Işıl Özgentürk
Işıl Özgentürk isilozgenturk@gmail.com Son Yazısı / Tüm Yazıları

Oruç da Cıvıdı...

06 Temmuz 2014 Pazar

Film yönetmeni üstat Fellini; muhteşem porno yıldızı Cicciolina marjinal seçmen oylarıyla seçilip bütün erkek ve kadın bakışları üstünde, tüm şuhluğuyla İtalyan meclisinden içeri girince, bakmış bakmış ve şöyle demiş: “Bu iş benim tüm fantezilerimi aşar.” Sözün Türkçesi, hayatı boyunca insana ait fantezilerin en uçlarında gezinen yönetmenin, meclis kapısından göğüsleri açık giren Cicciolina karşısında nutku tutulmuş.
Üstat Fellini’yle aşık atmak haddimiz değil ama bizim de kendimize göre nutkumuzun tutulduğu anlar var. Biraz gecikerek de olsa şimdi başlamanın tam sırası. Efendim, geçenlerde bir din adamımız ın “Orucu isteyen suyla, isteyen cinsel ilişkiyle açar” lafı karşısında donup kaldım. Ardından Beyaz Hoca’nın haber bültenlerinde baş konuk yapılması ve cümle Müslüman Türk halkının katıldığı “Cinsel ilişkiyle oruç bozulur mu bozulmaz mı” başlıklı çok üst düzey tartışmalara sıra geldi ve ben, vallahi pes dedim, böylesi her şeyi aşar.
Ve birden nüfusu seksen milyona yaklaşan bu ülkede, oruç tutanların oruçlarını cinsel ilişkiyle açmaları halinde ortaya çıkacak tabloyu düşünmeye, daha doğrusu hayal etmeye başladım. Bana, “Sen, ne yapıyorsun” diye öyle sert bakmayın, Beyaz Hoca’yı ve benzerlerini haber bültenlerine, programlarına çıkararak bu tartışmayı sürdüren programcılara, televizyon kanallarına ve cümle Müslüman Türk halkına kaşlarınızı çatın.
Gerçekten pes vallahi! En neşeli, en az 365 tanrısı bulunan Budizm dahil tüm dinlere ve dini öğretilerine uzak duran benim gibi dinsiz biri bile bu sözcükler ve tartışmalar karşısında isyan ediyorsa, inanan insan ne hisseder bilemiyorum. Bunun komik hiçbir yanı yok. Tam tersi, resmen insan haklarına aykırı bir durum söz konusu, insanların inançları böyle ayaklar altına alınıp sakız yapılamaz.
Hemen her dinde, ibadet etmenin en önemli biçimi olan oruç tutmak, yani insanın en obur yanlarının bir süreliğine de olsun disiplin altına alınması; neredeyse çırılçıplak kızların hosteslik yaptığı, din adamı olarak, otellerde porno seyredip ardından da “Ben gençlerin neler yaptığını merak ettiğim için o pornoları izledim” gibi üç yaşındaki çocukları bile güldürecek açıklamalar yapan ve şimdilerde orucun cinsel ilişkiyle bozulabileceğini pervasızca yumurtlayan sözde din adamları aracılığıyla, dünyanın hiçbir yerinde böylesine cıvıklaştırılmamıştır.
Yıllardır iddia ettiğim bir şey var, Türkiye asla İran olamaz. Evet olamaz, çünkü bana kalırsa bu ülkenin çoğunluğu dinle pek ilgili değil, varsa yoksa belden aşağı. Aksi olsaydı, bu sözleri söyleyen sözde din adamının çıktığı haber programları protesto edilir, onlar da girecek delik bulamazdı.
İşin en şaşırtıcı yanı bütün bunların muhafazakâr bir partinin iktidar dönemine rastlaması. Hadi itiraf edelim, AKP iktidar olduğunda “bunlar işin suyunu çıkaran şu televizyon programlarına biraz çekidüzen verirler” diye düşünmüştüm. Yani saflık işte. Kim derdi ki, bu muhafazakâr iktidar kutsal emanetleri Kapalıçarşı malı gibi ülke dışında pazarlamaya kalkacak; kim derdi ki, ülkenin din adamları bunların döneminde en uçuk fantezilerini cümle ülke halkıyla paylaşmak için can atacak... Ama oluyor işte, yani pek bir dinsiziz.
Bu arada yazımı yazarken bir erkek arkadaşım telefon etti, durumdan onu da haberdar etmek zorunda kaldım. O da hemen bir kısa film konusu anlatıverdi. Şöyle, efendim, duyulan bilinen o ki, ülkede röntgen timleri kurulmuş, bu timler iftar vaktine doğru ellerinde dürbünler ağaçlara tırmanmaya başlıyorlarmış. Tam top atıldığında hurra herkes dürbünlere asılıp, efendim, terbiyemi bozmayın. Bu arada olanlar ağaçlara oluyormuş, çoğunun ağırlıktan dalları kırılmış.
Birden aydım, fantezi de Fellini’yle aşık atmaya çalışıyorum. Ah rahmetli Fellini, şöyle bir bizim illerde dolaşsaydın, fantezi değil gerçek karşısında şaşırır, meslekten istifa ederdin. Biz de senin o güzelim filmlerinden mahrum olurduk. İyi ki, yolun buralara düşmedi.

Not: bu yazıyı 23/10/2005 tarihinde yazmışım. Bu ülkede hiçbir yazı eskimiyor. Öyle.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Başımız dönüyor... 10 Kasım 2024

Günün Köşe Yazıları