Mustafa Balbay
Mustafa Balbay mustafabalbay35@gmail.com Son Yazısı / Tüm Yazıları

Ergenekon'da hüküm niçin olanaksız? (03.08.2013)

03 Ağustos 2013 Cumartesi

Bir çuval düşünün; içine sıfırdan dokuza kadar onlarca rakam atmışlar.

Çuvalı tutan kişi soruyor:

“Bu çuvalın içindeki rakamların oluşturduğu sayıyı söyleyiniz.”

Bunu bilmek mümkün mü? Değil.

Çünkü kaç rakamı yan yana getirirseniz ona göre bir sayı oluşur. Altı adet rakam dizerseniz yüz binlerden, yedi yaparsanız milyondan söz edersiniz. Arada değiştirdiğiniz her rakam elbet sayıyı da değiştirecektir.

İşte Ergenekon çuvalı böyle birşey.

O nedenle de böyle bir davada hukuka uygun bir hüküm vermek olanaksızdır.

Dondurmayla çorbayı karıştırıp üzerine turşuyla şeker dökerseniz bu yemeğe ne ad verirsiniz?

İşte Ergenekon böyle bir yemek.

Yerseniz!

***

Beş yıllık dönemde karşı karşıya kaldığım tablonun da gereği olarak, tarihteki önemli siyasi davaların hemen tümünü inceledim.

Ergenekon, Mithat Paşa davasından Hitler mahkemelerine, Yassıada’dan 12 Eylül Mahkemelerine kadar bütün bu davalardaki hukuksuzlukların toplamını ikiye katlar.

Tarihteki davalarda bir kişiye işlemediği suçu yükledikleri olmuştur ama, bugünkü gibi, “yanındakine yüklediğiniz suçtan sen de sorumlusun” denmemiştir.

Türkiye’deki hukuk sisteminin tüm sakatlıklarını bünyesinde barındıran Ergenekon davasında açıklanacak karar, işte bu sistemin röntgenini oluşturacaktır. Artık herkesin bildiği sakatlık bu röntgenle birlikte çözümlerin de daha sağlıklı tartışılmasına yarayacaktır.

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) Türk üyesi yargıç Işıl Karakaş’ın Hürriyet gazetesine veridği söyleşi yargı sistemindeki olumsuzlukların en tepede de kendini gösterdiğini ortaya koyuyor. Karakaş, Türkiye’nin AİHM katındaki kötü siciline dikkat çekerken öteki yargıçların kendisine üzüldüğünü de saklamıyor. Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) AİHM kararlarını dikkate almamasından yakınıyor.

Ergenekon mahkemesinde de çok sık yaşadığımız gibi yargı sistemimizi birbirine bağlayan bu zincir yok. Her mahkeme zinciri koparmış, altından üstünden bağımsız tam gaz karar üretiyor.

Hukuk üretmiyor, karar üretiyor.

Karakaş’ın özetlediği tabloyu Türkiye’deki değişime kafa yoran yerli-yabancı herkesin ayrıca dikkate alması gerekir. Zira AKP’nin ilk 10 yıllık diliminde yargıdan dış ilişkilere kadar attığı her adıma “reform” diyenler bugün şu düşüncelerini ilan vererek duyurmaya çalışıyorlar:

“Ortadoğu’da bir diktatörlük daha doğuyor. İnsanlarının öldürülmesine sessiz kalan, hatta olağan karşılayan bu anlayış kabul edilemez.”

***

Türkiye’de hukukun hangi noktaya geldiğini görmek isteyen herkes 5 Ağustos’ta Silivri’de olmalı, olamıyorsa orada yaşanacakları çok iyi analiz etmelidir. Sadece görünene bakmamalı verilen kararları akıl, mantık ve hukuk süzgecinden geçirmelidir. Ergenekon’da o süzgeçlerin üzerinde ne kalır bilmiyoruz ama, şunu biliyoruz:

Bu davanın ve davaya bağlı olarak toplumun izleyeceği seyir Türkiye’nin önümüzdeki dönemini şekillendirecek.

Anlatım gereği “dava” diyoruz ama, yazının başında vurguladığımız nedenlerle buna dava da denemez.

Olmayan davanın da hükmü olmaz.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Değişimin 1. yılı! 5 Kasım 2024
CHP’ye operasyon! 31 Ekim 2024

Günün Köşe Yazıları