Mehmet Ali Güller

Gaz-politik mücadele

10 Ağustos 2023 Perşembe

Sınıflandırırsak eğer, bölgemizde doğalgaz çıkarılan dört temel bölge var: 1) Rusya. 2) Hazar: Azerbaycan, Türkmenistan. 3) Körfez: İran, Katar. 4) Doğu Akdeniz: Mısır, İsrail.

Bu gazlar için en yakın ve en büyük pazar, Avrupa’dır. Ukrayna savaşı, bu gaz-politik denklemi belli oranda değiştirdi. Avrupa’ya ulaşan Rus gazı azaldı. ABD gerek Brüksel’e siyasi şantajla gerekse Kuzey Akım’a sabotajla Avrupalı ülkelerin Rusya’dan gaz alımlarını belli oranda düşürebildi. O boşluğun bir kısmını da kendi pahalı sıvılaştırılmış doğalgazı (LNG) ile doldurdu.

Diğer yandan Doğu Akdeniz’de bulunan rezervler, ayrıca Körfez’de normalleşme adımları ile İran ve Katar ortak havzasındaki doğalgazın önünün açılması, bölgemizdeki genel olarak enerji-politik, özel olarak gaz-politik denklemleri değiştirdi.

PUTİN: E-TİCARET PLATFORMU

Türkiye, bu gaz-politik mücadelede bir köprü konumunda. Gaz rezervleriyle Avrupa arasındaki köprü rolünü, terminal rolüne yükseltebilmek ise Türkiye açısından kritik önemde.

Aslında Ukrayna savaşı, Türkiye için bu açıdan bir fırsat da doğurmuştu. Rusya, Türkiye’de gaz merkezi kurma önerisi yapmıştı. Böylece Türkiye sadece topraklarından gaz taşınan değil, o gazın depolandığı bir merkez de olacaktı. Haliyle bu başta fiyat belirlemede ortak olmak üzere birkaç avantaj sağlayacaktı.

Ancak doğalgaz merkezi konusu olması gerektiği ölçüde ilerleyemedi. Yakın zamanda Rusya Devlet Başkanı Putin’in bu konudaki sözleri de dikkat çekiciydi: “Gaz dağıtım merkezi konusu gündemde kalmaya devam ediyor, ancak şu bilinmeli ki depolarda gaz depolanmayacak, bu merkez sadece bir e-ticaret platformu olarak faaliyet yürütecek”. (cumhuriyet.com.tr, 30.7.2023)

İRAN’DA GAZ MERKEZİ ÇALIŞMASI

Putin’in bu açıklaması, Türkiye ile olan projenin seviyesini düşürmekten ziyade, devreye giren yeni gazlar nedeniyle ortaya çıkan yeni rekabete dönük bir taktik hamle olarak değerlendirilebilir.

Zira bölgede ciddi gaz-politik hamleler var. Örneğin Rusya ile İran arasında yeni bir ortaklık inşa edilmeye çalışılıyor.

İran Petrol Bakanı Cevad Ovci, geçen günlerde yaptığı bir açıklamada, Rusya, Türkmenistan ve Katar’ın işbirliğiyle İran’ın güneyindeki Asuliye’de doğalgaz merkezi kurmaya çalıştıklarını söylemişti.

Bu açıklamanın ardından bir İran heyeti Rusya’ya gitmişti. İran Petrol Bakan Yardımcısı Mecid Çeğini, “Şu anda uzman ekibimiz Rusya’da bulunuyor. Bu alanda bazı anlaşmalar sağlandı ve her şeyin yolunda gitmesini umuyoruz” demişti. (mehrnews, 7.8.2023)

BÖLGESEL KOLEKTİF KAZANÇ

Dolayısıyla ortada biri İran’da diğeri Türkiye’de kurulması planlanan iki doğalgaz merkezi var. Bu ikisinden sadece biri mi hayata geçecek, yoksa iki ayrı doğalgaz merkezi de ihtiyaç mı, göreceğiz...

Hem Avrupa hem de Asya pazarı düşünülürse, aslında iki merkez de ihtiyaç; hatta iki merkezin eşgüdümü, üretenler açısından kolektif kazanç demektir.

Elbette Rusya, İran, Katar ve Türkmenistan gazları için İran’da bir gaz merkezi kurulması, üretenlerin çapları nedeniyle çok önemli. Ancak yine de bu Türkiye’de gaz merkezi kurulması olasılığını ortadan kaldırmaz. Çünkü Türkiye açısından sadece Rusya gazı değil, Mısır-İsrail gazı da önemli bir faktör. Zaten Azeri gazı da var.

Doğu Akdeniz’den Kıbrıs-Girit-Yunanistan boyunca denizaltından doğalgaz boru hattı inşasının gerçekçi olmadığı artık daha net görülüyor. Mısır ve İsrail gazı için hâlâ Türkiye en kısa ve en ekonomik çözüm.

Nitekim İsrail bunu konuşmaya istekli. Hatta sağlık sorunları nedeniyle ertelenmeseydi, İsrail Başbakanı Netanyahu’nun Türkiye ziyaretinin gündem başlıklarından biri de buydu. Öte yandan Mısır’la normalleşmenin başlaması da Türkiye hattının şansını artıracaktır.

Asıl mesele ise bu projeleri birbirlerine rakip değil, birbirlerine ortak yapabilmektir; bölgesel kolektif kazanç temelli yaklaşımla, bu mümkündür.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları