İlhan Selçuk

Layık Olmak!..

03 Aralık 2009 Perşembe

PENCERE

İLHAN SELÇUK

Layık Olmak!..


Faşizm nedir?..

En kısa tanımıyla sermaye diktasıdır...

Faşizm Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra Avrupa’da ortaya çıktı; 1922’de İtalya’da, 1933’te Almanya’da iktidara tırmandı...

Bir noktaya dikkat:

Faşizm Avrupa’da yayılırken kıta ‘Aydınlanma Çağı’nı yaşamıştı...

Ne demekti bu?..

Aydınlanma “aklın inançtan, bilimin dinden bağımsızlaşması” diye tanımlanabilir...

Bir anlamda laiklik demektir.

*

Avrupa’da faşist rejimler yıkılınca yerine nasıl düzenler kuruldu?..

Dinci (şeriatçı) rejimler mi toplumları ele geçirdi?..

Hayır!..

Çünkü Avrupa ‘Bilimsel Devrim’le birlikte ‘Rönesans’ı ve ‘Aydınlanma Devrimi’ni yaşamış, Hıristiyan şeriatını siyasal yaşamda tarihe gömmüştü...

Hıristiyanlık dünyasında geçmiş yüzyıllarda gerçekleşen bu tarihsel olaydan İslam coğrafyası -Türkiye dışında- bugün bile uzak yaşamaktadır.

‘Laik faşizm’ olabilir...

Bu durumda faşizm yıkıldığı zaman toplum demokrasiye kavuşur...

Birinci Dünya Savaşı ertesinde Avrupa’da kurulan faşist rejimler yıkılınca kıta -Aydınlanma’yı yaşadığı için- demokrasiye geçti...

Batı’da dinci rejimlere dönüşülmedi.

*

Avrupa’da tarihe gömülmüş bulunan Aydınlanma kavgası Türkiye’de güncel...

Bugün ülkemiz ne durumda?..

Takıyyeci bir parti iktidarda...

AKP dincilik savaşımı veriyor...

Batı’da, daha somut deyişle Avrupa’da, böyle bir durum, tehdit, tehlike var mı?..

Avrupa’daki çok partili rejimlerde ‘dinci-laik partiler’ -Erbakan’ın SP’sini işin içine katın- birbirinin seçeneği (ya da alternatifi) mi?..

Bugün Türkiye’de yaşanan olaylara doğru ve sağlıklı “teşhis’’ koyabilmek için önce aradaki ‘farkı fark etmek’ gerekir.

İnsanlık ya da uygarlık açısından çok önemli olan Türkiye’deki bu fark ne Avrupa’nın bilincindedir, ne de Amerika’nın umurundadır.

*

Faşizm bir siyasal sorundur..

Demokrasi problemidir...

Ama ‘laik-dinci’ çatışması bir uygarlık davasıdır...

‘Kemalist Devrim’ bir siyaset konusu değildir...

‘Atatürkçülük’, uygarlığa erişmek için gerçekleşmesi kaçınılmaz bir aşama içeriğini taşır...

Avrupa’da üniversite ‘aklın inançtan, bilimin dinden bağımsızlaşması’ ile kurulabilmiştir; Türkiye’de 1933 Üniversite Reformu bu amaçla yapıldı...

Bugünkü takıyyeci iktidarın üniversiteye karşı savaşımının anlamı ne?..

*

Takıyyeci iktidar akla ve bilime dayalı üniversiteleri medreseleştirmek istiyor...

Bu kavgayı da hiç gizlemeden yürütüyor...

Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi’nde yaşanan olay bu kavganın en çarpıcı ve utanç verici sayfalarından biridir...

Bu kavgada üniversite genel sekreteryasından Enver Arpalı intihar etti, Rektör Yücel Aşkın hapishanelere ve hastanelere düşürüldü...

Bu kavganın tarih, Bilimsel Devrim, Aydınlanma ve Atatürkçülük kapsamında ne olduğunu bilmeyen, kavgayı kazanmaya layık değildir.

(6 Ocak 2006 tarihli yazısı)
 



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Patrikhanenin Sicili... 11 Haziran 2012
Mumcu'nun Saptamaları... 7 Haziran 2012

Günün Köşe Yazıları