Mehmet Ali Güller

Yedinci sıfır

18 Aralık 2021 Cumartesi

Yazacak çok dış politika konusu var: AB’nin, Çin’in Kuşak ve Yol İnisiyatifi’ne karşı ilan ettiği Küresel Geçit Projesi, ABD ile BAE arasındaki F-35 krizi, Türkiye-Ermenistan normalleşmesinin ne anlama geldiği, iktidarın “ABD ve Katar’dan garanti aldık” diyerek Doğu Akdeniz’de attıkları geri adıma bir yenisini daha eklemeleri...

Fakat hiçbirini oturup yazmak gelmiyor içimden. Ekonomideki krizin yoksulluğumuzu büyüten hali her şeyin önünde çünkü...

ÖNCE NEO-LİBERALİZMİN, SONRA ERDOĞAN’IN KRİZİ

Komşularla sıfır sorun politikaları nasıl “sırf sorun” doğurduysa, TL’den altı sıfır atma operasyonları da yedinci sıfırı doğurdu. Kuşkusuz TL’deki tüm sıfırlardan sorumlu değiller. Krizin öncelikle kapitalizmin krizi olduğunu, 24 Ocak 1980 kararlarıyla içine girilen neo-liberal düzenin krizi olduğunu bu köşedeki ekonomi-politik yazılarımızda önemle belirttik. 41 yıllık rejimin, bir bütün olarak Özal-Çiller-Erdoğan rejimi olduğunu ancak Erdoğan yönetiminin en “neo-liberal” yönetim olarak krizi zirveye çıkardığını da belirttik. 

Özetle kriz önce neo-liberalizmin sonra da 41 yılın yarısında dümende olan Erdoğan’ın krizidir. Ve sayılara bakıldığında Erdoğan, Özal’dan da Çiller’den de daha sorumludur. Erdoğan daha çok özelleştirdi, daha çok yabancılaştırdı, Türkiye’yi daha çok borçlandırdı. Ve Erdoğan’ın döneminde, diğer dönemlere göre çok daha büyük sermaye transferi gerçekleşti.

ÜCRETE ZAM YOK, İNDİRİM VAR

Tablonun sorumluları, şimdi büyük lütufmuş gibi, asgari ücrete yaptıkları yüzde 50 zam ile övünüyorlar!

Oysa yüzde 50 zam yapmış değiller. Tamam, asgari ücret 2 bin 825 TL’den 4 bin 250 TL’ye çıkmış oldu ama gerçekte durum tam tersi. Çünkü TL’nin değerini bir yılda yüzde 123 eritip sonra yüzde 50 zam yapmış oldular sadece. Yani gerçekte ücrete zam yok, indirim var!

2 Ocak 2021 günü 1 dolar, 7.27 TL’ydi. Yazıyı yazdığım 17 Aralık 2021 günü, saat 10.30’da 1 dolar 16.23 TL’ye çıkmıştı. Yani bir yıl daha dolmadan, TL’nin dolar karşısında kaybettiği değer yüzde 123!

Bu şu demek: 2 Ocak 2021 günü 2 bin 825 TL’ye 388 dolar alınabilirken 17 Aralık 2021 günü ancak 174 dolar alınabiliyor! 2 bin 825 TL’yi 1 Ocak 2022’den itibaren 4 bin 250 TL’ye çıkararak asgari ücretle 262 dolar alınabilmesini sağlamış oldular sadece. Yani doların hiç artmayacağını varsaysak bile asgari ücret bir yılda, 388 dolardan 262 dolara gerilemiş oldu! Emekçi, güya zam aldı ama gerçekte ücreti 126 dolar erimiş oldu!

SOFRADAN 183 EKMEK AZALTTILAR

Gerçek durum sorgulanmasın diye Saray’dan “Maaşınızı dolarla almıyorsunuz ki” propagandası pompalanıyor. Doğru, emekçiler, ezilenler, en alttakiler dolarla maaş almıyor ama tüm harcamaları dolardan etkileniyor. Zira doların artışı ve TL’nin değer kaybı, benzin ve doğalgazdan başlayarak makarnaya kadar yansıyor. 

Olsun, biz AKP’nin asgari ücret yalanını dolarsız da sergileyelim: 

1 Ocak 2021 günü ekmek 1.5 TL’ydi. 2 bin 825 TL olan asgari ücretle 1883 tane ekmek alınabiliyordu. Ekmek artık 2.5 TL. Ki kısa bir zamanda 3 TL olacağı belirtiliyor. 1 Ocak 2022’de 4 bin 250 TL ile, 2.5 TL’den sadece 1700 tane ekmek alabiliyorsunuz artık! Yani bir yıl boyunca ekmeğe hiç zam gelmeyeceğini varsaysak bile, asgari ücret 183 ekmek değerinde azalmış oldu.

Hesabınızı ekmek yerine simitle yaparsanız, erimenin daha da büyük olduğunu görürsünüz. Dileyen makarnayla, ayçiçeği yağıyla, patatesle, soğanla, hatta gram altınla da yapabilir.

Özetle TL’den altı sıfır atan AKP, aslında TL’ye yedinci sıfırı eklemiş ve asgari ücrete yüzde 50 zam adı altında asgari ücretlinin sofrasından 183 ekmek eksiltmiş oldu! 

O da şimdilik! Ekmeğimizin daha da erimemesinin ilk yolu AKP’den kurtulmak, ikinci yolu da neo-liberal sistemden çıkıp karma ekonomiye geçmektir.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları