Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Kriz Nereye? / 1
ABD ve AB’de yürürlüğe konulan önlemlerle mali sisteme bulaşan toksik maddeler ayıklanıyor.
Pembe senaryo: Kurtarma paketleriyle kriz bitiyor
Global krizin ne menem bir kriz olduğu, derinliği, süresi, bulaşıcılığı, kime değip kime değmeyeceği tartışmaları uzun süre gündemi işgal edeceğe benzer. Haliyle, başta Başbakan olmak üzere, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti yetkilileri de bu konuda ahkâmlar kesiyor ve bırakın etkilenmeyi, “fırsat” bilip yararlanılabileceğini bile ifade etmekten geri kalmıyorlar.. Ve herkes, böyle dönemlerin “müneccimleri” iktisatçılara da “Nereye varır bunun sonu” türü sorular sormaya devam ediyor, edecek...
Krizle ilgili olguları, biraz da “gönlüm neyi görmek istiyorsa” diye görmek ve yorumlamak da mümkün. Buradan istenirse hem pembe senaryo, hem de kapkara bir senaryo yazılabilir; Ama ihtimaller bu ikisinden ibaret değil elbette. Arada daha bir dizi farklı renkle ifade edilebilecek senaryolar var.. Yine de pembe bir senaryoya şöyle başlanabilir.
Yardım paketiyle krizin reel sektöre sıçraması engellenir
Kriz, yatırım bankacılığı adı verilen sonradan yetme, “gölge bankacılığın” marifeti. Bunların yol açtığı mortgage enkazı ve toksik maddeler, ABD’de Kongre’den geçirilen 850 milyar dolarlık paketle bir süre sonra, bir safra gibi alınır, özellikle mevduat bankalarına, reel sektöre sıçraması engellenir.
Kurulan varlık şirketi, bankalardan, şirketlerden, bugün para etmez hale gelen bu varlıkları, zordaki kuruluşlara da faydası olacak bir fiyattan alır ve sırtlarındaki bu kamburdan kurtulan firmalar, bankalar böylece rahatlamış olur. Piyasa değerleri yeniden yükselir, borsada bunlara olan iltifat yeniden artar. Bu kuruluşlar da yeniden kaynak aracılığına başlarlar ve kesintiye uğramış kaynak enjeksiyonuyla, ABD ekonomisinde, 2009’un ilk çeyreğinden başlayarak ekonomi yeniden büyümeye başlar. Üstelik kasım seçimlerinde işbaşına gelecek olan Demokratlar’la birlikte yeni bir sayfa açılmış olur. Sarsıntı geçiren firmalar birbirleriyle evlendirilir, güçlendirilir. Kriz, daha sıhhatli bünyelere de vesile olur böylece.
Kriz ders olur, ABD gerekli tedbirleri alır
Yatırım bankacılığının yol açtığı sarsıntı, bir daha böyle iş kazaları olmasın diye gözden geçirilir, önlemler alınır, kamuoyu da uyarılır. Bu durum Amerikalılara bir ders olur, ölümü gördükleri için sıtmaya razı olur, yardım paketini de sineye çekerler ve hayata dönüşle beraber her şey yeniden yoluna girer. Bütçede, kurtarmalardan dolayı faiz harcamaları arttığı gibi, ABD’nin asker-polis harcamaları da budanmaktadır. Bu, ABD’yi hegemonik dünya gücü olmaktan da çıkaracaktır, artık eskisi gibi saldırganlaşamayacak, gücünü farklı kutuplarla paylaşmayı öğrenecektir. Artık tek kutuplu ABD’den oluşan dünya, Rusya’sı, İran’ı, Çin’i, hatta Brezilya’sı ile, çok kutuplu bir dünya olmaya doğru seyretmektedir ki, bu da dünya barışı ve istikrarı açısından olumlu bir gelişmedir. ABD’deki düzelmeye paralel olarak, AB’de de 350-400 milyar Avro’luk bir kurtarma paketi oluşturulur ve orada da mali sisteme bulaşmış toksik maddeler ayıklanır, özellikle reel sektöre atlaması önlenir. ABD’deki iyileşme ile birlikte, AB’de de, 2009’un ilk çeyreğinden başlayarak, ekonomik büyüme kaldığı yerden sürer.
ABD ve AB'nin büyüme temposu diğer ülkeleri olumlu etkiler
Pembe senaryomuza göre, ABD ve AB’de kopan film, yardım paketleriyle yapıştırılıp yeniden büyüme temposu kazandıktan sonra, bu durum, bu bölgelerin en büyük tedarikçileri olan başta Çin, G. Kore, Hindistan olmak üzere Asya ülkelerini, petrol ve hammadde üreticisi başta Rusya olmak üzere BDT ülkelerini, Ortadoğu ülkelerini ve son olarak Latin Amerika ülkelerini olumlu etkiler ve buralardan yine ücret malı ürünlerin ihracatı kaldığı yerden devam eder. Kriz konjonktüründe kıymete binip içine kapanan fonlar, yeniden dünyaya açılır ve özellikle aralarında Türkiye’nin de olduğu “yükselen ülkelere” akar da akar. Özelleştirmelere büyük ilgi devam eder, Çin ve Hindistan’ın dizginlenemeyen iştahları, biraz petrol ve emtia fiyatlarını arttırsa da, dünyadaki ortalama büyüme hızını yıllık yüzde 5’in üstüne bile çeker.
Türkiye güvenli liman
Bunun devamı olarak pembe tablomuza göre, Türkiye, ABD ve AB’deki iyileşmelerle beraber yabancı sermaye ve sıcak para girişlerinin yarıştığı bir ülke olmaya devam eder.
AB’ye aksayan ihracatın da yeniden hızlanmasıyla öyle çok döviz girişi olur ki, dolar kuru, 1.20 YTL’lerden 1.10’lara doğru geriler. Kurdaki bu iniş, haliyle ithal mal girişini hızlandırır ve fiyatların biraz daha burnunu sürter; enflasyon böylece hedeflenen yıllık yüzde 4-5’lere çekiliverir ve buna paralel olarak faizler de aşağı iner, kredi kullanımı hem tüketici kesimde hem firmalar kesiminde artar, büyüme yeniden yüzde 7’lere çıkarken yatırımlar artar, istihdam hızlanır.
Zaten bir istikrar abidesi olan Türkiye ekonomisine yabancıların girişi hızlanır. Kimi özelleştirme projelerine, kimi gayrimenkul yatırımlarına sökün eder, sıcak para borsaya rekor üstüne rekor kırdırır.
Türkiye elini güçlendirir
Büyüme ve özelleştirmelerle kamu gelirleri de hızla artar. Hükümet GAP yatırımlarını kısa sürede tamamlar. Güneydoğu’da verilen gelişme sözü tutulmuştur, sulama ile tarımsal kalkınma hızlanır, işsizlik azalır ve barış akabinde arzı endam eder. Yanı sıra diğer sulama projeleri ile tarımda büyük üretim artışları yaşanır ve Türkiye gıda üretiminde bir dünya gücü olma başarısını yakalar, özellikle Rusya ve çevresi ile gireceği ilişkilerle hem ihracat hem turizm pazarları için AB’ye alternatif bir pencere açılmış olur. Ama bu arada, Türkiye, AB ile tam üyelik yolundan uzak durmaz ve kriz koşullarının güvenli limanı olduğunu kanıtlamış olmanın avantajı ile, elini daha da güçlendirir. Başbakan Erdoğan’ın krizi fırsat olarak değerlendirmiş olmaktan kastettiği de işte böyle bir şeydir!..
Kriz fırsata dönüştürülür
2009 başından itibaren yeniden hızlanan büyüme, krizden zaten ucuz sıyrıklarla kurtulmuş Türkiye ekonomisini yönetenleri haklı çıkarmış, kriz fırsata dönüştürülmüştür. Kamuoyu bu öngörüsü de doğru çıkan AKP iktidarını yerel seçimlerde kahir ekseriyetle yeniden işbaşına getirir, muhalefetin de eli böğründe kalır.
AKP iktidarı, krizi atlatan ve BOP hedeflerinin yeniden peşine düşen ABD’nin, bölgedeki en önemli müttefiki olarak eli daha güçlenmiş olarak bölgesel rolüne devam eder.
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
- Donald Trump'ın yeniden başkan olması dünya ekonomisini
- Ege'nin Gündemi'nde bu hafta!
- Dubai çikolatasına rakip
En Çok Okunan Haberler
- 'Tarihe not düşmek için geldim'
- Çok konuşulacak 'adaylık' açıklaması
- Fatih Altaylı ve İsmail Saymaz'a soruşturma
- Protesto eden yurttaşlara polis müdahalesi!
- Aydın Dağları'nda son yılların en verimli hasadı yapıldı
- A Milli Takım'ın Uluslar Ligi'ndeki rakibi belli oldu!
- İlk kez tek bir fotonun nasıl göründüğü gösterildi
- AKOM, İstanbul için 'saat' verdi: Çok kuvvetli geliyor!
- 5 yılda Türkiye'nin en büyüğü oldu: Nusret'e de satıyor
- Yıkılması gerekiyor!