Özgüven artırma kongresi

02 Nisan 2018 Pazartesi

¦ İyi parti kongresi hangi ihtiyaçlardan dolayı yapıldı? İYİ Parti 1. Olağanüstü Kongresi, aslında bir prosedürü tamamlama ihtiyacının sonucuydu. Atanmışlarla yapılmış kuruluş kongresinin, kongrelerini tamamlamış il delegeleriyle tazelenmesi ve seçime girme şartı açısından bir sıkıntıya fırsat verilmemesi gerekiyordu. Bilindiği üzere, Meral Akşener ve ekibinin MHP olağanüstü kongre sürecinden bu yana, hukuki meselelerle önlerine engeller çıkarıldı.
Olağanüstü kongreyi gerektiren belki de daha acil ihtiyaç ise, kuruluş öncesinde ve hemen sonrasındaki güçlü rüzgârın biraz yavaşladığına ilişkin algıyı dağıtmaktı. İYİ Parti sözcüleri bu algının gerçeği yansıtmadığını söyleseler de, kendi partilileri açısından da bir “iman tazeleme” gereksinimi oluşmuştu. En azından iktidar blokunun kurduğu ittifak karşısında bir motivasyon takviyesi, bir gövde gösterisi hiç fena olmayacaktı.

¦ Kongre ihtiyaç duyulan motivasyonu sağlayabildi mi?
İYİ Parti’nin salon dışına da taşan büyük ve canlı bir kalabalığı, Türkiye’nin her yerinden Ankara’ya taşıdığı söylenebilir. Yaş ortalaması ve kadın oranı yüksek kalabalığın coşkusunun da çok düşük olmadığı görülüyordu. Yeni bir parti olma iddiasına rağmen gençler fazla ortalıkta olmasa da tribünlerdeki coşku da, partililerin de biraz “gaz almaya” ihtiyacı olduğunu gösteriyor. Akşener’in konuşmasının başında parti teşkilatlarını alkışlatması da bu ihtiyaca cevaptı.
Partilileri ve teşkilatları motive etmek açısından başarılı olan kongrenin genel kamuoyu üzerinde aynı etkiyi yaratıp yaratmadığına ilişkin cevap net değil. Çünkü, beklendiği gibi medya kongreye neredeyse hiç ilgi göstermedi. Açıkçası Meral Akşener’in konuşması da gündem kuracak yenilikler ve çıkışlar içermiyordu. Akşener’in konuşmasının salondan en çok alkış aldığı bölüm, Mustafa Kemal’siz Çanakkale törenlerini eleştirdiği bölümdü.

¦ Kongre salonundaki profil, partinin olası çizgisi hakkında ne söylüyor?
İYi Parti’nin iki konuda artık iyice netleştiği görülüyor. Birincisi; muhafazakâr kesimlerden dini hassasiyetlere abanarak oy alma gayretinden vazgeçilerek, açık bir seküler merkez parti görüntüsünün kabullenilmiş olması. Salon profilini oluşturan kalabalıktan da anlaşıldığı gibi, İYİ Parti, büyükşehirler ve Karadeniz hariç kıyı şehirlerinde tutunmuş görünüyor. Seçime dönük strateji açısından da bu fiili durumun zorlanmayıp kabullenilmesi ağırlık kazanmış gibi.
Kongrede belirgin biçimde ortaya çıkan bir başka kabulleniş de, partinin ana kozu olarak Meral Akşener’in kullanılması. Akşener konuşmasında, parti kadrolarına, uzman ekiplere vurgu yapmış olsa da, muhtemelen seçimin de temel sloganı “Cumhurbaşkanı Akşener” olacak. Akşener’in en uygun “ortak seçenek” olarak gündemde tutulması, stratejinin merkezine oturmuş görünüyor. Bu basit strateji, belki odaklanmayı kolaylaştırıyor ama “tek sepetteki yumurta” riskini büyütüyor.

¦ Kurulmuş ve kurulacak ittifaklar İYİ Parti’yi nasıl etkileyecek?
Meral Akşener konuşmasında, “Cumhur ittifakının” İYİ Parti korkusundan kurulduğunu, kendilerinin ise milletle ittifak kurduklarını söyledi. Özetle yeni ve aslında çok bir şey söylemedi. Ama İYİ Parti’nin Akşener’in en iyi ikinci tur adayı olduğu iddiasının ortaya atıldığı andan itibaren fiilen ittifakı ilk dillendiren parti olduğu da söylenebilir. Çünkü “Cumhurbaşkanı Akşener” sloganı en azından ikinci turda bir ittifakı zorunlu kılıyor. Dolayısıyla, İYİ Parti iktidarın “şer cephesi” suçlamasıyla, “açık kapı” esnekliği arasında kalmaya mecbur.
İYİ Parti için en tehlikeli tuzaklardan biri de, mevcut seçim takvimi. Eğer, iktidar erken seçim yapmaz ve söylediği gibi 2019’da önce yerel seçim, sonra genel ve cumhurbaşkanlığı seçimi yaparsa, İYİ Parti çok dezavantajlı olacağı yerel seçimlerde ilk tartıya çıkacak demektir. Bu da, düşük bir oy oranı ile ana stratejinin tehlikeye girmesi veya erken bir ittifaka zorlanarak iktidarın saldırılarına açık hale gelmesi gibi bir sıkışma anlamına gelebilir.

¦ İyi Parti’nin avantajları ve dezavantajları değişti mi?
İYİ Parti, bir parti içi muhalefet olarak ortaya çıktı ve MHP içindeki “değişim” arayışının yarattığı bir hareketin üzerinde şekillendi. Ne kadro açısından, ne de politik çizgi olarak çalışılmış bir arka plana sahip değildi. Bir anlamda şartların yarattığı bir hareket olarak, şartların doğurduğu bir partiye dönüştü. Şartlara bağlı bir kuruluş süreci ve yine şartların ürettiği zemin, partinin siyasi geleceğini de biraz bu koşullara bağlı hale getiriyor. Ve galiba bu biraz da razı olunan bir şey.
İYİ Parti ortaya çıktığında ve büyük bir ilgi rüzgârı yarattığında hangi fırsatlara ve risklere sahipse aşağı yukarı yine aynı durumda. Ancak, partililerin bütün ısrarlı itirazlarına rağmen fırsatlar değişmese bile, ilgi aynı kalmıyor. Çünkü, İYİ Parti’ye yönelen ilgi, fırsatları beklemeye tahammülü olan bir ilgi değil. Hem kongre salonunda görüldüğü gibi parti içinde böyle, hem de dışarıda, genel kamuoyunda. Bu kongrede yine sadece gösterilen, vaat edilen fırsatlar vardı.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Eyvallah 10 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları