Mustafa Sönmez
Mustafa Sönmez mustafasnmz@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

CHP ve BDP:Hem Uzak, Hem Yakın...

17 Eylül 2012 Pazartesi
\n

Geçen yıl, bir özel yemekte CHP lideri Kemal Kılıçdaroğluna BDP algısını sormuştum. Kestirmeden, “Biz sosyal demokratız, sosyalist enternasyonal üyesiyiz, onlar değiller demişti. 24. kongresi geçen günlerde Güney Afrika Cumhuriyetinde Cape Town’da toplanan Sosyalist Enternasyonale (SI) Türkiyeden CHP tam üye, BDP ise gözlemci üye olarak katıldı. SInın başkanlığını Yorgo Papandreu yürütüyor. Ve 33 başkan yardımcısı arasında Kılıçdaroğlu da var.

\n

24. kongrenin Barış, Sürdürülebilirlik ve İşbirliği başlıklı bildirisinde yer alan dünyadaki çatışmalar ve barışçıl çözüm önerileri konusundaki kararda Kürt sorununun çözümüne ilişkin şu ifade yer aldı: “İsrail ve Filistin sorununa benzeyen Kürt sorununa çok taraflı çözüm gerekiyor. Irak, İran, Türkiye ve Suriyeyi temsil eden partiler ve Kürt halkı, BM ve uluslararası kuruluşlarla çok taraflı bir çerçevede çalışmalı. Kürt sorununun çözümüne, hakların korunmasına, Kürt halkının güvenlik ve yaşam koşullarının iyileştirilmesine yönelik özel çalışma grubunun uluslararası yasalara göre yeniden kurulmasına Sosyalist Enternasyonal Kongresince karar verilmiştir.

\n

Bu kongre kararı, başka bir taslağa CHPnin müdahalesi ile bu son halini almıştı. RTE, bunu da çarpıtarak CHPye yüklendi.

\n

***

\n

Fırsat buldukça bir araya geldiğim CHP ve BDP üst yönetimlerine sorular soruyor ve birbirlerini ne kadar doğru anladıklarını test ediyorum. Aslında bu, denekleri hem yöneticiler, hem taban olan ve bir araştırma kuruluşuna yaptırılacak anlamlı bir anket çalışmasının konusu. Yine de kişisel gözlemlerimi aktarmama izin verin. Bir kere ikisi de kitle partisi. Dolayısıyla bünyelerinde, temelde bazı değerlerde mutabık olsalar da farklı yönelimleri olan öğeleri barındırıyorlar. Ancak ortak yanları öne çıkaralım. İki parti de laisizm konusunda duyarlılar. İkisi de çalışan sınıflara, emeğe öncelik veren parti hüviyetindeler. İkisinin de emperyalizm, neoliberalizm konusunda hassasiyetleri var. 1 Mayıslarda aynı alanlara çıkabiliyorlar. Bütün bunlar yine de iki partiyi birbirine yakınlaştırmaya yetmiyor. Bu kadar yakınken uzak durmanın asıl nedeni Kürt sorunu

\n

CHPlilerin çoğu, BDPnin de bileşeni olduğu Kürt siyasetini ayrılıkçı-bölücü görme eğiliminde. Silahlı PKK ile BDP arasında bir mesafe görmemesi de CHPnin yakınlaşmamasında en önemli etken.

\n

Suriye ve Irakta yaşananlarla birlikte BDPnin de Büyük Kürdistan kurma heves ve niyetinde olduğuna inanan CHPli az değil. CHP içindeki Türk milliyetçisi damar, bu algının yerleştirilmesinde oldukça gayretli. Kürt siyasetinin, toprak bütünlüğü içinde farklı kimlik ve renklere saygı temelinde birlikte yaşama projesine yeterince ikna olmamış görünen CHPlilere, BDPliler, demokratik özerklik tezlerini de anlatmada başarılı görünmüyorlar. CHPlilerin önemli bir kısmı demokratik özerkliği, Güneydoğu illerinde uygulanacak ayrı bir yönetim biçimi, hatta kopma öncesi bir federasyon girişimi biçiminde anlama eğilimindeyken BDPliler bu yargıyı kıracak bir çabada da pek başarılı değiller. BDP programında yer alan, sayıları 20 dolayındaki demokratik özerk bölge idaresi ile tüm Türkiyede demokratikleşme projesi, özellikle Kandilden verilen demeçlerle bulanıyor. Kaçmaktan kovalamaya vakit bulamayan BDP, doğrusu, kendi kadroları arasında da bu konsept konusunda bir netliğe ulaşamıyor. Kendileri, Aslında öyle anlaşılmak istemiyoruz deseler de BDP, Kürt sorunu odaklı bir parti olmanın üstüne pek çıkamıyor.

\n

***

\n

CHP deyince birçok BDPli siyasetçi içinse algı: Militarist, inkârcı ve statükocu. Oysa, 1970li yıllarda Güneydoğuda Ecevit CHPsine büyük sempati vardı. Erdal İnönünün Kürt siyasetinin parlamentoda temsili için gösterdiği çabalara da gönül borçları var Kürtlerin. BDPliler, CHP içinde Kürt sorunu ile ilgili olarak güvenlikçi-müzakereci eğilimlerin çatıştığının farkındalar. CHPnin kısa vadeli politik hesaplardan sıyrılarak bu konuda barıştan, müzakereden yana bir dilin öne çıkması geciktikçe, iki partinin yakınlaşması da zora giriyor. Bu durum da sonuçta AKP rejiminin işine geliyor.

\n

Kanımca, iki partinin birbirini anlama ve birçok konuda ittifak yapmasının potansiyeli var. CHPnin Kürt sorunuyla ilgili müzakere yanlısı tutumunun netleşmesi, BDPnin de PKKyesürekli çatışmasızlık telkininde bulunması gerekiyor. CHPnin 1 Haziranda Meclise verdiği TBMMde toplumsal mutabakat komisyonu ve TBMM dışında âkıl insanlar grubu oluşturulması önerisini içeren metnindeki şu saptama oldukça önemliydi: Güvenlik eksenli politikaların Kürt meselesini çözemediği acı tecrübelerle aşikâr hale gelmiştir. Başka seçeneklerin hayata geçirilmesi, ertelenemeyecek bir ihtiyaç olarak önümüzde durmaktır. Bu bağlamda, siyasi alanın toplumsal barışı sağlayacak demokratik bir çözüm için yeniden düzenlenmesi ve yeni araçların devreye sokulması gerekmektedir.

\n

Bu saptamanın arkasında durmak, güçlendirmek, her şeyden önce CHPnin kendi değerler sisteminin gereğidir ve partide bu barışçı dilin hâkimiyeti, AKP karanlığına karşı güçlerin birleşmesinin, muhalefetin etkinleşmesinin de önünü açacaktır.

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları