Işıl Özgentürk
Işıl Özgentürk isilozgenturk@gmail.com Son Yazısı / Tüm Yazıları

Gerçek Türkiye Üçüncü Sayfa mı?

19 Ağustos 2014 Salı

Özellikle Amerikan sinemasında ensest ilişki, tecavüz, kadına uygulanan şiddeti anlatan pek çok film vardır. Biz bu filmleri koltuğumuza uzanmış izlerken çoğu zaman içimizden şunları geçiririz: “Neyse ki bizim buralar temiz, başka yerlerde iş çığırından çıkmış.” Sonra televizyonun düğmesini kapatıp mutlu, mesut, yataklarımızda kendimizi pek bir güvende hissedip derin bir uykuya dalarız. Bu yalanı daha ne kadar sürdürmeye niyetliyiz bilmiyorum, ama görülen odur ki, bu konuda hiç de temiz değiliz. Üçüncü sayfa haberleri, içinde bulunduğumuz çöküş coğrafyasının ipuçlarıyla dolu. Üstelik pek çok yoksul köyde, az ışıklı kasabalarda ve büyük kentlerde işlenen cinsel suçlar kayda geçmiyor. Ama biz yokmuş gibi yapsak da pis bir koku sokakları dolduruyor ve çok güvenli olduğu sanılan sitelerin kapılarından içeri sokuluyor. Şu üçüncü sayfa haberine bir göz atın: “Öz kızını hamile bırakıp doğan bebeği öldürdü.” Niğde’nin Bor ilçesine bağlı Obruk köyünde yaşayan 5 çocuklu, 46 yaşındaki A.K., sorgusunda, amcasının oğluna kaçtıktan sonra tekrar eve dönen 13 yaşındaki kızı Ü.K. ile kızlık zarı kontrolü yapmak için eşi 44 yaşındaki S.K.’nin gözü önünde ilişkiye girdiğini, daha sonra kızıyla birkaç kez daha cinsel ilişkide bulunduğunu ve onu hamile bıraktığını itiraf edip şöyle söylemiş: “5 ay sonra hamile olduğunu fark ettik. Doktora götürdük, ancak bebeğin beş aylık olduğunu ve alamayacağını söyledi. Kızım Ü.K’yi eve kapadık. Doğum sancısı çekince de doğum hastanesine götürdük. Doğum burada oldu. Dönüşte bebeği Aksaray köprüsünün altında bir taşın yanına bıraktık.”
Şimdi bu karanlık ve mutlaka yoksul evde yaşanan travmaları bir düşünün. Babanın gebe bıraktığı 13 yaşındaki kız çocuğu... Bütün bunlara tanık olan diğer dört çocuk ve olaylar karşısında çaresizliğin en koyusunu yaşayan anne...
Şimdi Türkiye, kişi başına milli geliri 20 bin dolar olan bir ülke olsaydı durum nasıl da değişirdi… Belki gene böyle karanlık olaylar yaşanırdı ama sayılarında mutlaka bir azalma olurdu. Hele hele bir de aile hekimlerinin, sosyal kurum temsilcilerinin en ücra köylere ulaşıp yöre halkını bilgilendirdiğini bir düşünün...
Ne yazık ki durum pek parlak değil; çünkü bizi yönetenler çevrelerine ihale kazandırmak için canla başla çalıştıklarından “Bu ülkede yaşayan yurttaşların yaşam kalitesini nasıl yükseltirim?” gibi bir soruyu akıllarından bile geçirmiyorlar. Ve yüzlerce hayat savrulup gidiyor.
Bir başka üçüncü sayfa haberi: Öldürdüğü eşini 16 kez şikâyet etmiş.
Konya’nın Seydişehir ilçesinde daha önce kendisine şiddet uygulaması nedeniyle 18 ay hapis cezasına çarptırılan eşi Ümit Tütüncü’yü 5 yerinden bıçaklayarak öldüren İklime Tütüncü tutuklandı. İki yıllık evliliği süresince kendisini sürekli döven eşi hakkında 16 kez suç duyurusunda bulunan İklime Tütüncü şöyle dedi: “Eşim beni sürekli dövüyordu. Olay günü beni gene dövmeye başladı. Artık dayanacak gücüm kalmamıştı. Bir anda mutfağa koşup bıçağa sarıldım. Eşimin boş bulunduğu bir anda bıçağı sapladım. Sonrasını hatırlamıyorum.”
İklime 8 aylık hamile, ilk çocuğu 11 aylık. Babası öldü, annesi hapiste ve iki küçük bebeğin hayatı şimdiden karardı. Türkiye, hukukun işlediği bir ülke olsaydı, polis ve savcılar şiddet gören kadınlara karşı daha duyarlı olmak gerektiğini bilselerdi, belki de İklime şu anda 11 aylık çocuğuna ninni söylüyor olacaktı...
Gerçekten Türkiye üçüncü sayfa gibi. Anlaşılan o ki, üçüncü sayfayı gülen, şarkı söyleyen, neşeli insan öyküleriyle doldurmak için epey bir ekmek yememiz gerekiyor. İşe “Kol kırılır yen içinde kalır” sözcüğünü tersten okuyarak başlayabiliriz: “Kol kırıldığında kırık kırıktır...”
Sevgili okurlarım siyaset bizi öylesine boğdu ki, çevremizde olupbiteni unutur olduk. Ben bu yazıyı 10/4/2007 yılında yazmışım. Allahaşkına değişen ne? Üstelik daha da kötüye doğru hızla yol alıyoruz. Ne dersiniz bir yerlerden işe başlayın, sağınıza solunuza bir bakının, yardım isteyen bir çığlık duyabilirsiniz.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Başımız dönüyor... 10 Kasım 2024

Günün Köşe Yazıları