Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Korona ve vahşi kapitalizm
Ağır ekonomik ambargo altında olduğu için, koronavirüsle mücadele kapsamında IMF’den 5 milyar dolar kredi istemek zorunda kalan Venezüella reddedildi! IMF’nin ret gerekçesi vahşi kapitalizmin dişlerini resmediyor: “Venezüella hükümetinin uluslararası toplum tarafından tanınması konusunda netlik yok” (Sputnik, 17.3.2020)
Uluslararası toplum dedikleri ABD ve destekçileri. Ve onlar da Venezüella’da Hugo Chavez’in inşa ettiği, Maduro’nun ağır dış baskılara rağmen sürdürmeye çalıştığı kamucu sisteme karşılar. Dahası açık darbe yaptılar ve başaramadılar. Şimdi darbeyle işbaşına getirmeye çalıştıkları Guadio’yu destekledikleri için güya Venezüella halkının seçtiği Maduro hükümetini tanımıyorlar!
Diğer yandan ABD ambargosu altındaki İran, koronavirüs salgınına karşı mücadele etmek için dünyadan sağlık malzemesi almak istiyor ama Washington yönetimi böylesi bir insani durum karşısında bile bırakın ambargoyu kaldırmayı, hafifletmiyor bile!
Batı’nın ırkçı kafası
ABD Başkanı Donald Trump, ısrarla ve uyarılara rağmen, koronavirüsü “Çin virüsü” diye niteliyor!
Bu, emperyalist Batı’nın ırkçı kafasının tipik bir göstergesidir. Oysa örneğin ilk kez ABD ve Meksika’da görülen ve büyük oranda can kayıplarına yol açan H1N1 için hiçbir ülke “Amerikan virüsü” dememişti!
Bu anlayış koronavirüs Çin’de etkili olmaya başladığında da kendini göstermişti. Batı’nın o “ırkçı kafası” hortlamış, Çinlileri aşağılayan, Çin mutfağına, Çin yaşam tarzına hakaretler yağdıran bir noktaya varmıştı. (Ki yarasa Çin mutfağında yoktu ve Batı’nın kullandığı o yarasa çorbası görüntüsü birkaç yıl önce Çin’de değil, bir Uzakdoğu ada ülkesinde çekilmişti!)
Kapitalizmin ‘önce kâr’ anlayışı
Anımsayın, Çin’de koronavirüs etkili olmaya başladığında ABD Ticaret Bakanı Wilburr Ross bundan memnuniyet duyduğunu şu sözlerle ilan etmişti: “Bu salgın Amerikan ekonomisine yarayacak. İstihdam Kuzey Amerika’ya geri dönecek”. (Sputnik, 30.01.2020)
Üstelik Çin salgınla etkili mücadele edebilmek için karantinaya varan sert tedbirler aldığında Batı başkentlerinden itirazlar yükselmiş, işi Çin’i insan haklarını ihlal etmekle, halka baskı uygulamakla, özgürlükleri ortadan kaldırmakla suçlamaya kadar vardırmışlardı!
Şimdi kendileri karantina uygulamaya mecburlar ve Çin’den daha ağır karantina uygulamaya başladılar. Öyle ki Çin’de de, ABD’de de karantinada kalan NBC News editörü Tony Perman kendini Çin’de daha güvenli hissettiğini belirtti. (infowars, 14.3.2020)
Doğu’da ‘önce insan’ anlayışı
Peki, Batı korona günlerinde bunları yaparken, Doğu ne yapıyor? İşte birkaç örnek:
– ABD’de sigortası olmayana bedava test yapılıp yapılmayacağı tartışılırken Çinli Jack Ma’nın vakfı ABD’ye 500 bin test kiti ve 1 milyon maske bağışladı. (NTV, 16.3.2020)
– Çinli Jack Ma’nın vakfı ayrıca Avrupa’ya da 100 bin test kiti, 1.8 milyon maske bağışladı. (NTV, 12.3.2020)
– Yine Çinli Jack Ma’nın vakfı, Afrika’ya da 5.5 milyon maske ile test kiti ve sağlık malzemesi bağışladı. (Milliyet, 18.3.2020)
– ABD Avrupa’ya uçuşları yasakladı. Ama Çin ve Küba, salgının en çok yayıldığı İtalya’ya uzman doktor grubu ve yardım gönderdi. (Sol, 14.3.2020)
– Küba koronavirüs nedeniyle hiçbir ülkenin kabul etmediği İngiliz gemisini, yolcuları tedavi amacıyla ülkeye kabul etti. (TeleSUR, 16.3.2020)
Sağlık serbest piyasaya bırakılamaz!
Koronavirüs salgınının en önemli dersidir: Sağlık sistemi kapitalizmin insafına ve “serbest piyasaya” bırakılamayacak önemdedir.
Çin’in Batılı “gelişmiş” ülkelere nazaran koronavirüsle mücadelesindeki başarısı işte bu nedenledir.
Koronavirüs endişesi bu gerçeği öyle acı ama sağlam şekilde öğretmektedir ki, Batılı ülkeler özel hastaneleri kamulaştırmaya başladı.
Örneğin İspanya Başbakanı Pedro Sanchez, salgınla mücadele için özel kurumlar dahil tüm hastaneleri ve sağlık hizmeti veren kuruluşları devlet kontrolüne geçirme kararı aldı (Cumhuriyet, 17.3.2020). Kaçınılmaz şekilde İspanya örneğini başka Batılı ülkeler de izleyecek.
Türkiye’nin sağlık sisteminin kamucu kökleri
Gelelim Türkiye’ye…
Bugün Türkiye’de sağlık sektöründe hâlâ başarılı giden ne varsa, köklerinin karma ekonomi döneminden kalma kamucu anlayışta olduğunu görüyoruz.
Türkiye’nin budansa bile kökleri o dönemden kalma sağlık anlayışı bugün en gelişmiş Batı modellerinden daha ileridedir.
Sonuç olarak önemle altını çizelim: Halk sağlığı, özel sağlık sistemleriyle değil, kamucu sağlık sistemleriyle korunur. Salgınlarla “önce kâr” diyen özel piyasa değil, “önce insan” diyen kamucu anlayış baş edebilir.
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Dubai çikolatasına rakip
- Balbay'dan çarpıcı Saray kulisi!
- Karga videosu sosyal medyada viral olmuştu!
- Öğretmenlik meslek kanunu taslağı...
- Atatürk'ün kullandığı parfümden üretti!
- Minikler Cumhuriyet'in ilanını gazete dağıtarak duyurdu
- Şok İddialar! Oktan Keleş: TUSAŞ Saldırısının Arkasında
- Bu kadarı pes! Çöp evden 10 kamyon çöp çıktı
- Prof. Dr. İlber Ortaylı'dan Antalya'ya turizm eleştirisi
- FETÖ elebaşısı Fethullah Gülen öldü
En Çok Okunan Haberler
- Hayatını kaybetti!
- Mansur Yavaş'tan TBMM'ye flaş çağrı!
- AKP’li vekilin PKK yöneticisiyle fotoğrafı gündem oldu!
- TÜİK ekim ayı enflasyon verilerini açıkladı
- 'Atatürk ile Cumhuriyet ile bayrak ile...'
- Serdar Ortaç son malını da satışa çıkardı!
- 'Erken seçim' çağrısı: CHP tarih verdi
- İşte Belediye Başkanı'nı öldüren saldırganın ifadesi!
- İşte sıfır faizli kredi veren bankalar…
- AKP'den kayyum için ilk açıklama