Mustafa Balbay
Mustafa Balbay mustafabalbay35@gmail.com Son Yazısı / Tüm Yazıları

Avrupa Türkleri...

09 Şubat 2020 Pazar

Şubat ayı başında Prof. Dr. Emre Kongar’la birlikte CHP Belçika Birliği’nin Uğur Mumcu’yu anma toplantısı için Brüksel’deydik. 

Birlik Başkanı Derya Bulduk yönetiminde uyumlu bir ekibin ne kadar güzel yol alabileceğine tanık olduk.

Konuşma sonrasında toplantıyı yöneten Erdinç Utku sözü, dinlemeye gelenlere verdi. 

Özellikle kadınlar, duygulu konuşmaların devamında gözyaşlarını zor tutarak sözlerini tamamladılar. Bir söz vardır:

Türkiye hapşırsa Avrupa’daki Türkler nezle olur!

Bu sözü yaşadık.

Bir kadın, kendisi de örgütlü mücadele içinde olduğu için sevincini paylaşırken, Türkiye’nin içinde bulunduğu durumdan duyduğu üzüntüyü anlattı, hıçkırıklarla sonunu getiremedi. Üniversiteyi yeni bitiren bir tarih öğretmeni Belçika’daki okullarda Türkçe dersinin kaldırıldığını acı bir durum olarak paylaşırken, Türkçe derslerinin verileceği yerler açmak gerektiğini ve bunu yapabileceklerini söyledi. Genç kadının heyecanı tüm salonu etkiledi.

Toplantı sonrası CHP Fransa Birliği’nden arkadaşların da olduğu aile sohbetinde sorduk:

- Avrupa’da farklı düşüncelerden Türklerin üzerinde birleşebilecekleri ortak mücadele konuları olabiliyor mu?

Sorumuza olumsuz yanıt verdiler, AKP’nin Avrupa’da da kendi yurttaşları arasında yaptığı ayrımcılıklardan örnekler aktardılar.

Gece boyu süren sohbette bir konuyu daha masaya yatırdık:

Avrupa’ya işçi göçünün başlamasının üzerinden yarım asırdan fazla zaman geçti. Avrupa’da doğan dördüncü, beşinci kuşak var. Artık “gurbetçi” sözü geride kaldı, bunun yerine ne ad verilebilir?

Bu konuya Erdinç Utku da çok kafa yormuş. Pek çok tanım arasından “Avrupalı Türkler” bir tık öne çıkmış.

Belki şu tanım daha uygun:

Avrupa Türkleri!

***

Hindistan, yaşadığı yoğun beyin göçünü durduramayacağını anlayınca başka bir yöntem denedi:

Beyin göçünü beyin gücüne çevirmek!

Değişik ülkelerdeki yurttaşlarına şunu söyledi:

Dünyanın neresinde olursanız olun, ülkeniz için bir şey yapın!

Bu yöntem tuttu, ayrıntıları başka bir yazı konusu.

Türkiye’de de zaman zaman bu konu gündeme getirilir, hükümetler beyin göçünü tersine çevirecek dev projeler açıklarlar!

Hiçbiri işe yaramaz...

Bugün beyin göçünün çok daha ciddi boyutlarda olduğunu bir kez daha gördük. Belçika ziyaretinin ikinci günü ülkenin bin yıllık, ortaçağdan kalan şehri Brugge’e gittik. Derya Hanım’ın yanı sıra Emirdağlı Ramazan Bey ve Yozgatlı Firdez Hanım’la birlikte...

Türk Türkü her yerde bulur...

Her tarafı tarihi olan şehrin çok tarihi bir köşesinde karşımıza Türkçe konuşan, pırıl pırıl üç genç çıktı. İzmir Dokuz Eylül Üniversitesi Mühendislik Fakültesi’ni bitiren Hasan, eşi ve kardeşi...

Ayaküstü sohbette Brugge’de büyük bir uluslararası şirkette çalıştıklarını söylediler. “Türkiye’den ne zaman geldiniz” soruma Hasan’ın yanıtı şu oldu:

- Gelmedik, kaçtık!

Bir an herhangi bir suçlama nedeniyle değişik yollarla kaçmış olabileceklerini düşündüm. Fark etmiş olmalı ki devam etti:

- Yok yok, sandığınız gibi değil. Artık Türkiye yaşanmaz bir yer oldu. Bu iş fırsatını bulur bulmaz kaçarcasına Türkiye’yi terk ettik.

Üniversite arkadaşlarının ne yaptığını sorduğumda da eşi yanıt verdi:

Bilgisayarım o arkadaşların CV’siyle dolu. Bize de iş bakın diyorlar!

Bir ülkedeki en büyük erozyon, yetişmiş insan gücünün ülkeyi terk etmesidir!

***

Türkiye’de bir yer için söylenen sözlerden biri şudur:

El değmemiş güzelliklere sahip!

Neden “el değmemiş” deriz?

Çünkü biliriz ki “el değince” o güzellik kaybolur!

Brugge’de şehrin her yeri “el değmiş” güzelliklerle doluydu. Bin yıldır, restorasyon dışında dokunmuyorlar.

Binaların sokağa bakan yüzü dantel gibi...

Kanallar, Venedik’i canlandırıyor...

Göletler, doğal ev sahipleri ördeklerle dolu...

Türkiye’de o sıra Orhan Kemal, Kemal Sunal, Reşat Nuri Gündekin’in yaşadıkları evlerin yıkılması konuşuluyordu. Brüksel’de kent meydanında Victor Hugo’nun Sefiller’i yazdığı bina, önünde plaketle dimdik duruyordu. Hatıra fotoğrafı çektirirken hem imrendik hem hüzünlendik...

Türkiye’ye dönerken uçakta Prof. Murat Karaman’la tanıştık. Robotik Kulak Burun Boğaz Cerrahisi Derneği Başkanı, İYİ Parti Genel İdare Kurulu Üyesi.

Uğraş alanlarından birinin beyin göçü olduğunu söyledi.

Memlekette her şey göçüyor, beyinler dahil...

Ne olursa olsun, çağı yakalamış bir Türkiye için mücadeleye devam...



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Umut ve mücadele! 21 Kasım 2024
Yine yeniden BOP! 20 Kasım 2024

Günün Köşe Yazıları