Mustafa Balbay
Mustafa Balbay mustafabalbay35@gmail.com Son Yazısı / Tüm Yazıları

Erdoğan’ın dört tarz-ı siyaseti!

27 Kasım 2019 Çarşamba

AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın muhalefet partilerine dört temel bakışı var. Bugün, günlük gelişmelerin dışına çıkalım, bu konuyu sütuna yatıralım.

Birinci bakış, kendi tabanının da çevresinde yer alan partileri ya da parti liderlerini AKP’ye katıp içeride eritmek. O eritmeden katıksız destekçiler çıkarmak. Bunun iki somut örneği var: Numan Kurtulmuş ve Süleyman Soylu.

Kurtulmuş, Has Parti’yi kurduğunda, Saadet Partililer çok rahatsız oldu. İş, şiddete kadar vardı. Kurtulmuş’tan endişe eden bir kişi daha vardı: Erdoğan.

2012 yılında Kurtulmuş, Has Parti’yi feshetti, kendisi de çevresiyle AKP’ye katıldı. O gün Kurtulmuş, “Bize reddedilmesi zor bir teklif yapıldı” dedi. 

Erdoğan, ikna gücü çok yüksek bir lider. Hangi güç türünü kullandı, bilemiyoruz.

Soylu da, 2008-2009’da Demokrat Parti Genel Başlanlığı yaptıktan sonra, 12 Eylül 2010 referandumunda “evet” için çok yüksek yararlılıklar gösterdi, devamında AKP’ye geçip yükselmeye başladı. Derler ya:

Yüksel ki yerin bu yer değildir,

Saldır herkese liderini sevindir!

***

İkinci tarz-ı siyaset, muhalefet partisini içinde eritmeyip dışarıdan desteklemesini sağlamak. Bu da en az birinci kadar yararlı. MHP ve BBP bunun en somut örneklerinden. 

AKP siyasetimize, “iktidarı destekleyen muhalefet partileri” diye özetleyebileceğimiz müthiş bir kavram kazandırdı.

Bu yöntemin iki yönlü faydası var. Birincisi AKP’ye güç katıyor, ikincisi de AKP’yi eleştiren öteki muhalefet partilerine cevap veriyor! 

AKP için bundan iyisi Şam’da kayısı...

Üçüncüsü, ilk iki yöntemin tutmadığı durumlarda, muhalefet partisinin kendisine muhalefet etmemesini sağlamak. Bu olacak şey mi, adı üstünde muhalefet partisi, iktidarın yanlışlarını eleştirir, diyebilirsiniz. Ancak bu, Erdoğan’ın tarz-ı siyaseti için geçerli değil. Bununla ilgili örneklerden biri Saadet Partisi. Erdoğan Saadet’e şöyle bakıyor:

Parti küçüktür, ama insanın ayağına dolanır!

Önce Has Parti muamelesi yapmak istedi, olmadı. Saray’da görüştüler. Erdoğan’ın reddedilmesi zor, her biri ötekinden çekici önerileri Temel Karamollaoğlu katında kabul görmedi.

Erdoğan sonunda şuna da fit oldu:

Hiç değilse Millet İttifakı’na yakın durma!

Derken siyasi sahnemize yeni bir parti katıldı:

Yeniden Refah Partisi!

Başında da tanıdık bir isim: Fatih Erdoğan!

Geçen gün muhterem Fatih Beyefendi’nin önümüzdeki seçimde AKP listesinden milletvekili olabileceğini söyleyince, açıklama yaptılar. “Bizim Cumhurbaşkanının organizasyonu olduğumuz doğru değildir” dediler. Biz böyle bir şey demedik, sadece Fatih Bey AKP’den vekil olabilir dedik. Bekleyip göreceğiz!

Dördüncü tarz-ı siyaset ise şu:

Yanına çekemeyeceğin partileri, erozyona uğrat, yıprat, şeytanlaştır, itibarsızlaştır...

Bunun yakın geçmişte başlayan, hâlâ yürürlükte olan yol haritası şöyle:

PKK üzerinden HDP’ye, HDP üzerinden CHP’ye yüklen, sonra dön İYİ Parti’ye, “Senin bu yapı ile ne işin var” de!

Bu yöntemden istedikleri sonucu alamadılar. Belki de Millet İttifakı’nı parçalamak yerine, bunun motor gücünü parçalamak daha uygun!

***

İktidar, muhalefetin etkisiz olmasını isteyebilir, ama bunu etik olmayan yollarla, “Her şey mubah” diye yaparsa o ülke siyaseti çürür.

Akla her şey gelir...

Siyaset kirlenir...

Tıpkı hava kirliliği gibi, siyaset kirlenince bundan az ya da çok, herkes payını alır.

Pek çok güncel istemin başına şunu koymak gerek:

Temiz siyaset!



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Umut ve mücadele! 21 Kasım 2024
Yine yeniden BOP! 20 Kasım 2024

Günün Köşe Yazıları