Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Nafile Dünya
Nafile, ne hafta sonunu geçirdiğim Assos’un muhteşem atmosferi ne Felsefe Günleri’nde yapılan “Din ve Bilim Karşıtlığı” tartışmaları, yaklaşmakta olan seçimi, internet yasaklarını ve üç yaşındaki oğlunu bir çuvalda taşıyarak karlar içinde yol alan acılı babayı unutturuyor. Sadece bana değil, Assos’ta tartışmalara gelmiş üç yüze yakın genç-yaşlı insana da.
Söz dönüp dolaşıp seçimlere geliyor. Dünyanın neresinde olursa olsun, bunca yolsuzluğun ortaya döküldüğü bir ülkede hükümetler gider. Ve yolsuzluk yapanlar yüce divanda yargılanır, hapse girer.
Bizde olmadı. Üstelik, yolsuzluğa bulaşan dört bakan pişkin pişkin dolaşıyor ve Başbakan onları arkalarından pışpışlıyor. Biz de şaşıyoruz, söylenecek söz kalmıyor ve artık ne kadar doğru olduğundan şüphe edilmeye başlanan anketler, bu yolsuzlukların halkın tercihini değiştirmediğini gösteriyor. Ben burada anketlerin doğru söylediğini düşünüyorum. Çünkü büyük çoğunluğu ancak dört yıl eğitim gören, gazete ve kitap okumayan, sadece ve sadece televizyondan gördüklerine inanan ve oldukça bencil olan halkımızın tercihlerini değiştirmediğini, üstelik yolsuzluk yapanlara “Yapmışlar da ne olmuş” dediğine inanıyorum.
Öte yandan seçim barajı gene kapı gibi önümüzde duruyor. Kime sorsam, kerhen oy kullanacağını, hatta oy kullanmayacağını söylüyor. CHP’deki merkez sağa kayış ve BDP’nin hem Gezi olaylarından hem 17 Aralık’tan sonra sıkı bir biat partisi görünümü, ne yazık ki bu böyle, insanları kırmış durumda.
Bu seçimler, seçmenler kadar partilerin de sorumluluk almasını gerektiriyor. “Nasılsa bize oy verecekler” düşüncesi partilere egemen olmamalı. Aksi takdirde seçim gecesi çok büyük hayal kırıklıkları hepimizi bekliyor.
Biat etmeyen çoğunluk, örneğin CHP nasıl bir anayasa öneriyor, bilmek istiyor. Gelir eşitliği nasıl sağlanacak ve refah nasıl artırılacak? Bu, biat eden AKP seçmeni için de önemli. Şimdilik 17 Aralık’ın ekonomik tahribatı geniş kitleleri etkilemiş gibi görünmüyor. Biraz zaman geçtiğinde, doğalgaz ve elektrik faturaları iyice kabardığında ve artık kredi kartları nakit para vermediğinde, işler kızışacak.
Bu arada, artık denizin suyu bitti. Soruyorum size, iktidar partisi daha kaç kez yandaşlarından bir havuz oluşturup medyada kurduğu düzeni sürdürebilir? Maden arama izinleri, termik santrallar, değiştirilen sit alanları nereye kadar? Ve şu kentsel dönüşüm; kentler hayalet evlerle kuşatılmış durumda. Bu, nereye kadar gider?
Şu günlerde iktidar umutsuzca internete saldırıyor. “Edepsiz yayınları önlüyoruz” diyerek; bu “edepsiz” sözcüğü, insanı ürkütüyor. Şöyle bakılabilir, Başbakan internet kullanıcılarını resmen “edepsiz” görüyor. Üstelik kendi bakanları, belediye başkanları hatta Cumhurbaşkanı sıkı birer internet kurdu.
Bu arada Başbakan da biliyor, internette iletişimin yolunu kesmek imkânsız. Bu, devekuşunun kafasını kuma gömmesine benziyor. Ülkede deprem oluyor, Tayyip Bey başını kuma gömmüş, kaçmaya çalışıyor. O kadar da değil.
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
- Donald Trump'ın yeniden başkan olması dünya ekonomisini
- Ege'nin Gündemi'nde bu hafta!
En Çok Okunan Haberler
- İstanbul'un 7 ilçesinde yarın su kesintisi uygulanacak
- 250 bin TL'nin getirisi ne kadar?
- İstanbul'da aile katliamı
- İktidarın '25 Kasım' korkusu
- Malatya depremi: 'Endişe verici' diyerek uyardı!
- Hedefteki teğmenlerle ilgili yeni gelişme!
- Akalın'dan İYİ Parti'yi karıştıracak açıklama
- Kan donduran 'taciz' iddiası
- İmamoğlu'ndan, Tekin'e 'belgeli' kreş yanıtı
- TÜPRAŞ'tan açıklama geldi