İstanbul güzel ama...

04 Temmuz 2024 Perşembe

Başlık Murathan Mungan’ın şiirinden... Yeni Türkü’nün müzik zenginliğimize kattığı şiirin nakaratındaki “İstanbul güzel ama”dan sonra pek çok şey söylemek mümkün.

Ne zaman gitsem, “İstanbul güzel bir şehir değil, çok güzel yerleri olan, bir o kadar da sorunlarla dolu bir dünya şehri” derim.

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’na 60. kitabımız “Bak İşte Bahar Geldi”yi armağan ettik ve çay içimi sohbet ettik. Beyoğlu’nda eski TÜYAP binasındaki çalışma ofisindeki görüşmemiz öncesinde iki toplumsalprojeye son şekli veriliyordu. Sonrasında da bir başka heyetin yenileme sunumu vardı.

İmamoğlu son dönemde kamuoyunda da yer bulan İstanbul Planlama Ajansı’nın (İPA) çalışmalarını ülke çapına yayma hazırlığında. Türkiye Belediyeler Birliği şapkasının da verdiği sorumlulukla, Anadolu’nun gücünü İstanbul’la, İstanbul’un gücünü Anadolu’yla paylaşma hedefi var. Önümüzdeki dönem bu yanlarıyla ayrıca öne çıkacak.

CHP’nin “güçlü, bütün, değişime ayak uyduran” bir tempoda yürümesiyle genel iktidara kesin gözüyle bakıyor, “Asıl mesele, gelince neler yapılacağı” diyor!

Bizden sonraki konuklarından biri de eski bir MHP milletvekili idi!

***

İmamoğlu ile görüşme sonrası İstiklal Caddesi’nde yürürken Casa Botter Sanat ve Tasarım Merkezi’nde Nuri İyem Sergisi dikkatimizi çekti. Saatlerce kalınası, her biri roman anlatımında portreler... İkinci Abdülhamit’in resmi terzisi Hollandalı Jean Botter için 1900 yılında inşa edilen bina yıllarca metruktu. 2023’te restore edildikten sonra asırlık tuğla duvarlarıyla nefis bir kültür ortamı olmuş.

Az ötede Beyoğlu Belediyesi binasının girişinde de 2 Temmuz Madımak acısının dev bir bez pankartı asılıydı. Babası Beyoğlu Belediyesi’nde işçi olarak çalışmış İnan Güney, 31 Mart’ta CHP adayı olarak Beyoğlu Belediye başkanı seçildi.

Karaköy-Eminönü-Kadıköy vapurunda aksakalları gepegenç bir Karslı selamladı. “Adım Köroğlu dedi. Lakap sandım. Gerçekten Köroğlu’ymuş. Araştırmış, adı Köroğlu olan yokmuş. “Bir ekonomik zulüm var” dedi:

“Kars’ta ev, tarla, kaz, tavuk ne varsa satıp geldik. Ne dönebiliyorum ne kalabiliyorum...”

Karşımızda emekli bankacı çift vardı. Çanakkaleli. Para etmiyor diye 500 şeftali ağacını geçen yıl sökmüşler. “2013’te emekli oldum. O gün maaşım 1300 dolar karşılığı idi. Şimdi 800. Benim 500 dolarım nerede” diye sordu. Asıl güncel dertleri bir daire sahibi oldukları apartmanın deprem tehlikesine karşın hâlâ kentsel dönüşüme girememesi. İktidarın “yarısı bizden” sözünü anımsattı. Yerel-genel yönetimin bir olup sorunu çözmesini istiyor.

***

Söğütlüçeşme tren istasyonunda bir yurttaşın yakınması şu oldu:

“Artık memlekete gitmek de yurtdışına gidiş kadar maliyetli. Yılda ikiydi, iki yılda bire indirdik. Bir de şu deprem... Memlekete dönsek mi diyoruz!”

Deprem ve pahalılık İstanbul’un güzelliğindeki sivilceleri artırmış.

Bir de “yabancılar”!

İstanbul-Ankara hızlı treninde yolculuk iki bölüm. Eskişehir ayrı bir merkez. Eskişehir’de inecek genç grubun konuşkan olanı, “Taksim’de kendimi yabancı hissettim” dedi:

“Aslında Eskişehir’in nüfus yapısında da değişim var. İstanbul’la birlikte bakınca Türkiye’de birinci yabancı dil Arapça, ikinci Rusça, üçüncü İngilizce...”

Sıralama dönemlere göre değişir ama...

Türkçe yabancı dil haline gelmesin de!



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

İstanbul güzel ama... 4 Temmuz 2024
Suriye denklemleri... 3 Temmuz 2024

Günün Köşe Yazıları