Işıl Özgentürk
Işıl Özgentürk isilozgenturk@gmail.com Son Yazısı / Tüm Yazıları

Dünyanın Bütün Renkleri

01 Eylül 2013 Pazar

“Slowcity - sakin kent” namıyla bilinen ve bu nedenle dev bir salyangoz heykeline sahip Seferihisar meğer hiç de “sakin” bir kent değilmiş. Aman sakın öyle gürültülü patırtılı bir yer düşünmeyin, tam tersi tıpkı bir küçük derenin usul usul akması gibi, hayat burada usulca akıyor ve kentin çeşitli yerlerinde, yaşamı güzelleştirmek için toplanmış bu ülkenin güzel insanları, hiç durmadan tartışıyor, eğleniyor ve yaşam bir kat daha güzelleşiyor.
Bendeniz bu hafta içinde iki toplantıya tanık oldum, birinde konuşmacıydım. Ağırlığı bilim adamlarından (fizikçiler, matematikçiler) oluşan
“Turkish Nonlinear Science Working Group”, ben cümleyi Türkçe şöyle söylemek istedim; “Mevcut Sisteme Karşı Yeni Alternatifler Geliştirmek İçin Çalışma Grubu”, on bir yıldır Karaburun’da, iki yıldır da Seferihisar’da sempozyumlar düzenliyor. Bu yıl sinema ve sanatı gündemlerine almışlar. Bir de ‘Gezi İsyanı’nı. Görüyorsunuz, bu yıl hiçbir toplantı, hiçbir forum, hiçbir sempozyum Gezi’siz olmuyor. Çünkü yaşadığımız komün günleri herkesi değiştiriyor. Ve yepyeni sorular oluşturuyor!
Dört günlük toplantıda her şey yeniden tartışıldı. Ben de yepyeni kavramlar öğrendim. Örneğin fiziğin en önemli kavramlarından biri olan:
“Entropi.”
Entropi kısaca boşa harcanan enerjiler demek. En çok iletişim alanında kullanılıyor. Yani söyleyeceğini uzatmadan direkt söyleyeceksin. Birden benim aklıma
Tayyip Erdoğan’ın konuşmaları geldi. Dolambaçlı ve asıl amacını gizleyen konuşmalarıyla büyük bir enerji kaybına neden oluyor. Üstelik bu enerji kaybı ülke olarak bize yansıyor.
Entropi, yazın ve sinema alanında da kullanılıyor. Özellikle biz senaryo yazarları bunu bilmeden kullanıyormuşuz. Çünkü en çok doksan dakikada bir öykü anlatacaksınız. En ekonomik olanı seçmek zorundayız. Senaryo matematiği buna dayanıyor. Yaşasın, bir şey öğrendim!
Müzikçi ve mimar
Erkan Şimşek, benim eski Devrim İçin Hareket Tiyatrosu günlerinden arkadaşım. “Anarşist Erkan” olarak da biliniyor. Hiç değişmemiş, yerleşik düzene karşı bir yeryüzü vatandaşı ve bir Şaman olmak için inanılmaz bir çaba harcıyor. Elinde kemanı dünyayı güzelleştiriyor. “Sanat ve Yıkıcılık” başlıklı konuşması gerçekten yıkıcıydı. “Eylemcinin ‘sanatçıya’ dönüştüğü bir dünyada sanatın tanımı yeniden yapılmalı” diye sözünü söyledi ve çekip gitti.
Bu yazıyı yazdıktan az sonra hemen sempozyuma katılacağım. Konuşmam ilk gündü,
“Tutkunun Karanlık Sularında Sinema” başlıklı konuşmamda tutkuyu övdüm ve bizi özgürleştiren bir duygu olduğunu söyledim. Böyle de düşünüyorum, tehlikeli sularda dolaşmak iyidir. İnsanı arındırır ve özgürleştirir. Evet, nerede kalmıştık, bugünkü konuşmaları merakla bekliyorum, çalışma grubunun önderi, önemli bir fizikçi olan Gediz Akdeniz, “Karmaşık Ütopya - Arap Baharı ve Taksim Gezi Parkı” başlıklı bir sunum yapacak. Bir fizikçinin Gezi olaylarına bakışını öğrenmek beni şimdiden heyecanlandırıyor.
Bitmedi, Sakin Kent Seferihisar’da bir başka toplantı daha var. Sosyalist ve Feminist Kolektif, yaklaşık yüz elli kadın üyesiyle Seferihisar’da. Neredeyse bir tatil köyünü kapatmışlar, atölyeler kurmuşlar, geçen yıl yapılan eylemleri, bunların başarılarını, aksayan durumları konuşuyorlar ve gelecek yıl için yol haritasını belirliyorlar. Üye olmayan burada olamaz, ama bana bir ayrıcalık tanıyıp bir akşam yemeğine davet ettiler. Genç-yaşlı, cevval ve çok güzel kadınların enerjisi öylesine parlaktı ki, aklıma Entropi kavramı geldi, buradaki enerjiye ne demeli? Yemekten sonra bu yıl yapılan eylemlerden oluşan kısa bir film izledik, neşenin ve enerjinin tavan yaptığı bir filmdi. Kadınlar en sıkı eylemde bile kadınlar! Çok hoşuma gitti.
Ayrıca 18 kişilik masalara ayrılıp bilgi yarışması yaptık. Bizim grup yarışmanın galibiydi, ama itiraz geldi, kaybettik, biz de kazanan gruba
“hediyemiz olsun” dedik.
“Hadi hediyemiz olsun!”

\n\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Başımız dönüyor... 10 Kasım 2024

Günün Köşe Yazıları