Mehmet Ali Güller

ABD’nin savaşı genişletme planı

15 Nisan 2023 Cumartesi

ABD açısından NATO “savaşı caydırma ittifakı” değil, savaşı zorlama aracıdır. Bunun en tipik örneği Ukrayna krizidir. ABD’nin Rusya’ya karşı NATO’yu adım adım genişletme siyasetleri Avrupa için bir caydırıcılık sağlamamış, tersine savaşa davetiye çıkarmıştır. 

Bu nedenle de Karadeniz’e, NATO davetlerine hep özel dikkat çektik. Erdoğan’ın 11 Mayıs 2016’da NATO Genel Sekreteri Stoltenberg’e yaptığı “NATO Karadeniz’de daha çok görünmeli” çağrısı da Ukrayna Cumhurbaşkanı Volodimir Zelenski’nin 23 Eylül 2021’de Stoltenberg’le görüşmesinde “Karadeniz’deki NATO varlığının artırılmasını” istemesi de savaşı önleyen değil, savaşa davetiye çıkaran çıkışlardı. 

ABD STRATEJİSİNE ALET OLDULAR

Dahası, bu davetiyeler bölge ülkelerinin ABD tuzağına düşmesinin de aracı oldu. Çünkü ABD’nin Karadeniz stratejisi, “Montrö’yü delerek Karadeniz’i bir NATO gölü” yapmaktı. Soğuk Savaş boyunca Karadeniz’in tek NATO üyesi ülkesi Türkiye’ydi. ABD, Bulgaristan ve Romanya’yı da NATO üyesi yaparak sayıyı üçe çıkardı. ABD Ukrayna ile Gürcistan’ı da üye yaparak altı Karadeniz ülkesinden beşinin NATO üyeliğiyle Karadeniz’e “sınırsızca” girebilmek istiyordu.

Strateji bilmeyenler ABD’nin bu büyük oyununa alet oldular, roller aldılar; Ergenekon-Balyoz kumpaslarından Amirallere Montrö davasına kadar bir dizi olayla Washington’a alan açtılar.

Hatta, “oyun görüldü” dediklerinde bile ABD’ye alet olmayı sürdürdüler: ABD’nin 8-9 Temmuz 2016’da Varşova’da yapılan zirvesinde “NATO’nun Karadeniz’deki varlığının artırılması kararı almasına”, NATO’nun Nisan 2019’da Karadeniz’i “mücadele alanı” olarak belirlemesine, 14 Haziran 2021 zirvesinde NATO’nun Karadeniz bölgesinde “karada, havada ve denizde varlığını artırması”na ve Ukrayna ile Gürcistan’ın NATO üyeliğine kadar bu ülkelerle askeri işbirliği geliştirmesine onay verdiler!

KARADENİZ KARADENİZLİLERİNDİR

Önceki gün Romanya’nın başkenti Bükreş’te “Karadeniz Güvenlik Konferansı” vardı. Konferansa uzaktan erişimle katılan Ukrayna Dışişleri Bakanı Dmitro Kuleba, “Karadeniz’i Baltık Denizi gibi bir NATO denizi haline getirmenin zamanı geldi” çağrısı yaptı (Amerika’nın Sesi, 13.4.2023).

Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov, Ukrayna’nın çağrısına şu tepkiyi gösterdi: “Karadeniz, asla ‘NATO denizi’ olmayacak. Burası ortak bir deniz. Tüm kıyıdaş ülkeler için işbirliği, etkileşim ve güvenlik denizi olarak kalmalı. Dahası bu, bölünmez güvenlik olmalı” (Sputnik, 13.4.2023).

Kremlin’in tutumu, Ankara’nın genel tutumuyla örtüşmektedir. O genel tutumun en sade ifadesi, 2008 yılında dönemin Genelkurmay Başkanı Org. İlker Başbuğ tarafından “Karadeniz, Karadeniz’e kıyısı olan ülkelere ait bir konudur” şeklinde özetlenmişti (Cumhuriyet, 17.9.2008).

UZUN SAVAŞ STRATEJİSİ

Ukrayna’nın bu çağrısının esasına gelecek olursak... 

ABD barış değil, son Ukraynalı kalana kadar “uzun savaş” istiyor. Avrupa ise savaşın uzamasından rahatsız. Hatta Fransa başta bazı Avrupa ülkeleri, Çin’in 12 maddelik barış planını fırsat görüyorlar. 

Washington, Çin’in barış planının hayata geçmemesi ve “Ukrayna’da uzun savaş stratejisinin” sürebilmesi için, savaş alanını genişletmek istiyor: Ukrayna’nın “Karadeniz NATO denizi olmalı” çağrısı da Polonya-Ukrayna ittifakının sahaya yansıtılmaya çalışılması da işte bu hedefin gereğidir.

Fakat Montrö Sözleşmesi oldukça Karadeniz’i “NATO gölü/denizi” yapması zor.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları