Bırakın halkımız sandıkta versin yanıtını...
Konuşmayın, susun!
Siz niçin bakanlık koltuğunu bıraktınız 17 Aralık’tan sonra?
Önce onun yanıtını verin, öğrenelim!
Haberiniz yok mu 15 yaşında bir çocuğun ölümünden...
Bir güvercinin öldürüldüğünden!
Var!
O zaman susun...
Saygı gösterin...
Kendi çocuklarınızı düşünün...
Düşünün biraz olsun, eğer insansanız, saygınız varsa ölümlere.
Ne demek ölüseviciler, ne anlama gelir, biliyoruz...
Toplumu enayi yerine mi koyuyorsunuz?
Kim rahatsız oluyor terörün bitmesinden, kardeşliğimizden?
O başı örtülü ya da açık kadınlar mı, sakallı ya da sakalsız gençler, emekçiler, o yüz binler mi?
Siz önce rüşvetten ve yolsuzluktan haber verin, vicdanınızın sesini dinleyin...

***

Eğer yoksa vicdanınız hiç konuşmayın, yerinizde oturun.
Tepkileri görünce niçin canınız sıkıldı...
Neden, “O mesajların hayatını yitiren yavrumuz Berkin Elvan’la, cenazesine katılanlarla, o ortak acısını paylaşan insanlarla ilgisi yoktur” diyerek kendinizi savunma gereği duydunuz?
Bırakın bunları Egemen Bey...
Gerçekten size hiç yakıştıramadım.
Size karşı yazılanlar, konuşulanlar “itibar suikastı” oluyor demek...
Peki, sizin yaptığınız ne oluyor, anlatır mısınız?
Berkin’in babasını izlediniz mi Enver Aysever’in CNNTürk’teki programında!
Eğer izlediyseniz bir baba olarak kendinizi onun yerine koydunuz mu?
269 gün ölüme direnen bir beyaz güvercin...
Bir çocuk!
Ve polisin attığı gaz bombası kapsülüyle ağır yaralanıyor.
O günden bugüne geçen süreçte onu hangi polisin vurduğu belli olmuyor.
Polislerin çoğu başka kentlere atanmış...
Hiçbiri suçu kabullenmiyor...
Devletin polisi, halkın çocuğunu öldürüyor...
Milletin çocuğunu vuruyor!

***

Tepkiyi alınca attığınız mesajları okudum...
Ama iş işten geçmişti.
Ölüsevicilerin adlarını açıklamalıydınız Egemen Bey...
Kim onlar!
Gazeteciler mi, siyasiler mi, kim?
Ölüseviciliğin ne olduğunu bilmiyorsanız karşılığına bakın sözlükten.
Berkin Elvan toprağa verildi...
Önceki akşam saat 22.00’de Okmeydanı’nda silah sesleri duyuldu.
O sırada elektrikler kesik...
Muhabir arkadaşları dinledim, haberlere baktım dün sabah.
DHA’ya göre Fatin Sultan Mehmet Caddesi’nde bir kalabalık toplanıyor ve tekbir getirmeye başlıyor...
Kimilerinin elinde tornadan çıkmış sopalar var!
Berkin Elvan’ın ailesinin evinin önünde toplanan bir grupla karşı karşıya kalıyorlar.
Kavga başlıyor...
Silah sesleri duyuluyor...
Üç kişi yaralanıyor...
Üç yaralıdan biri olan Burak Can Karamanoğlu kaldırıldığı hastanede hayatını yitiriyor.
Burak 22 yaşında bir genç...
Valiliğin açıklaması var...
“Silahlı saldırı!”
İlk açıklamayı ise CNNTürk canlı yayınına bağlanan AKP il başkanı Aziz Babuşçu yapıyor, ilginç değil mi?

***

Tunceli’de çıkan olaylarda Ahmet Küçüktağ adlı genç bir memur, polis otobüsünün içinde fenalaşarak yaşamını yitirdi...
Hastane başhekimi “Biber gazından öldü” diyor, vali “Hayır, polis otosunda fenalaştı” diye yalanlıyor.
Acılar ülkesinde yaşadığımızın farkında mısınız?
Biz böyle filmleri daha önce de gördük...
Kışkırtıcılar her zaman vardır, yerli ve yabancı istihbarat birimleri bu konularda uzmandır, ülkelerde cirit atarlar.
Gençler; ideolojiniz ne olursa olsun, teröre karşı olun, provokatörlerin oyununa gelmeyin...
Hangi siyasi parti olursa olsun onlara saldırmayın, kırıp dökmeyin, yakmayın!
Kurt puslu havayı sever!
Türkiye’de kışkırtıcılar, mezhepsel ve etniksel kimlik üzerinden kanlı olayları çıkarmışlardır yakın tarihimize bir göz atarsanız!
Alanlardaki ayrıştırma, kurtlara yarar!
Bu sözüm tüm siyasi partilere ve liderlerine!