Hikmet Çetinkaya

Tehlike...

08 Nisan 2017 Cumartesi

Aşağıdaki yazı 19 yıl önce (14 Mart 1998) Cumhuriyet’te “Politika Günlüğü” köşemde yayımlandı.
Aynen koyuyorum: ...
Acaba Fethullahçıların amacı ne?
Devleti ele geçirmek!..
Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin “istihbarat birimleri”nce hazırlanan raporlarda Fethullahçıların “strateji ve hedefleri” şöyle gösteriliyor:
“Fethullahçılar, örgütlenme ve faaliyetleriyle ‘devlet içinde devlet’ özelliği göstermekte ve özellikle cemaatin okulları Milli Eğitimi alternatif bir anlayışla yönetilmektedir.
Bu okullarda görev yapacak idareci dahil bütün personel cemaat tarafından tayin edilmekte ve maaşları kendi kıstaslarına göre belirlenmektedir. Sadece eğitim konusundaki asıl amacı açıklanmaya çalışılan böyle bir cemaatin 350 trilyon lira civarındaki yurtdışı eğitim yatırımlarının Türkiye Cumhuriyeti’ne ne getirip ne götürdüğünün sorgulanması ve kaynağın nereden geldiği hususu üzerine fevkalede ciddiyetle gidilmesi ve bu şahsın arkasında devlet varmış imajının kesinlikle yok edilmesi için gerekli tedbirlerin ivedilikle alınmasında fayda mütalaa edilmektedir.”
Fethullahçılarla ilgili bilgiler ve belgeler sanırız hem Başbakan Mesut Yılmaz’a hem de yardımcısı Bülent Ecevit’e verilmiştir. Tüm bu gelişmeleri de CHP lideri Deniz Baykal bilmekte, bu nedenle siyasi parti liderlerini uyarıcı konuşmalar yapmaktadır...
Fethullahçılar Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşlarının kurduğu laik demokratik düzene şu adı takmışlardır:
“Kefere düzeni...”

***

Şimdi Fethullahçılar ile ilgili hazırlanan rapordan bazı önemli bölümleri aktaralım:
1-Fethullahçılar herhangi bir İslam ülkesiyle ve kuruluşuyla köklü ilişki kurmamakta, daha ziyade İngiliz-Amerikan ilgi alanı veya etkinliğindeki bölgelerde köklü ilişki ve bağ kurmaya ihtiyaç duymakta, ABD’de dahil eğitim birimlerini açmasını karşın Orta Avrupa ve Almanya’da pasif kalmaktadır.
Fethullahçılar İran’a karşı kesin tavır alırken Batı yanlısı Suudi Arabistan’a karşı tarafsız kalmaktadır.
2-Fethullahçılar, Silahlı Kuvvetler’e sızma girişimlerin planlı programlı, sinsi ve yanıltıcı bir biçimde sürdürmekte, çalışmalarının önünde engel olarak Türk Silahlı Kuvvetleri’ni görmektedir.
Bu bakımdan her fırsatta orduyu ele geçirmek amacıyla sızma girişimlerine sessiz ve derinden devam etmektedir. Fethullahçı grubu Nurcu tarikatı, Silahlı Kuvvetler içerisinde yapılanabilmek ve ileride etkinliğe kavuşabilmek amacıyla yeni projeler üretmeye başlamıştır.
Bu çerçevede; askeri okullarda okuyan öğrenciler öncelikle hedef olarak belirlenmiş, kültür düzeyi yüksek cemaat mensubu ve türban takmayan bayanların askeri öğrencilerle tanışmaları ve evlenmelerinin sağlanabilmesi için gerekli vasatı oluşturacak bir yapılanmaya gidilmiştir.
3-Anılan kesim tarafından, bu yöntem ile 5 ile 7 yıl arası bir sürede Silahlı Kuvvetler içerisinde cemaat mensubu olarak söz sahibi bir konuma gelebilecekleri şeklinde değerlendirmeler yapılmaktadır.
4-Fethullahçılar, polis kolejlerine öğrenci sokmak, öğretim üyelerini özel olarak seçtirmek ve cemaate bağlı polislerin daha öğrencilik yıllarından itibaren beyinlerini yıkamak suretiyle emniyet teşkilatında oldukça etkin hale gelmişlerdir.
Gülen’in emniyet teşkilatına olan bu ilgisinin arkasında, polisi asker karşısında bir güç dengesi oluşturmak amacıyla kullanmayı öngören bir planın olduğu açıkça ortaya çıkmaktadır.
5-Bugün birinci öncelikli tehdit olarak algılanan siyasal İslama karşı Fethullahçıları bir umut ışığı görenler, kısa bir zaman sonra bu yanılgının ağır faturasını ödemek mecburiyetinde kalacaklardır.
Çünkü devlet içinde kadrolarını tamamlamış, aldığı çeşitli tedbirlerle toplum içinde kabul görmüş, Cumhuriyetten yana gözüken, Atatürk ve ilkeleri sözde benimseyen, ancak İslami giyime aykırılığı nedeniyle kravat takmayan bu kişi, gerçekte demokratik ve laik Türkiye’nin geleceği açısından büyük bir tehlike olarak göz önünde bulunmaktadır.

***

Fazla söze gerek var mı?



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Aşklar ve sevinçler... 9 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları