Işıl Özgentürk
Işıl Özgentürk isilozgenturk@gmail.com Son Yazısı / Tüm Yazıları

Kurallar çiğnenmek içindir!

02 Ekim 2016 Pazar

Heveslenmeyin, anarşizmin temel kurallarından söz edip sizi sokaklara davet etmiyorum. Sadece sade bir yurttaş olarak, minibüslere, taksilere bindiğim, pazarları dolaşmayı sevdiğim için rastladığım anarşiden söz edeceğim. Biraz merak edin!
Kadıköy-Kartal arası çalışan bir minibüs, oldukça tenha, ben de yolculardan biriyim. Minibüs yolda bekleyen, görünüşünden öğrenci olduğu çok belli olan bir çocuğu almadan hızla geçiyorve hızını alamayıp kırmızı ışıkta da geçiyor. Önde oturan orta yaşlı bir kadın yolcu, “Ne yapıyorsunuz? Hem çocuğu almadınız hem de kırmızı ışıkta geçiyorsunuz, bu kurallara aykırı!” diye söze giriyor. Vay canına, minibüsün genç sürücüsü zınk diye duruyor, kadına dönüp “Sen hiç kural çiğnemedin mi?” sorusunu yapıştırıyor. Kadın yolcu, “Burada benimle ilgili bir durum yok, siz kuralları çiğnediniz!” diye yanıt veriyor. Minibüs olduğu yerden ok gibi fırlıyor ve sürücü, “Kurallar çiğnenmek içindir!” diyerek gaza basıyor, minibüsteki herkes şöyle öne doğru kaykılıyor. Sürücü konuşmaya devam ediyor: “Biz bir tek kural tanırız ve de tek kitaba bağlıyız, o da Allah’ın kitabıdır!”
Kadın yolcu sinirleniyor, “Kuran’da kırmızı ışık yazmaz!” diye sert bir biçimde yanıt veriyor. Hop minibüs gene zınk diye duruyor, sürücü ön kapıyı açıp, “Hadi sabah sabah benim kafamı bozma in aşağı, şu paranı da al!”
Kadın yolcu inmiyor ve arkasını dönüp diğer yolculara bakıp sesleniyor. “Benimle karakola gelir misiniz?”
Kimseden ses çıkmıyor, kimse karakola gitmeyi, tanık olmayı istemiyor besbelli, arkadan bir başka yolcu, kadına sesleniyor: “Arkadaş şimdi karakola gitsek ne olacak, karakoldakiler de adamı kollayacak! Üstelik sen kadınsın, başına başka işler gelir.”
Kadın birden “Lanet olsun sizlere” diyerek ağlamaya başlıyor. Artık işe karışmanın zamanı geldi, karakol konusunda ben de diğer yolcular gibi düşündüğümden, kadını usulca kolundan tutup aşağı indiriyorum, birlikte hemen yan taraftaki bir kahvede oturuyoruz. Meslekten ihraç edilmiş bir matematik öğretmeni o. FETO terör örgütüyle tek ilişkisi maaşını BANK ASYA’dan alması. Kocası da öğretmen o da ihraç edilmiş aynı suçtan!
Sabiha Gökçen Havaalanı’ndan evime dönüyorum. Şoförle sağdan soldan konuşuyoruz, ansızın genç adam anlatmaya başlıyor. İngilizce Ticari Bilimleri Fakültesi’ni dördüncü sınıfta bırakmış. “Neden?” diye soruyorum, “Ya kendimi öldürecektim ya da okulu bırakacaktım!” Zeki bir öğrenciymiş, tek ideali kaymakam olmakmış, babası dini bütün, yardımsever diye Fethullah’ın okullarından birine göndermiş onu, dayı itiraz etmiş, dinlenmemiş. Orada abilerin hizmetine girmiş, üniversite sınavları sırasında abiler, “Sen İngilizce ticari ilimlere gireceksin, daha sonra da Kazakistan’da açılan bir okulun yöneticisi olacaksın” diye bastırmışlar. O ilk 3000 arasında olmasına rağmen siyasala girememiş, abilerin istediği okula kaydı yapılmış. Ondan sonrası bir kâbus. Dört yılın sonunda bir gece kendini öldürmeyi düşünmüş ama yapamamış o gün okuldan kaydını sildirmiş ve babaannesinin Karadeniz’deki yayla evine gidip altı ay kimseye bir şey söylemeden orada kalmış. Sonra zaten abiler onu yoldan çıkmış olarak damgalayıp peşini bırakmışlar. Şimdi taksi şoförlüğü yapıyor, tek sevindiği şey, babasının darbe günü onun yüzüne mahcup bir biçimde bakıp, “Senin istikbalini ben mahvettim” demesi olmuş.
Vay canına, sağımız solumuz böyle hikâyelerle dolu. Bir zamanlar, benden daha çok komünist olan bir temizlikçi kadın, ağlayarak oğlunu yoksulluktan bir tarikat okuluna verdiğini anlatmıştı. Şimdi o çocuk da boşta. Hangi okula, nasıl gidecek bilinmiyor. Oğlunun adeta damgalandığını söylüyor bana, “bir kötülük tohumu” gibi...
Hiçbir ülkede hiçbir örgüt bu denli kötücül olmamıştı. Bütün sağ iktidarlar ve de AKP bu suça birinci derecede ortaktır! Enerji Bakanı damat, “Bize vız gelir tırıs gider” diyor, vız gelip tırıs gitmeyecek işte! Gitmeyecek!



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Başımız dönüyor... 10 Kasım 2024

Günün Köşe Yazıları