Mehmet Ali Güller

‘Beş yıl’ açılımı

12 Ekim 2024 Cumartesi

Türkiye’nin toplumsal ihtiyaçları nedeniyle şu anda yeni bir anayasaya ihtiyacı yok, kaldı ki anayasanın dörtte üçü AKP tarafından zaten değiştirilmiş durumda.

Türkiye’nin idari ihtiyaçlar nedeniyle de yeni bir anayasaya ihtiyacı yok, çünkü iktidar zaten anayasaya uymadan yönetiyor. Hatta bu yönüyle mevcut rejimi “anayasasız rejim” diye de niteyelebiliriz.

Bir tek Erdoğan’ın yeni anayasaya ihtiyacı var çünkü anayasaya aykırı şekilde üçüncü kez sürdürdüğü cumhurbaşkanlığını dördüncüye taşıyabilmesi, güçler dengesi nedeniyle mümkün değil; bu kez adaylığını “yasallığa” uydurmak zorunda. 

Ancak Erdoğan’ın anayasayı değiştirecek gücü de yok, bunun için Cumhur Koalisyonu’nu genişletmeye çalışıyor. Peki nasıl?

ERDOĞAN’IN BAHÇELİ KARTI

Erdoğan’ın iktidarını kabaca iki ayrı dönemde inceleyebiliriz: İlk dönemindeki müttefikleri FETÖ’ydü, PKK’ydi, liberallerdi. İkinci döneminde ise eski müttefiklerinin yerini milliyetçiler aldı. “Tekeden süt sağılmaz, Erdoğan’dan cumhurbaşkanı olmaz” diyen Bahçeli, Erdoğan’a rejim değiştirme ve tek adam olma yolunu açtı. 

Ancak Erdoğan’ın milliyetçi müttefikleriyle birlikteki toplam gücü de yeni anayasa yapmaya yetmiyor; hatta diğer sağ partilerden gelecek destek de...

Kısacası Erdoğan’ın DEM’e ihtiyacı var. Ama bu ihtiyaç ne zaman gündeme gelse “Erdoğan Kürtlerle ittifak yaparsa bu kez milliyetçileri kaybeder” deniyordu. Oysa Erdoğan’ın yolunu açmak dışında siyasette başka şansı kalmamış bir Bahçeli var! Şimdi Erdoğan, Bahçeli’yi en olmaz denilen işte, PKK ile açılımda karta dönüştürmüş durumda.

DEVLET AÇILIMI

Önceki yazımızda “yeni anayasa tokalaşması” diye nitelediğimiz sürecin dinamikleri böyle. Dolayısıyla bu hamleyi “Devlet açılımı” olarak da isimlendirebiliriz. Şimdi ikinci adımı atıyorlar: Hem milliyetçi hem de muhafazakar tabanı ikna etme aşaması.

MHP’li yöneticiler, milliyetçi tabanı ısıtmak için “Terör, Türkiye’nin enerjisini 40 yıl sömürdü. Türkiye yüzyılında bu meselenin çözülmesi önceliktir diye propagandaya soyundular.

Muhafazakâr taban için de şu propaganda yapılıyor: “Türkiye ile Suriye Kürtlerinin arasını İran bozdu. İran, Kürtleri Esad karşıtı koalisyondan kopardı denilip, “hazır İran İsrail baskısı altındayken tablonun yeniden tersine çevrilebileceğini” savunuyorlar.

DEM’liler ise Erdoğan’ın yeni anayasa ihtiyacını siyasi ajandaları için fırsat görüyorlar, bu süreçten hangi kazanımları çıkarabileceklerini hesaplıyorlar.

PERİNÇEK: ERDOĞAN-BAHÇELİ İKNA EDİLDİ

Erdoğan’ın yukarıda özetlediğimiz iki dönemli siyasetinin ikinci döneminde iktidara dışarıdan destek veren Doğu Perinçek ise yeni tabloyu şöyle yorumluyor: “Erdoğan ve Bahçeli, ABD’nin Kürdistan projesine ikna edildi.”

Erdoğan bir projeye ikna edildiği için mi yoksa kendisine yeniden başkanlık yolu açacak yeni anayasa için mi Bahçeli üzerinden DEM’e el uzattı, elbette tartışılır ama en azından “Erdoğan iktidarının ABD ile savaştığı ve vatan savaşı verdiği” varsayımının geçersizliği görülmüş olmalı!

Erdoğanizmin tek prensibi var: İktidarı sürdürebilmek için herkesle müttefik olabilmek ve her projeye eklemlenebilmek. İşte “İsrail’in hedefi Türkiye” söylemi de bu nedenledir. Erdoğan, İsrail tehdidi söylemi üzerinden hem sağ partileri koalisyona eklemleyecek hem de İsrail-İran çarpışmasının Suriye’ye etkisi üzerinden Kürtlerle ittifak arayacak.

ERDOĞAN’IN OYUN PLANI

Erdoğan’ın bu yeni oyun planı tutar mı? Mevcut tabloya göre tutması olası değil. Üstelik birinci parti durumundaki CHP’nin onay vermediği yeni anayasanın çıkması da mümkün değil.

Ama denir ya hani “Osmanlı’da oyun çok” diye, “Yeni Osmanlılarda da oyun çok” elbette. Erdoğan kürede ABD-Rusya, bölgede İsrail-İran cepheleşmelerinden faydalanarak içeride kendisine alan açabileceğini varsayıyor. 

Kısacası Cumhuriyetçilerin uyanık, kararlı ve mücadeleci olması gereken günlere giriyoruz...



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları