Mehmet Ali Güller

Ankara-Kahire anlaşması, denklem bozar

08 Mart 2021 Pazartesi

Kahire’nin Türkiye’nin BM’ye bildirdiği kıta sahanlığı sınırlarını dikkate alarak hidrokarbon ihalesi duyurusu yapması, Atina’da endişe, Ankara’da mesafeli iyimserlik oluşturdu

Atina’yı ne derece endişelendirdiği ortada: Yunan basını “Kahire, Ankara’ya kapı araladı” yorumları yapıyor. Yunanistan Başbakanı Kiryakos Miçotakis, hemen Mısır Cumhurbaşkanı Abdülfettah es-Sisi’yi telefonla aradı. Yunanistan Dışişleri Bakanı Nikos Dendias da bugün Kahire’de Mısır Dışişleri Bakanı Samih Şükri ile yüz yüze görüşmeyi planlıyor.

Yunan basınına göre Atina Kahire’den, Türkiye’nin ilan ettiği kıta sahanlığıyla çakışan 18 No’lu parsel için çıkardığı ruhsatla ilgili değişiklik talep edecek...

Ankara’da ise iyimserlik var ancak mesafeli bir iyimserlik: Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, “İlişkilerimizin seyrine göre müzakere ederek Mısır’la bir anlaşma imzalayabiliriz” diyor; Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar ise “Mısır’ın tavrı önemli bir gelişme, devam etmesini bekliyoruz, gelecek günlerde farklı gelişmeler olabilir” dedi. 

MISIR 20 YILDIR BEKLİYOR

Oysa konu ne “ilişkilerin seyrini” ne de “devam ettiğini görmeyi” bekleme lüksüne sahip!

Başından beri önemle belirttik ve defalarca yazdık: Ankara’nın Doğu Akdeniz’deki kuşatmayı yarmak üzere Trablus’la bir anlaşma yapması gecikmiş olsa da olumlu bir adımdır ama sonuç verebilmesi için Ankara’nın Şam ve Kahire’yle normalleşerek onlarla da anlaşmalar yapması gerekmektedir. 

Ancak o zamandan bu zamana Ankara’nın ne Şam ve Esad karşıtlığı ne de İhvan nedeniyle Kahire karşıtlığı son buldu! Bu durumdan yararlanan da İsrail ve Yunanistan oldu!

Oysa Kahire Doğu Akdeniz konusunda Ankara’yla anlaşabilmeyi 20 yıldır bekliyor. Mısır’ın eski Ankara Büyükelçisi Abdurrahman Salahaddin KRT’de Tülin Daloğlu’na açıklamıştı: “20 yıl boyunca Türkiye ve Yunanistan aralarındaki sorunları çözsünler diye bekledik. Ve bir 20 yıl daha beklemeye hazırdık, eğer ki Türkiye’nin Mısır’a karşı agresif davranışları olmasaydı” (1 Eylül 2020).

KAZANIMIN ÇAPI

Her şeye rağmen, gecikerek de olsa Ankara’nın Kahire’yle Doğu Akdeniz konusunda anlaşmaya gidebilmesi kritik önemdedir. 

Kuşkusuz gecikmenin, bütünlüklü bir stratejinin olmamasının ve salt askeri güce dayanarak taktik manevralarla kazanç elde edebileceğini sanmanın bir faturası, bir maliyeti var: Kazanımların çapı azalabilir... 

Çünkü ülke teslim edilen bir iktidar 10 yıl hata yaptıktan sonra 11. yılda bazı yarım doğrular yaptı diye siyasette alkış alabiliyor ama dükkân teslim edilen bir kişinin 10 yıl hata yapmasına kesinlikle izin verilmiyor ve hızla değiştiriliyor!

MISIR-LİBYA-GİRİT HATTI

Ankara, birincisi gecikme nedeniyle 28. ve 30. enlemler arasına sıkışma riskiyle karşı karşıya; ikincisi de Ankara’nın Libya’daki kazanımları da zaafa uğrayabilir. 

Çünkü Kahire bu saatten sonra Ankara’yla anlaşmayı Yunanistan ve Güney Kıbrıs’ı, yani aslında AB’yi yok sayarak en geniş harita içinde yapmaz ne yazık ki... 

Diğer yandan Mısır yakaladığı avantajlı konumu pekiştirmek ve Libya’ya doğru da geliştirmek istiyor. Kahire’nin pahalı EastMed, yani Kıbrıs-Girit-Mora hattı yerine, Mısır’dan Libya’ya karadan boru hattı, Libya’dan da Girit’e denizden boru hattı projesinin olduğu belirtiliyor. Yunan basınına göre Atina da bu projeye olumlu bakıyor.

Kuşkusuz bu hattı gündeme almak, aynı zamanda Güney Kıbrıs’la bazı parsellerde sorunları bulunan İsrail’i baskılama niyeti de taşıyor görünüyor... 

SORUNUN DÜĞÜMÜ: İHVANCILIK

Başta yapılsaydı çok daha kazançlı olabilecek bir Ankara-Kahire anlaşması, her şeye rağmen bölgenin enerjipolitik denklemi bakımından kritik önemdedir. 

Türkiye’ye rağmen nihai bir çözümün mümkün olmadığı Doğu Akdeniz tablosunda, er geç kurulacak masaya oturmadan önce Ankara’nın müttefik kazanabilmesi, şu anda sahada elde edeceği azalmış kazancın çapının karesi değerindedir. 

Tabii Ankara’nın İhvancılığı kenara atarak “ulusal çıkarları” esas alabilmesi, sorunun düğümü elbette... 



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları