Şahsıma mektuplar (38) Göçmenbank!

12 Ekim 2024 Cumartesi

Sonunda dünyanın en hareketli, en üretken, en değişken bankasını kurdum. Bu öyle bir banka ki her an her amaç için kullanabiliyorsun. Nakit kredi gibi. Maliyeti ne kadar yüksek olursa olsun, üzerine almadan hemen başkasına yükleyebiliyorsun. 

Hareketli dediğim şu; banka ayaklı! Her an her yere gidiyor. Gece gündüz demiyor. 

Üretken dediğim şu; yakıt olarak biraz ekmek-su veriyorsun, her türlü üretimin içine katıyorsun.

Değişken dediğim şu; sadece üretimde yok, yönetimde de var. Yönetim derken kendini yönetecek olanları seçmesini sağlıyorsun. Yani şahsımı seçmesini! Şimdilik oran düşük ama ileride daha yoğun biçimde seçmen olarak da kullanabileceğim bir banka!

***

Bankanın adı kısaca şöyle:

Göçmenbank!

Memleketin her yerine eşit olarak götürdüğüm en büyük hizmet, göçmenbankı bütün illere yaymak oldu. Göçmenbank haritasına baktım Bayburt’a bile şube açmışız. Hatay, Gaziantep, Şanlıurfa, Mersin gibi illerimizde nüfusun yüzde 50’sine doğru gidiyoruz. 

Maşallah her yerden geliyorlar. 

Sınırlarımız oldu kevgir...

Herkese diyoruz gel gir!

Dünyanın her yerinden insan alma sanatında Mevlana’yı bile geçtik. Kim olursan ol gel diyoruz. İster mazlum ol, ister katil ol, ister hırsız ol, ister ülkenden kovulmuş ol, ister benim ülkemi beğenmeyip Avrupa’ya gidecek ol, ister ülkeme rejim ithal etmeye hevesli ol...

Kim olursan ol, gel!

Mevlana demişken yazmadan geçemeyeceğim... Biz Mevlana’yı o kadar iyi hazmettik ki şimdi onu aşmanın yollarını ürettik.

Fakirden alıp zengine vermede akarsu gibiyiz.

Hak, hukuk, adalette ölü gibiyiz.

Hazinemizi büyütmede deniz gibiyiz.

Kirli çamaşırlarımızı kurutmada güneş gibiyiz.

Tapu ve kadastro işlerinde toprak gibiyiz.

Çalışanlara ve emeklilere hakkını vermede gece gibiyiz.

Halkımıza hangi yüzümüz lazımsa onun gibiyiz!

Mevlana yaşasa bizden öğreneceği çok şey vardı. Göçmenbank işinde şahsımı tebrik eder, Şems’i bana şikâyet ederdi. “Senin gibi Şems’im olsun, ne hırka isterim ne şemsiye” derdi!

***

Mevlana’yı yakında göçmenbankı anlatırken kullanacağım için biraz söz edeyim dedim. Kimi kendini bilmezler ileri geri laf ediyor. Yok memleket nüfus işgaline uğramış, yok iç barış bozulacakmış!

Bozulursa bozulur. Yeter ki şahsım düzeni bozulmasın!

Şahsım düzenini memleketin bekasına denk getirdim; böylece şahsıma laf eden memleketin geleceğine, huzuruna, refahına, her şeyine karşı çıkmış demektir. Karşı çıkan artarsa göçmenbankın bir bölümünü hemen seçmenbank yapacağım. O zaman görecekler misakı da milliyi de!

Memlekette herkesi çıkarcı yaptım, kendi çıkarı devam eden ötesine bakmıyor. İş alemine de göçmenbankı gösterip seslendim:

- Alın size ucuz emek gücü. Alın size emekbank!

Evire çevire kullanıyorlar. Çalıştırma yaşı 6’ya inmiş ama olsun!

Avrupa’yı da kapsama alanım içine soktum. Herifler acemi, cesaretsiz... 3-5 bin göçmen gelince telaşlanıyorlar. Bizdeki milyonları görünce “Parası neyse verelim, sizde kalsın” diyorlar. Arada Edirne’ye göçmen seferi düzenletip “tehditbank” olarak kullanıyorum! 

Yerine göre kaosbank da olur, bunu karıştırmayalım!

Memlekete dünyanın insanı girmiş “İsrail de girebilir” deyince herkes “Olur mu olmaz mı” tartışmasına girdi!

Şahsım bunlarla oynamasın da ne yapsın!

Bu kerizbank sakinlerini de sonra anlatırım!



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Ufuksuzluk! 10 Ekim 2024

Günün Köşe Yazıları