İsmet Aktekin

Kissinger, Ertegünler, Pele ve futbol (2)

23 Nisan 2020 Perşembe

Pele, Cosmos’taki futbol hayatını 1977'de adına yapılan jübile ile noktaladı. ABD'de o yıllarda top koşturan bir Türk futbolcu da vardı. Cosmos kalesini koruyan G.Saraylı Yasin Özdenak. Yasin de 2 yıl oynadıktan sonra 1979'da futbolunu Cosmos’ta sonlandırdı. Pele ile başlayan bu çok başarılı hareketin ardından Gordon Banks, Klinsmann, Thierry Henry, Beckham, Rooney, Ibrahimovic gibi pek çok ünlü futbolcunun da Amerika’nın diğer kulüplerinde oynaması soccerin ülkede yayılmasında etkisi tartışılmaz.

2018 yılında Amerikalıların favori sporu olarak soccer, yüzde 7 ile oylanırken beyzbolun reytingi yalnızca yüzde 9 olarak değer kazanıyor. Kanımca hareketli ve mücadeleli sporları daha çok seven Amerikan halkı, yakın bir gelecekte tercihini  soccerden yana kullanacak. Hatta reytinglerde soccer, beyzbolun önüne geçerse hiç şaşmam.

Seyirci rekoru kırıldı

İyi oynandığı zaman izlenmesi çok keyifli olan soccerin Amerika'daki yükselişi, 1996'da 10 takımla kurulan ilk profesyonel lig olan MLS’in faaliyete geçmesiyle başlar. Bugün 30 takımlı MLS'te yalnız 22 ekip lige kayıtlıdır. CIES Football Observatory'nin 2013-18 yılları arası yaptığı araştırmaya göre MLS’in ortalama izleyici sayısı 21 bin 358 kişi olup, dünyada 8. sıradadır. Bu dönemde MLS’in en başarılı takımı Atlanta United ise ortalama 51 bin 547 seyirci ile oynamış ve lig tarihinde bir rekore imza atmıştır.

2026 Dünya Kupası hedefi

Uluslararası arenada rekabetin çok kuvvetli olması nedeniyle olsa gerek, MLS’in ülke içindeki başarılarını günümüzde Amerikan Ulusal Takımı yakalamış değildir. Bu nedenle kadro yenilenmiş, teknik direktölüğe Gregg Berhalter, genel menajerliğe de Earnie Stewart getirilmiştir. Bu kadronun hedefi ve amacı genç yeteneklerden oluşan, takım ruhuna sahip uluslararası arenada başarılı olabilecek bir takım yaratmaktır. Pulisic, Mckennie, Taylor Ddams, Sargent bu yıllarda yıldızı parlayan bazı genç oyunculardır. Ulusal Takımın eski kalecisi Tony Meola bu konuda görüşlerini şöyle dile getiriyor: "Eğer sabırlı, disiplinli ve ciddi bir şekilde çalışırsak 2022 ve 2026 Dünya Kupaları'nda başarılı sonuçlar alacağımıza inanıyorum." Aynı konuda M.United’in efsane ismi ve Amerika'yı çok iyi tanıyan Bryan Robson ise "ABD ciddi bir yenilik ve atılım yaptı. Önümüzdeki dünya kupalarında yerlerini alacaklar. Şampiyon olamasalar bile çok iyi yerlere geleceklerine inanıyorum" ifadelerini kullandı.

Türklerin gurur kaynağı

Görünen o ki, Amerikan Ulusal Takımı programlı bir şekilde çalışmalarına devam ederse 2022'de Katar’da, güçlü bir rakip olarak adından söz ettirecek. Son yıllarda ABD Kadın Ulusal Takımı'nın kazandığı dünya şampiyonlukları altyapıya önem veren bir çalışma sonucunda elde edildi. Kim bilir, belki de aynı sistemle hazırlıklarını sürdüren Erkek Ulusal Takımı da, ülkelerinde oynayacakları 2026 Dünya Kupası'nda beklenmedik sürprizlere imza atacak.

Ayrıca Amerika’da soccerin bu denli yayılıp başarıya ulaşmasında, New York Cosmos’un Türk sahipleri Ahmet ve Nasuhi Ertegün Kardeşler'in büyük katkısı bizler için de "ayrı bir gurur kaynağı" sayılmaz mı?

'Yıldız' fabrikası

Ahmet ve Nasuhi Ertegün kardeşler gençlik yıllarındaki müzik tutkularını ilerleyen yıllarda, tanıdıkları isimsiz müzisyenlerin plaklarını yapmak için “Atlantik Records” müzik şirketini kurdular. 1952 yılında Ray Charles’ı bir tesadüf neticesi tanıyıp, Amerika’da kısa sürede onu üne kavuştular. Ardından 1960’lı yıllarda Aretha Franklin, Otis Redding, Wilson Pickett, 1970’li yıllarda da Rolling Stones, Led Zeppelin, AC/DC, Phil Collins Atlantic Records’un starları oldu. Ahmet Ertegün, Türkiye’nin büyük yeteneği Tarkan’ı bir dünya starı yapmak için oldukça uğraş verdiyse de bu girişiminde başarı sağlayamadı. Belki de bunda Tarkan'ın ana dilinin İngilizce olmaması önemli bir etkendi.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları