Mustafa Balbay
Mustafa Balbay mustafabalbay35@gmail.com Son Yazısı / Tüm Yazıları

Âşık Veysel’in son oğluna veda!

07 Eylül 2021 Salı

Hakkında en çok şiir yazılan büyük halk ozanı Âşık Veysel’in hayattaki son oğlu, öğretmen, müzisyen Bahri Şatıroğlu, okulların açıldığı gün toprağa verildi.

Âşık Veysel, Anadolu’nun tarihinden kültürüne, çilesinden yaşam sevincine kadar her şeyin toplamıdır. 

Âşık Veysel, yedi yaşında kaybettiği iki gözünün ardından sazıyla ve yüreğiyle görmeye başlamış, 1930’lu yılların Sivas Milli Eğitim Müdürü Ahmet Kutsi Tecer’in öncülüğünde düzenlenen Âşıklar Bayramı’yla Türkiye’ye açılmış bir halk ozandır.

Âşık Veysel, 1933’te Cumhuriyetin onuncu yılında yazdığı şiirle Ankara’nın yolunu tutmuş, hep insanı, sevgiyi, aşkı, barışı, uygarlığı, doğayı konu etmiş çok zengin bir aydınlanmacıdır.

Âşık Veysel, okuma yazma bilmeyen bir öğretmendir. 1940’lı yıllarda usta öğretici olarak Köy Enstitülerinde saz öğretmenliği yapmış bir Cumhuriyet âşığıdır.

Âşık Veysel, şöhreti daha hayattayken yakalamış ama hiçbir zaman şöhretin esiri olmamış, Bedri Rahmi Eyüboğlu, Yaşar Kemal, Ruhi Su, Ümit Yaşar Oğuzcan gibi sanatçılarla, edebiyatçılarla omuz omuza olmuş, gerçeği en iyi gören ve dile getiren bir insanlık abidesidir.

***

Âşık Veysel’in ailesi de yukarıda sıraladıklarımızın mirasını taşıyan geniş bir yelpazedir. Altı çocuğu Zöhre, Zekine, Hayriye, Menekşe, Ahmet, Bahri hep anneleri Gülizar ve babaları Âşık Veysel’le nefes alıp verdiler.

Onların önemli bir bölümünü büyük halk ozanının yaşamını yazmaya giriştiğim 2018 yılı yazında, doğduğu köyde, Sivrialan’da tanıdım. Ahmet, o yılın başında toprağa verilmişti. Hasta olan Zöhre dışındaki tüm çocuklar ve ondan fazla torun beraberdik.

Bahri Öğretmen, babasının olağanüstü isteğiyle eğitime ve saza yönelmişti. Bunu büyük bir onur ve mutlulukla anlattı. Akşam gün batmadan oturduk, günün doğumuna yakın kalktık. Torunları ona iki ad takmışlardı; pamuk dede ve Dın dın dede...

Dın dın dedelik elbette sazdan geliyor. Âşık Veysel’in son şiiri “Dönmez yola gidiyorum”u o bestelemiş. İki kez dinledik. Ölümün yaklaştığını gören büyük halk ozanı şöyle sesleniyordu:

“Selam saygı hepinize/ Gelmez yola gidiyorum/ Ne karaya ne denize/ gelmez yola gidiyorum...”

Gece yarısını hayli geçtiğinde Bahri Öğretmen yıldızlara baktı, mırıldandı:

“Babamın üretme saati geldi...”

Âşık Veysel çoğunlukla sabaha karşı şiirlerine son şeklini verir, ertesi gün köyün öğretmeninden kâğıda geçirmesini istermiş.

Büyük ozan, şiirin tam oluştuğuna inandıktan sonra öğretmene haber verirmiş. “Şiirin tamamlanmış kısımlarını yazalım. Bölüm bölüm tamamlarız” önerisine karşı çıkıp şöyle dermiş:

“Lafı tam pişirmeden ağzımdan çıkarmam!”

Âşık Veysel hepimize konuşma dersi de veriyor!

Bahri Öğretmen’in yaşamı boyunca bir işi de babasının arşivini toplamak oldu. Ondan kalan iki sazdan birini Sivrialan’daki müzeye armağan etti. Büyük ozanın sağlığında ona “altın saz” armağan etmek istemişler, “O parayla köye köprü yapın” demiş. Köy yollarını iyileştirecek olmuşlar, “Önce karşı köyü yapın, sonra Sivrialan yolunu... Yoksa yanlış anlaşılır” demiş.

***

Âşık Veysel 21 Mart 1973’te, doğduğu yerde toprağa verildi. Hayattayken annesine nasıl doğduğunu sormuş. Gülizar Ana 1894’te doğan oğluna şöyle anlatmış:

“Sana hamileyim... Koyun sağmak için dağa gideyim dedim. Şu tepede Ayıpınarı otlağında fena oldum. Taşın dibine oturdum... Baktım sen geliyorsun...”

Büyük ozan çocuklarına vasiyet etmiş:

“Anamın beni doğurduğu yerde gömün...”

Şimdi çocukları da hemen yanı başında toprağa veriliyor.

Dedelerinin özlemini çektiği adlarla yaşayan torunlar Lale, Çiğdem, Gündüz, Yıldız, Filiz, Yeliz, Gül Eda, Şemsi (Şemsi Yastıman’dan), Sabahattin (Sabahattin Eyüboğlu’ndan) başta olmak üzere büyük ozanı yaşatmaya devam ediyor. 

Âşık Veysel’in halkın gönlündeki yerini tarife ne gerek. Dünyanın üzerinde, dünyayı yaşanır kılan nasıl bir “ozon tabakası” varsa Anadolu’nun üzerinde de güçlü bir “ozan tabakası” var. Onların en başta geleni Anadolu’yu birlikte dolaştığı oğlu Ahmet’ten sonra Bahri’ye kavuştu! 

Kim bilir belki sazla konuşuyorlardır:

“Benim sadık yarim kara topraktır...”



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Değişimin 1. yılı! 5 Kasım 2024
CHP’ye operasyon! 31 Ekim 2024

Günün Köşe Yazıları