Ayhan Bora Kaplan adını duymuşsunuzdur. Çünkü hiç gündemle ilgilenmeyenlerin bile son 1 aydır adını her yerde duyduğu okuduğu bir isim olarak karşımıza çıkıyor. 

İşi daha da ileriye götürüp bu isim çevresinde yaşananlara “Yeni Susurluk olayı” diyerek açıklayanlar bile var. 

Z kuşağı bilmez, Balıkesir Susurluk’ta yaşanan “trafik kazası” sonrasında aynı arabadan, mafya babası, siyasetçi, emniyet müdürü çıkmıştı.

İşte Ayhan Bora Kaplan olayında da bu ismin Ankara Esenboğa Havalimanı’na giriş yaparken yaka paça gözaltına alınmasının ardından da Susurluk benzeri olaylar yaşanmaya devam ediyor. 

Bakın, Ankara’da yeraltı dünyasında “Kaplanlar” olarak bilinen suç örgütünü yönettiği iddiasıyla tutuklanan Ayhan Bora Kaplan ve adamları hakkındaki soruşturma sürerken aralarında eski İçişleri Bakanı Süleyman Soylu döneminde önemli görevlerde bulunan emniyet müdürlerinin de olduğu 9  polisin, “suç örgütü” iddiasıyla açığa alındığı öğrenildi.

Bu yazıyı hazırlarken İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya açıklama yaptı ve Ayhan Bora Kaplan soruşturmasında 9 polisin açığa alındığını doğruladı. Bakan Yerlikaya “operasyonlar sürecek” mesajı da vermesi benim dikkatimi çekti. 

Çünkü Ankara’daki üst düzey isimlerden edindiğim ve teyit etme imkanına ulaştığım bilgiler bu işin öyle üç beş kişiyle bitmeyeceğini gösteriyor. 

Eğer kulislerde konuşulduğu gibi gerçekten Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, Sayın Bakan Ali Yerlikaya’ya tam destek verdiği doğruysa bu iş daha çok su kaldırır. 

Neden böyle olacağını anlatacağım ama ulaştığım bilgilere göre Ankara’da Ayhan Bora Kaplan’ın;  devlet bankalarına teminat vermeden 1 milyar TL kredi kullandığı konuşuluyor. 

Dahası Ayhan Bora Kaplan hakkında adli kontrol şartı uygulandığı zaman onun yerine karakola imza atan polis veya polislerin olduğunun ortaya çıkması, 9 polisin, “suç örgütü” iddiasıyla açığa alınmasını akıllara getiriyor. 

BURADA İKİ NOKTA VAR…

Birincisi MHP’li kurmayların, gazeteci Alican Uludağ’ı, 'Sinan Ateş soruşturmasında bir MHP’li milletvekilinin adının geçtiği bilgisinin' yer aldığı haberi nedeniyle açıktan tehdit etmesi. 

İkincisi ise MHP lideri Devlet Bahçeli’nin Süleyman Soylu’ya desteğini açıklaması. 

Bu soruşturma Erdoğan ile Bahçeli arasındaki ilk gerçek çatlak olabilir. 

Ayrıca MHP’ye sesleniyorum; gazetecileri tehdit etmeden önce iki kere düşünün…

Son olarak, nedense içimde Sinan Ateş soruşturmasıyla bu soruşturmanın bir yerden sonra ortak bir noktada buluşacağına dair bir hissiyat var. 

Gazeteciler olarak bu olayın peşini bırakmayız bunu da bilin…