Mustafa Sönmez
Mustafa Sönmez mustafasnmz@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Duble Yolun Nesi Marifet?

07 Eylül 2011 Çarşamba
\n

\n

Şehirlerarası yolculuğa çıktığınızda ya da bizzat kent içinde varlığını hissettiren yatırımların başını duble yollaradı verilen bölünmüş yollarla TOKİ yapıları çekiyor. AKP rejimi, bu yatırımları ile şişindikçe şişiniyor. TOKİ konusuna yeterince değindim. Okur, dilerse kısa bir internet taraması ile ilgili yazılarıma ulaşabilir. Gelelim AKPnin medarı iftiharı duble yollara...

\n

Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, geçen hafta, İstanbul-Şile bölünmüş yol açılış töreninde yaptığı konuşmada, iktidara geldiklerinde 6 bin kilometre olan bölünmüş yollara 2003’te 15 bin kilometre bölünmüş yol eklediklerini ballandırarak anlatıyordu. Yıldırım, Bölünmüş yolları 2015 yılı sonunda 26 bin 500, 2019 yılında 31 bin, 2023 yılında ise 36 bin 500 kilometreye çıkarmış olacağız diyordu.

\n

İktidarın ulaştırmaya yatırım yapmaktan başka bir mahareti var mı? Ulaştırmada da karayolundan başka bir marifeti var mı? Karayollarının bu kadar hegemonik olduğu bir ulaştırma politikası sağlıklı mı? Bu üç sorunun üçünün de cevabı negatif Kamuyu, bırakın sanayiden, her tür altyapı yatırımından uzaklaştıran AKP rejimi, bugün milli gelirin ancak yüzde 3.7si (4 bile değil) kadar kamu yatırımı yapıyor. Yani o yollar, havaalanları, DSİ yatırımları, okullar, hastaneler... Tüm bu alanlara yapılan devlet yatırım harcamalarını alt alta yazsanız, milli gelirin yüzde 4ü bile etmiyor. Buna karşılık kâr amaçlı özel sektör yatırımları milli gelirin yüzde 19-20sini buluyor. Yatırımların 5i özelden, ancak 1i (hatta daha azı) devletten...

\n

Oysa, öykündüğümüz Batılı ülkelerde devlet, hâlâ altyapıda büyük yatırımcı. Altyapısını çoktan tamamlamış AB ülkelerinde de, ABDde de kamu sabit yatırımları milli gelirin yüzde 4ü dolayında (Kaynak: Avrupa Komisyonu, European Economy -Economic Forecasts-, Spring 2010, DPT)

\n

***

\n

Kamu yatırımcılıktan uzak durup duble yollarla göz boyarken ulaştırmada demiryolları ve denizyolları hâlâ nal topluyor. Yük taşımasının yüzde 92si, yolcu taşımasının yüzde 97si hâlâ karayolu ile yapılıyor. Duble yolun trafik kazalarını azalttığı öne sürülüyor. Doğru olabilir, ama hâlâ trafik istatistikleri her yıl karayollarında ölümlerin 4 bin 300e ve yaralanmaların 200 bine ulaştığını gösteriyor. Buna karşılık, ihmal edilmiş kara ve denizyollarında kaza ve kayıplar çok çok az.

\n

Neden karayolu, neden duble yol? Tabii ki sistemin ulaştırma politikası bunun üstüne bina edilmiş. Otomobiller, minibüsler, otobüsler, bunları üreten otomotiv endüstrisi için, otomotiv ithalatçıları için karayolu lazım. Daha çok karayolu, daha özendirici karayolu... Duble yollar, otoyollar... Şehir içinde tüneller, viyadükler, köprüler...

\n

Öte yandan bu karayolu tercihi, Türkiyeyi yakıt, yani, petrol-doğalgaz üstünden de iyice dışa bağımlı hale getirmiş durumda. Yılda tüketilen 30 milyon TEP enerjinin en büyük kısmını oluşturan yüzde 15e yakını ulaştırmada tüketiliyor.

\n

Aklıselim, kamu çıkarı, ulaştırmada karayolunun payının azaltılmasını, demiryolları ile denizyollarının payının arttırılmasını öngörür. Ama AKPninki öyle mi? Varsa yoksa karayoluna akıtıyorlar dar kamu bütçelerini. Orada da duble yol yapımcısı yandaş müteahhitlere az buz iş çıkmıyor tabii ki...

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları