Mustafa Sönmez
Mustafa Sönmez mustafasnmz@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Fırtına YaklaşırkenTürkiye Ne Durumda?

09 Eylül 2011 Cuma
\n

\n

\n

\n

\n

İkinci dip kapıda... Türkiye, bu yaklaşan fırtına karşısında nerede duruyor? RTEnin, teğet bile geçmez dediği yerde mi, yoksa topun ağzında mı? IMFnin çeşitli göstergeler üstünden sıralamasına bakmak en iyisi. \n

\n

Türkiye, 2010 ve 2011de büyüme oranıyla dikkat çeken ülke olmasına karşılık, bu büyümenin büyük cari açıklar vererek gerçekleşmesi, onu oldukça riskli bir ülke durumuna soktu. \n

\n

Türkiye G20 ülkeleri içinde en fazla cari açık sorunu olan ülke durumuna geldi. Cari açık yerine cari fazla, yani döviz fazlası olan ülkelerin başını petrol ihracatçısı S. Arabistan çekiyor. Milli gelirinin yüzde 15i oranında fazla veren bu ülkeyi Çin, Rusya, Japonya ve G.Kore izliyor. Türkiyenin 2011de 75 milyar dolara varan büyüklükte cari açık vermesi bekleniyor ve cari açığının milli gelire oranını, IMFye göre yüzde 10u aşacak. Cari açığı Türkiyenin üstünde olan ülkeler Yunanistan, Portekiz gibi batık ülkeler.\n

\n

***\n

\n

Cari açığı bu ölçüde büyüyen Türkiye, hem de kendi kontrolünde hem de dış dalganın etkisiyle büyümesini yavaşlatacak. Küresel kriz ateşinin tüm dünyayı sardığı 2009 yılında dünya ekonomisi yüzde 0.5 oranında küçülürken merkez ülkelerde daralma yüzde 3.4ü buldu. Türkiye ise, bütün teğet geçtiiddialarına karşın, yüzde 4.8 küçülme ile krizden en çok etkilenen ülkelerden biri oldu. \n

\n

2010, küçülmeden büyümeye geçiş yılı oldu ve dünya ekonomisi yüzde 5.1lik büyüme gösterdi. Gelişmiş merkez ülkelerde büyüme yüzde 3, yükselen ülkeler ise yüzde 7.4 oldu. Türkiyenin ise baz etkisi ile 2010 büyümesi yüzde 9a yaklaştı. \n

\n

2010’un en hızlı büyüyen yükselen ülkesi, Çin oldu. Hindistan, Endonezya, Arjantin,G. Kore, Brezilyanın büyümesindeki istikrar dikkat çekti. \n

\n

IMF, 2012 için -şimdilik- dünya ekonomisinde büyümeyi yüzde 4.5 olarak öngörüyor ve Türkiyenin ancak yüzde 2.5 büyüyeceğini belirterek iç karartıyor!”… \n

\n

***\n

\n

Dünya ekonomisi genelinde kamu bütçeleri önemli açıklarla ilerliyorlar. Bütçe açıklarının milli gelire oranı, 2009 krizinde yüzde 7.2 olarak ölçülmüştü. Bu oran, 2010da yüzde 6ya yakın gerçekleşti. Çoğu cari fazla da veren, bütçelerinde de mali disiplin uygulayan yükselen ülkelerde bütçe açıkları milli gelirin yüzde 3-4ü bandında ve bu, kabul edilebilir bir oran. \n

\n

2009 krizi öncesi yıllarda IMF ile yürütülen istikrar programının bir parçası olarak mali disiplin uygulayan Türkiye, krize küçük bir bütçe açığı ve makul kamu borç stoku ile girmişti. 2009da küçülmenin daha dramatik boyutlara ulaşmaması için kamu harcamalarını artıran, vergi kolaylıkları sağlayan Türkiyenin de bütçe açığı 2009’da büyüdü ve milli gelirinin yüzde 5.6sına çıktı. 2010’da ise hem hızlı ithalat artışı hem de iç pazara dönük büyümenin etkisiyle ÖTV, KDV gibi dolaylı vergilerde hızlı bir artış yaşandı. Dünyadaki eğilime paralel olarak faizlerin düşük seyri ile faiz harcamaları da azalan Türkiyenin sonuçta bütçe açığı 2010’da yüzde 3.2ye kadar düştü. \n

\n

Büyüme hızının gerilemesi, ithalatın düşme eğilimi ve krize karşı iç talebi canlandırma çabaları ile vergi gelirlerinde gerileme ve buna bağlı olarak bütçe açığında yeni bir artış, 2012 için muhtemel görünüyor. \n

\n

***\n

\n

Uzun yıllar iki basamaklı enflasyon ile yaşayan Türkiye, nihayet son yıllarda tek haneli enflasyon ile yaşamayı başardı. Ancak yine de emsal yükselen ülkeler içinde Türkiyenin enflasyonu hâlâ yüksek sayılır. Türkiyenin üstünde enflasyonu olan iki ülke yüzde 7 ile Hindistan yüzde 11 ile Arjantin. Buna karşılık, Rusya, Romanya, G. Afrika, Türkiyeden düşük enflasyona sahip ülkeler. \n

\n

Türkiyenin yüzde 7-8lerde seyreden enflasyonu, gıda, konut ve ulaşımda biraz daha yüksek. Kurun yükselmesi ile birlikte ithalat yoluyla maliyet enflasyonu yaşanmaya başlandı, devam edecek. \n

\n

Özetle, cari açık belasının da etkisiyle, ikinci bir dipte sıcak para girişi sürdürülemez, dahası, sıcak para çıkışı yaşanırsa, kur daha da yukarı gider ve Türkiye ekonomisinin hasarı daha büyük olur. Hasarı azaltacak tek cephane açık bütçe ve kamu borçlanması. Ama orada da deniz sonsuz değil. Kısa sürede durgunluk ve maliyet enflasyonu ile birlikte yüksek işsizlik sorunuyla burun buruna kalabiliriz. \n

\n

Böylesi bir kara kışta okkanın altına işsizlik, düşük maaş, yeni vergi yükü, sosyal hak, kıdem tazminatı gaspları biçimindeki faturalar yine alt ve orta sınıflara çıkarılacağı için, emek barikatı oluşturmada gecikmemek gerek

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları