yapılanmayla yönetmek akıldışıdır, bir. Antidemokratiktir, iki. Dolayısıyla, yeni anayasanın en önemli yapı taşını özerk bölgeleroluşturmalıdır. Türkiyenin siyasi ve idari yapısını, 81 il ve merkezden, Merkez-bölgesel meclis ve demokratik yerel yönetimler biçiminde bir yapılanmaya dönüştürmek zorunluluktur. Bu, hem istediğimiz demokratikleşmeye, hem toplumsal kaynakların rasyonelce büyütülüp daha adil bölüşülmesine imkân verecek hem de Kürtlerin kültürel ve siyasi beklentilerine çözüm üreterek kalıcı bir barışı tesis etmeye hizmet edecektir.

\n

***

\n

Bu yaklaşıma, özellikle CHPnin açık olması ve kafa yorması beklenir. Nitekim CHPnin, Kürt sorunu ile ilgili çözüm arayışları sırasında, yerel yönetimleri daha da güçlendiren Avrupa Özerklik Şartına Türkiyenin çekince koyduğu maddelerden çekinceleri kaldıracağını bildirmiş olması, çok önemli bir adımdır. Bilindiği gibi Türkiye, Avrupa Özerklik Şartının 11 ana maddesinden belli bir kısmını kabul ederken bir kısmına da çekince koymuştu. Çekince konulan maddeler arasında, yerel makamların kendi yetkilerini kullanımı, kendi iç örgütlenmelerini kurmaları”, “yerel makamlara danışılmadan planlama yapılmaması”,”yerel makamların başka ülkelerle işbirliği anlaşması yapması gibi şartlar bulunuyor.

\n

CHP lideri Kılıçdaroğlu, şartın tüm maddelerine sahip çıkarken CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu da tüm maddelerin uygulanması gerektiğini ifade ederek Bu çerçeve çok önemlidir. Bunu inceleyip Türkiyeye bir model olarak sunacağız. Merkez yerel dengesi açısından da önemli olacak demişti.

\n

***

\n

Kürt sorununa kalıcı çözümler üretmede, Türkiyeyi demokratikleştirmede, birbirine yakınlaşmış iki parti CHP ve BDPdir. Bundan sonra yapılması gereken, özerk bölgeler yaklaşımını ete kemiğe büründürmek ve anayasaya konulacak bir modele dönüştürmektir. Bu konuda, Kürt siyasetinin kafası henüz netleşmiş gibi durmazken Türkiye solunun da yeterince beyin eksersizi yaptığını söyleyemeyiz. CHP ise Avrupa yerel şartıyla ana prensipte önemli bir adım atmaktan öte, kamuoyuna açıklanmaya hazır bir modeli henüz üretememiştir.

\n

Blok, tüm Türkiye için sayıları 20-25 dolayında özerk bölge öngörmektedir. Önerilen, siyasi, kültürel, ekonomik yönden türdeş, sınırdaş illeri kümelendirerek özerk bölgeler oluşturulmasıdır. Bilindiği gibi AB ilkeleri ışığında böyle bir kümelenme var ve Düzey 2 olarak adlandırılıyor. Bu yapılanma 26 bölgeye ayırdığı Türkiyede, Kalkınma Ajansları kurulmasını ve bölgesel kalkınmanın bu ajanslar üstünden gerçekleştirilmesini öngörüyor. Bu bölge modeli, tamamen neoliberal ekonomik prensiplere dayanıyor. Yerele dönmüş görünmekle beraber, aslında tamamen merkezi iktidara bağlıKalkınma Ajansıyaklaşımına mesafeli durulmalıdır. Hem bölge tanımlarını, hem de işlevlendirmeyi tamamen eşitlik, katılımcılık ve kültürel özgürlük esasları üstüne, baştan üretmek gereklidir.

\n

Konuya yarın devam edeceğim

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları