Miyase İlknur

Zorlayın onlar da gitsin!

10 Haziran 2023 Cumartesi

Muhalif seçmenin yenilgi travmasını kullanarak yapılan sözüm ona eleştiri ya da analizlerde nezaket, edep sınırlarının aşılması bir yana, içlerinde bastırdıkları ırkçı, mezhepçi duyguları da zehirli dillerine yansıyor kimilerinin.

Edep yahu!

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nun partinin politik çizgisine yönelik attığı adımları yerden yere vur. Parti içi demokrasinin Baykal dönemindekinden hiç de farklı olmadığını en ağır şekilde eleştir. Aday olmaktaki ısrarını yargıla. Ama inancı üzerinden saldırmak, partiyi mezhep aidiyeti üzerinden dizayn ettiği eleştirisi üzerinden vurmak, hem yanlış tahlil hem de tehlikeli sulara yelken açmaktır.

Dünyadaki tüm sosyal demokrat partiler, azınlıkların, ötekilerin sığındığı bir liman işlevi görür. Dinci, milliyetçi partileri tehlike gören toplumun ötekileri, sol ve sosyal demokrat partilerin gölgesine sığınırlar. CHP de Ecevit’in genel başkan olup partiyi sol kulvara çekmesi nedeniyle işçilerin, kent yoksullarının, Kürtlerin ve Alevilerin sığınağı olmuştu.

ÖNCE KARADENİZLİLER GİTTİ

1970’li yıllarda özellikle metropollerde CHP içinde Karadenizlil kent yoksullarını hedef tahtasına oturtulmuştu. Bu bölgeden büyük kentlere aş için gelen Karadenizli yoksullar, kentte tutunmak için emeğin kutsallığını, eşit ve hakça bir paylaşımı savunan CHP çatısı altında kümelendiler. O yıllarda henüz doğu ve güneydoğudan kitlesel göçler yaşanmadığı için parti içinde ağırlıkları hissedilir düzeydeydi. Hemşerileri Orhan Eyüboğlu’nun CHP’nin genel sekreteri, Ali Sohtorik’ten başlayarak Ali Topuz ve Aytekin Kotil’in İstanbul il başkanlığı yapması Karadenizliler için partiyi çekim merkezi haline getirmişti. Delege seçimlerinde kaybeden taraf hemen bağırırdı: “Partideki bu Karadeniz cuntası dağıtılmadan bu parti iflah olmaz.”

Sanki CHP’nin iktidar olmasının önündeki tek engel Karadenizlilerdi? Sonunda gitti Karadenizliler. Zaman içinde kentte tutunmuş olmanın ve sınıf atlamanın rahatlığı ile merkez sağ partilere dağılmışlardı.

Şimdi Karadenizlileri yeniden kazanmak için kırk takla atılıyor CHP.

CHP KÜRTLERİ DE GÖNDERDİ

1980’li yıllarda tarımın bitirilmesi, terör ve 12 Eylül’ün olanca şiddeti ile solcuların ve Kürtlerin üzerine gitmesi yoğun göçlere neden oldu. Gözaltında kayıplar, faili meçhuller, işkence tezgâhından geçen milyonların umudu insan haklarını savunan SHP’ydi. Demokratik bir parti tüzüğüne sahipti. Milletvekilleri, belediye başkanları önseçimle belirleniyordu.

SHP’de bu kez Kürtlerin ve Alevilerin varlığından rahatsızlık duyulmaya başlandı. Bunlar niye vardı? “Partinin çağdaş sosyal demokrat bir parti olmasının önündeki engel bu karabıyıklı köylülerdi.” Onlar partiden gitse çağdaş bir sosyal demokrat parti görünümü verilecek ve tek başına iktidar olunacaktı.

O yıllarda Bitlis ve Ağrı hariç, SHP’nin Kürt bölgelerinin tamamında belediye başkanı ve milletvekilleri vardı. Ama terörle mücadelede hukukun dışına çıkılmasına kendi partileri sesini çıkarmıyor, seslerini duyurmuyordu. Üstüne üstlük parti içindeki varlıkları delege hesabı nedeniyle rahatsızlık yaratıyordu.

“İyi babam, madem istenmiyoruz hadi eyvallah” deyip gittiler.

ALEVİLER GİTSİN MI?

Aleviler kaldı. Çünkü gidecek yerleri yoktu. Laikliği savunan bir parti olmadığı için kaldılar. 1999 seçimlerinde Baykal’ın İstanbul il başkanlığı seçiminden sonra “İlk kez bir Alevi ve Kürt olmayan bir il başkanı seçildi” demecinden sonra büyük bir bölümü DSP’ye gitti ve CHP’yi baraj altı bıraktı. Artık DSP yok. Haziran 2015 seçimlerinde CHP’nin laikliğe sahip çıkmayışına öfkelenip bir bölümü HDP’ye gitti. Ancak kasım seçimlerinde HDP’nin bir anda dümeni kırıp “Şeyh Sait, Said Nursi” güzellemeleri yapması üzerine Aleviler, “Biz nereye geldik yahu? Bizim ev buradan iyiydi” deyip gerisin geri döndüler.

CHP de zaten “Aleviler bana mahkûm. Laikliği ve onların hakkını savunup ne yapacağız?” modunda bir siyaset yürüttü.

Karadenizli ve Kürtlerden sonra şimdi Aleviler istenmiyor CHP’de.

Alevicilik yapıyorlarmış. Baykal döneminde de “Çerkesçilik yapılıyor” diye şikâyet vardı.

Parti içinde ideolojiler tartışılmıyor, bu ideolojileri savunan kanatlar oluşmuyorsa kimlik politikaları ve hemşericilik üzerinden siyaset yapmak kaçınılmaz.

Ayrıca Kılıçdaroğlu’nun parti içi siyasette Alevicilik yaptığı tezi tümüyle gerçekdışı. İstanbul, Ankara ve İzmir kongrelerinde kaç kez aday çıkan Alevilere “Çekil” baskısı yaptı. Çekilmeyince karşılarındaki adayı destekledi. 

Aleviler CHP’ye Kılıçdaroğlu ile gelmedi, hep vardılar. 70’lerde de vardı 80’ler ve 90’larda da önseçim geleneği olduğu için daha çok milletvekili, belediye başkanı ve parti organına seçilebiliyordu. Allah’tan Kılıçdaroğlu önseçimi kaldırdı da sayıları nisbeten azaldı. Ne dersiniz Karadenizliler, Kürtler gibi Aleviler de gitsin mi? Ya da tüzüğe onlar için “seçme hakkına sahiptir ama seçilme hakları yoktur” diye madde konulsun ve bu meselede kapansın.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları