Işıl Özgentürk
Işıl Özgentürk isilozgenturk@gmail.com Son Yazısı / Tüm Yazıları

Yaşasın Hormonlarımız!

17 Kasım 2013 Pazar

Bu hafta uydudan yayın yapan İMECE televizyonunda bir tartışma programına katıldım. Diğer konuşmacılar yazar Oya Baydar ve Mazlumder’de çalışan avukat Gönül Küçükyıldız’dı. Tartışma programı ülkemizdeki özellikle kadınlar üstünden yürütülen muhafazakârlaşma ve tabii kız-erkek evleriydi. Oya Baydar’la ben, programda Başbakan’la kürtaj, öğrenci evleri ve diğer konularda hemfikir olan Gönül Hanım’dan bazı yeni bilgiler edindik. Örneğin, zina bir karıkoca aldatması değilmiş, evli olmayan her kadın ve her erkeğin birlikte bulunduğu alan zina alanıymış. Kuran’da bu durum açıkça belirtiliyormuş.
Oya, birden bunu üstüne alındı ve “Benim çok erkek arkadaşım var, evime de gelirler, demek ki ben sürekli zina durumundayım” diye şaka yollu işin tuhaflığını belirtmeye çalıştı. Ben de birden bulunduğum ortamda erkek vatandaş var mı, diye şöyle bir bakındım, program yöneticisi erkekti, yandık, hep birlikte zina yapıyorduk. İşin şakası bir yana, demek ki, Başbakanımızın sürekli bu ahlak meselesine takması boşuna değilmiş. Çevresinde öyle çok zina durumu var ki, kendini sürekli bir ahlak bekçisi durumunda hissediyor. Yapmayın! Zina yapmayın!
Ama iş işten geçmiş, ülke liberal ekonominin hizmetine gireli epey olmuş ve daha ucuz olduğu için kadın işgücüne ihtiyaç var. Kadın işçiye, kadın öğretmene, kadın garsona ihtiyaç var. Şimdi ne yapacağız?
Bu arada kadınlar silme başlarını örtseler de, hatta hatta hiç ortalıkta görünmeseler de, ah şu hormonlar bu durumu pek bilmezler ve cinsellikle ilgili hayaller ne erkekleri rahat bırakır ne de kadınları. Bence bir mahsuru yok, bırakmasın ama ahlak bekçiliğine soyunmuş bir Başbakan için, hormonlardan daha tehlikeli hiçbir düşman yok!
Sayın Başbakanım, siz Gezi olayları sırasında, Kadıköy vapurundan inen kadınlar için şöyle demiştiniz “Kadıköy vapurundan inen o kadınlar…” Yani nasıl kadınlar? Başları açık kadınlar, her yerde erkeklerle birlikte çalışan kadınlar, yani sürekli zina yapan kadınlar, siz bunu demek istemiştiniz. Bir Kadıköylü kadın olarak, elbette uyarınızı aldık. Hazırola geçtik, dikkat zina yapılmayacak!
Fakat Başbakanım, Ada vapuruna biniyorum, kızlı-erkekli gruplar, grupların bir kısmında kızlar şortlu, bir kısmında kızların başı bağlı ve üstlerinde her gencin giydiği gibi kot pantolonlar. Eğleniyorlar ve Ada onlar için, bir özgürlük alanı. Deniz, doğa, kimsenin kimseye karışmadığı bir ortam. Peki ne oluyor, hormonlar çalışmaya başlıyor. Ah bu hormonlar, sizin ahlak bekçiliğine soyunduğunuzu bilemezler ki, hurra çalışmaya başlıyorlar ve ne güzel hem şortlu kızların hem de başı bağlı kızların sevdiği erkeklerle öpüştüklerine, seviştiklerine Ada’nın çamları tanık oluyor ve aşk coşkusu onlara da geçtiği için, hayat böyledir, onlar da coşuyorlar.
Yani Başbakanım işiniz zor. Çevrenize bir bakın, işin kolayını bulanları göreceksiniz, imam nikâhı, diye bir şey var. Parası olan ikinci, üçüncü eşi alabilir ya da metres tutabilir. Bunu önleyemezsiniz, çünkü insanlar hormonlarıyla birlikte doğar ve birlikte ölür. Şunu da yapamayacağınıza, yani insanları bir makineye sokup hormonlarını çıkartamayacağınıza göre, kendinize bu işi dert etmeyin. Bırakın hormonlar görevlerini yapsın ve insanlar sevişsin!
Zaten kitabın tarif ettiği cennet, hurilerden ve sürekli ereksiyon halinde dolaşan erkeklerden oluşmuyor mu? Bırakın insanlar şu ölümlü dünyada cenneti bulsunlar. Siz de cümlemizin duasını alıp içinizi rahat ettirebilirsiniz.
Bu arada savcılarınıza ve özellikle de hâkimlerinize sitem edebilirsiniz, çünkü çoğunluğu erkek olan hâkimler özellikle tecavüz suçlarında 13 yaşındaki bir çocuğun bu işi rızasıyla yaptığını düşünüp tecavüzcülere indirim uygulamaktadırlar. Ayrıca oldukça sık rastlanan ensest olaylarının artık bir kanunla düzenlenmesini ve yapanlara en ağır cezaların verilmesini isteyebilirsiniz.
Ülkemiz çocuk pornosunun en çok tıklandığı beş ülke arasında. Bunun nedenini araştırabilirsiniz. Ama hormonlarla uğraşmayın, hormonlar insanoğlu olduğundan beri var, biz ölümlüler onları yenemeyiz, sadece kabul edip keyfini çıkarabiliriz. Benden söylemesi.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Başımız dönüyor... 10 Kasım 2024

Günün Köşe Yazıları