Işıl Özgentürk
Işıl Özgentürk isilozgenturk@gmail.com Son Yazısı / Tüm Yazıları

Hey katil, hey tecavüzcü bundan böyle takım giyerek yırtamazsın!

06 Aralık 2015 Pazar

Ortalık toz duman, haberleri dinleyip sosyal medyaya göz atan kendini Üçüncü Dünya Savaşı’nda sanabilir. Hele de Güneydoğu’da yaşıyorsa. Ama hayat da devam ediyor. İnsan bu karmaşada iyi olan bir şey istiyor, umudunu ayakta tutacak bir şey! İşte bu geçen hafta gerçekleşti. Hunharca tecavüz edilen, öldürülen Özgecan’ın davasında hâkim, üç sanığa ağırlaştırılmış müebbet verdi. Ağırlaştırılmış müebbet suçunun affedilme olasılığı yoktur. Yani ölene kadar içeridesin!
Öncelikle bu kararı veren mahkeme heyetini kutlamak isterim. Ayrıca bu kararın verilmesinde emeği geçen bütün kadın örgütlerini tek tek mücadele eden kadınları da kutlamak gerekir. Çünkü bu dava emsal olacak! Bundan böyle, kadın katilleri, tecavüzcüler duruşmalarda takım elbise giyip, elleri böğründe hâkim karşısında durdukları için ceza indirimi alamayacaklardır. Hâkimler 13 yaşında defalarca tecavüz edilen bir kız çocuğunun “rızası varmış” sözünü kolaylıkla söyleyemeyeceklerdir. Hele de “tecavüz yarım kalmış, o halde olmamış gibi davranılabilir” düşüncesiyle, sanığa “Hadi oğlum serbestsin” denilemeyecektir. “Hâkim Bey, kadın kırmızı mont giymişti, tahrik oldum” sözü hâkimler tarafından dikkate alındığında karşılarına kapı gibi Özgecan davası kararları çıkacaktır. Bir de “sevdiğim için öldürdüm” sözü var, çok romantik bir sözmüş gibi duruyor. Bu söz üzerine neredeyse bir film senaryosu bile üretilebilir. Ama sanat başka hayat baştadır. Hadi bakalım, ağırlaştırılmış müebbet seni bekliyor!
Ben tam bunları düşünürken bir trans kadın cinayeti masama düştü. Ne yazık ki, bizler farklı cinsel tercihleri olanları hoş görmeyiz. Hiç kendimizi kandırmayalım. Yapılan araştırmalarda Türk halkının yüzde doksan yedisinin eşcinsellerle komşu olmak istemediğini göstermiş. Yahudi komşu da istemiyormuşuz? Bu bizim köşeli ve fazlasıyla önyargılı olduğumuzu gösteriyor. Bu önyargılara Kürtleri de dahil edebiliriz. Oysa, önyargılardan kurtulmak, açılarımızı değiştirmek bizleri farklı zenginliklere taşır. Çok basit bir örnekten yola çıkalım. Pek çoğumuz, evde hep aynı sandalyeye otururuz, hatta misafir gelip de bizim sandalyemizi işgal ettiğinde hafiften bozuluruz. Çünkü hepimiz güvenliği garanti olan şeye sımsıkı tutunuruz, oysa farklı bir sandalyeye geçtiğimizde evimizi farklı bir açıdan görürüz, hayat da tıpkı bu örnek gibidir. Açılarımızı değiştirdiğimizde farklılıkları görürüz. Hepimizin özellikle de çocuklarımızın farklı açılara açık olması son derece önemli. Trans birey nefretle dolu bir adam tarafından yolda bıçaklanarak öldürüldüğünde, olayı bir de trans birey açısından bakmayı deneyin. Ya da önyargılarınızda eğer “Kürtler çalışmazlar, her şeyi hazır beklerler” gibi bir olgu varsa, bunun doğruluğunu araştırın, bakış açısını değiştirip farklı bir yönden bakmaya çalışın.
Bir toplum bireylerden oluşur. Ne şahane ki, her birey kendi başına bir dünyadır. Madem diyoruz ki, bu dünya değişmelidir, bu sonsuz gibi görünen eşitsizlik ortadan kalkmalıdır o zaman en önce kendimizin değişmesi gerekir. Şimdi kâğıt kalem alıp samimi bir şekilde önyargılarımızı yazmaya başlayalım. Ben başlıyorum, “Kadının en kutsal görevi anneliktir.” “Eşcinseller, trans bireyler toplum için tehlike oluştururlar.” “Kadın yüz vermezse adam tecavüz etmez.” “Araplar pistir.” “Dul kadın hep hazır kadındır.” Bu böyle devam eder gider, değiştirmek ise bizim elimizde, yaşınız kaç olursa olsun!  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Başımız dönüyor... 10 Kasım 2024

Günün Köşe Yazıları