Mustafa Balbay
Mustafa Balbay mustafabalbay35@gmail.com Son Yazısı / Tüm Yazıları

Yarın... (28.10.2013)

28 Ekim 2013 Pazartesi
Yakın tarihe kadar ulusal
bayramları devlet kutlar, halk ikinci
planda kalırdı.
Artık tersine döndü...
Ulusal bayramlarda halkın
coşkusu, devlet törenlerinin önüne
geçti. Cumhuriyetin 90. yılında da benzer bir
tabloyu yaşıyoruz.
Günler öncesinden kutlamaların yeri tartışıldı.
Özellikle de büyük kentler, geleneksel
hale getirdikleri alanları yine coşkunun adresi
yaptı.
Böylesi yıldönümleri toplumsal belleğin
aynasıdır.
Bugünden belli ki, yarın Cumhuriyetin
90. yılı halkın belleğindeki taptaze bir zafer
günü olarak kutlanacak. Üstelik bu, halkın
“davetli” olarak katıldığı bir kutlama değil. Ev
sahipliğini de misafirliğini de halkın kendisinin
yaşadığı bir kutlama.
Böylesi ancak insanların içindeki heyecanın
dışarıya taşmasıyla gerçekleşir...
***
Bu heyecan bugünkü kuşaklara kadar nasıl
taşındı? Bu soruya verilebilecek elbette pek
çok yanıt vardır. Biri şudur:
Atatürk’le birlikte Cumhuriyetin kuruluş
coşkusunu yaşayan kuşaklar bunu öylesine
benimsediler ki; kuruluş heyecanı adeta
ölümsüzleşti.
O yıllara ait anılar bunun başlıca kanıtıdır.
Dünya çapında matematik bilimcimiz,
Arf teoreminin yaratıcısı Cahit Arf’ın Kurtuluş
Savaşı’nın ardından Cumhuriyetin ilan
edildiği yıllara ilişkin anılarından bir paragraf
aktaralım:
“İçimizde öyle bir başarma arzusu vardı ki,
dünyanın bütün problemlerini çözebileceğimize
inanıyorduk. Bununla da kalmıyorduk, o
problemleri çözünce yeni problemler üretip
onları da çözmeyi hedefliyorduk...”
Attilâ İlhan’ın bir söyleşisinde anımsıyorum,
şöyle diyordu:
“Eğer karnemizde zayıf getirirsek Cumhuriyetin
de zayıflayacağından korkuyorduk...”
Berin Nadi ölümünden kısa bir süre önce,
“Siz yeni kuşaklara acıyorum” demişti, “Cumhuriyetin
ilk yıllarındaki coşkuyu yaşamadınız.”
İşte Cumhuriyet kuşağı böyle bir kuşaktı.
Tüm yenilikleri benimsemeye, benimsemekle
kalmayıp yaratmaya hazırdı. Bu bağlamda
10. Yıl Marşı sadece marş değildir. O heyecanın
sese-söze büründüğü bir anıttır.
Yaratılan yeni kuşağın tüm dünyaya ilanıdır.
***
Yarın Cumhuriyetin 90. yılını kutlayacağız.
Başta vurguladığımız gibi, kutlamalarda
halkın öne çıkması, toplumun erozyona uğrayan
Cumhuriyet değerlerini koruma, sahip
çıkma bilincine ulaşması en büyük umuttur.
Bu umudun üzerine çok şey inşa edilebilir.
Bunun için şu sorunun yanıtını çok net vermek
gerekiyor:
Cumhuriyeti kutlama heyecanının içini neyle
dolduracağız? Cahit Arf’ın, Attilâ İlhan’ın
gençlik anılarında olduğu gibi, 90. yıldan
100. yıla giderken Cumhuriyet bilincini tüm
benliğimizde hissetmek için ne tür hedeflerimiz
olacak?
Bu soruların kişisel ve kurumsal yanıtları
olmalı.
Yarın alanlara çıkacak olanlar elbette
Cumhuriyet’in sadece 29 Ekim gününden
ibaret olmadığını çok iyi biliyorlar.
Yarın Cumhuriyeti kutlama coşkusunu
yaşayacak olanların içinde kimi kazanımları
yitirme kaygısı da var. O da bir gerçek, ciddi
bir sorun.
Ama asıl olan sorunun büyüklüğü değil,
sorunla başa çıkma iradesinin büyüklüğü.
Yarın bunu kanıtlayacağız...
Yarın ben de Tandoğan’da, Gündoğan’da,
İstiklal’de olmak isterdim...
Bu duygulardaki herkese şunu haykırmak
isterim:
Muhteşem bir başlangıç olsun yarın...
Artık durmayın, karanlıkları yarın...


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Umut ve mücadele! 21 Kasım 2024
Yine yeniden BOP! 20 Kasım 2024

Günün Köşe Yazıları