Konuk Yazarlar

Liyakat (1) - Zafer Özhabeş

14 Eylül 2024 Cumartesi

Uluslararası yarışmalarda, Olimpiyatlarda, madalya getirecek performans sporcusu yetiştirmesi, antrene etmesi, planlaması, tesis ve malzeme yönetimi amacıyla özellikle Almanya’daki Köln Spor Akademisi örnek alınarak 1974’li yıllarda Ankara, İstanbul, Manisa’da spor akademileri kuruldu. Antrenör akademisi olarak buradan yetişecek mezunlardan çok şey beklendi. Bunlara “mektepli” denilecekti, spor konusunda ulusal anlamda çok büyük görev ve sorumlulukları olacaktı. Başarıya gidecek yolun akademik ve bilimsel taşları döşenecekti. Türk sporunun siyasetten arındırılmış uygulama ve yürütme konseyi olacaktı. Spor akademileri Türk sporunun kalkınma projesiydi. Ama olmadı. 

Anadoluhisarı Spor Akademisi’nde cimnastik alanında öğretim görevlisi olarak büyük bir hevesle çalıştığım dönemde bu ideallerle çok heyecan yaşadık. Ancak öğrencilerin mezun olduğumuzda biz ne olacağız endişesiyle spor insanı olabilmenin yanında beden eğitimi öğretmeni olabilme mücadelesine evrilen spor akademileri, kuruluş felsefesinden uzaklaştırıldı. Günün siyasal koşullarında politik anlamda ele geçirilmesi gereken kurumlar ve kadrolar olarak görüldü, liyakatsiz atamalar yapıldı. İdealistler, tek tek akademilerden ayıklandı, bir kısım öğretim görevlileri çıkarları için bu atamaları görmezden geldi veya katkı sağladı. Siyaset yine yaptı yapacağını. Büyük beklentilerle açılan spor akademilerinde maalesef akademik sporun bağlantı zinciri koptu, Türkiye son şansını bir kez daha kullanamadı. Perde kapandı, işte geleceğin altyapılı, olası organize başarı madalyaları o zaman kaybedildi. Her biri, bir üniversitenin bünyesine alınarak BESYO adı altında klâsik üniversite fakülteleri veya yüksek okulları haline getirildi.

Ölçülebilir akademik değeri olmayan, değersiz diploma dağıtan, her köşebaşına açılan sözde üniversiteler gibi bu kez spor yüksek okulları açıldı. Bugün ülkemizde 57 spor bilimleri fakültesi, 41 beden eğitimi spor yüksek okulu, toplam 73 bin öğrenci yani spor insanı ve yönetici adayı var. Bunun yanında yine organizasyon boşluğuna düşmüş, yetmiş ilde 92 spor lisesinde 23 bin potansiyel öğrenci var. 85 milyon nüfus, 14 milyon lisanslı sporcu var, Olimpiyatlara 18 branşta 101 sporcuyla katılım var. İstatistiklere bakarsanız, oranlar ters olsa da un var, yağ var, şeker var, ama helva yok. Peki neden? Bunu bir sonraki yazımda detaylı şekilde siz değerli okurlara aktaracağım.

Zafer Özhabeş: Milli Cimnastikçi - Eski Milli Takım Antrenörü



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları