Mustafa Sönmez
Mustafa Sönmez mustafasnmz@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

'Altın'dan BurnuUzayan Bakanlar...

11 Temmuz 2012 Çarşamba
\n

Mızrak çuvala, ne yapsanız sığmıyor. Söz meşhur; Halep oradaysa, arşın buradaİhracat verileri ortada, ihracatın yapıldığı ülkeler ortada. İhracat ürünü ortada. Hangi mızrağı saklayacaksınız? Türkiye yıllardır altın ithal eder. Esas olarak altın ithalatçısıdır. Halkımızın altına güveni ve merakı olduğundan Memlekette kuyum sanatı da var, işlenir, özellikle Arap ülkelerine satılır. Bunun için biraz ihracat da vardır. Bu da belli. Ekonomi sıkışınca altınlar, İstanbul Kapalıçarşıya getirilir, satılır, buradan da hurda altın olarak İsviçreye ihraç edilir, dövize dönüşür. Bütün bu trafik belli. Daha doğrusu belliydi, bu yıla kadar Altın ihracatı ya İsviçreye ya da Birleşik Arap Emirliklerine, farklı amaçla olsa da. Fakat, hiç altın ihracında esamesi okunmayan, hatta 2007, 2008, 2009 yıllarında “0” (yazıyla sıfır) payı olan İran, birdenbire altın ihracatında yüzde 76 pay sahibi göründü. Yılın ilk 5 ayında yapılmış görünen 4 milyar 20 milyon dolarlık altın ihracatının 3 milyar 75 milyon doları, yani dörtte üçü İrana yapılmış. Öyle görünüyor ki, önümüzdeki aylarda bu devam edecek ve belki de yıl sonunda 7-8 milyar doları bulacak

\n

Şimdi böyle bir mızrak çuvala sığar mı? Sorulmaz mı; ne oldu da İrana altın ihraç edilir oldu? Soruldu da. Ve tahmin edilen bulgulara ulaşıldı. Geçen yazımda yazmıştım. İran, gerilim yaşadığı ABD ve ABden sürekli baskı yiyor ve dış ticaret yaparken ödemelerini küresel bankalar üstünden gerçekleştiremiyor. Böyle olunca sattığı ham petrol ve doğalgazın kendisine altın olarak, ister bavulda, ister kamyonla teslimini istiyor. İrandan önemli bir enerji ithalatçısı olan Türkiye de, ithalat yapan kuruluşları Botaş ile Tüpraş aracılığıyla ödemeyi altınla yapıyor. Ne yapıyor yani? Altın ithal ediyor ve bunu İrana, ithalat fatura borcu olarak ihraç etmişgibi gösteriyor.

\n

Anlatılanlara göre mekanizma şöyle işliyor: İrandan alınan petrol ve doğalgazın parası Halk Bankasında tutuluyor. Banka bu parayı altına dönüştürerek, bazen zırhlı araçla sınırda İran Merkez Bankası yetkililerine teslim ediyor. Bazen de uçak kargosuyla İrana gönderiyor. Ama ödeme, kayıtlara ihracat olarak geçiyor.

\n

***

\n

Bunun, uluslararası tatsızlıklara neden olacağı boyutu kestiremiyorum. Bu bir tür hile-i şeriyeise riski nedir, bilemeyiz. Ama resmi makamlar, bu ülkenin dış ticaretinden, enerjisinden sorumlu bakanları, işin bu iç yüzünü açıkça anlatmıyorlar. Anlatmadıkları gibi redde vardırıyorlar. Bakın Enerji Bakanı Yıldızın söylediklerine; önceki gün,

\n

Enerji Teknolojileri Perspektifleri 2012programında konuşan Yıldız, İrana petrol ve doğalgaz karşılığında altın verildiği iddialarının sorulması üzerine, Tüpraşın aldığı ham petrolün ve Botaşın aldığı doğalgazın kendi para birimleri üzerinden ödemesi yapılmaktadır. Tüpraş TL, Botaş da anlaşması gereği dolar ödemektedir. Bunun altın ihracatının artmasında petrol ve doğalgaz ödemelerinin herhangi bir belirlemesi bulunmamaktadırdemiş.

\n

Olacak şey mi bu? Kimden, ne saklanıyor? Bunca yıldır, Türkiyeden altın almayan İran, durduk yerde 5 ayda 3.1 milyar dolar altını neden alsın? Ayda ortalama 700 milyon dolarlık bir faturaysa bu, yılda 7-8 milyar dolarlık bir altın ihracatı ve onu karşılayacak bir altın ithalatı demek.

\n

Burada tuhaf olan , hükümetin bakanlarının İrana altın ihracatının bir ödeme biçimi olduğunu kabul etmemeleridir. CHP milletvekili, eski ATO Başkanı Sinan Aygün, yıllarca TOBBde birlikte çalıştığı eski ASO Başkanı Çağlayana soru önergesi veriyor ve soruyor:İranın bir anda Türkiyeden bu kadar büyük miktarda altın ithal etmeye başlamasının altındaki neden hakkında bilgi verir misiniz? Bu gelişmenin İranın içerisinde bulunduğu uluslararası koşullarla ilişkisi bulunuyor mu?

\n

Zafer Çağlayandan İrana yapılan altın ihracatı ile ilgili kuru bir tablo gelir sadece. Tablonun söylediği sadece şudur: İrana altın ihracatımızın ocak-nisan toplamı 1 milyar 689 milyon dolardır. Peki neyin karşılığı bu ihracat? Meclisin denetim işlevine atfedilen ciddiyet, saygı işte bu kadarmış demek ki. Soru önergeleri böyle mi yanıtlanır?

\n

Halka gerçekleri söylemek yerine, altınla ödemeyi ihracat gösterip ihracat arttı yalanını rahatlıkla söyleyen, ihracattaki bu uyduruk artışın, TÜİKçe büyüme verilerine yansıtılmasından hiç rahatsızlık duymayan, bilgi kirlenmesine çanak tutan bakanlar, dönüp aynaya baksınlar, burunları durmadan uzuyor

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları