Kaç yaşındaydı Uğur Kurt?
30 yaşında, evli ve bir çocuk babası...
Bir taşeron şirkette çalışıyor, Beyoğlu Belediyesi’nde temizlik işleri yapıyordu.
Okmeydanı’nda önceki gün 200-300 kişilik bir topluluk Berkin Elvan ve Soma’da ölen madenciler için eylem yapıyordu. Eylem sırasında cemevinin bahçesinde bulunan Uğur Kurt’a kurşun isabet etti. Kanlar içinde yere düştü Uğur...
Kurşun çenesinden girmiş, ensesinde kalmıştı...
Hemen hastaneye kaldırıldı ama kurtarılamadı.
Kim öldürmüştü Uğur’u?
Polis mi yoksa başka birileri mi?
Olaylar daha da genişledi, polis geri çekilmedi, Okmeydanı’nda el bombaları atıldı...
Çok sayıda polis ve sivil yurttaş, gençler yaralandı.
Bir yurttaş daha öldü...
Ölü sayısı iki...
İkinci kişinin üzerinden kimlik çıkmadı, kim olduğu belirlenemedi...
Kurt puslu havayı sever, provokatörler ise her türlü havayı.
Polis yangını körüklememeli, daha sakin ve duyarlı olmalı. Tüm kayıplar hepimizin...
İster Sünni olsun ister Alevi; ister Türk, Kürt, Ermeni, Laz, Çerkez...
Dini, dili, ırkı, mezhebi, inancı ne olursa olsun. Ayrımcılık yapmadan tüm kayıplar hepimizin...
Soma’dan Okmeydanı’na, Diyarbakır’dan Edirne’ye, İzmir’den Antakya’ya dek...
Artık bu acılar dinsin, ülkemizde özgürlük türküleri, şiirleri söylensin...
Çocuklarımız ölmesin...
Kadınlarımız şiddete uğramasın, öldürülmesin...
Yeter artık bunca yıldır akan kan!
Bırakın insanlar demokratik anayasal haklarını kullansınlar...
Polis bu denli acımasız olmasa, polis biber gazı sıkmasa, gaz kapsülü atmasa bunların hiçbiri olmaz!
Kışkırtıcılar varsa eğer kıskıvrak yakalanır...

***

Polis Uğur Kurt’un öldürülmesini protesto eden 100 kişilik bir topluluğun üzerine gitmese, biraz hoşgörülü davransa göstericiler ne otomobilleri ne de çöp konteynırını ateşe verirlerdi. Toplumsal olaylarda her türlü gelişme olabilir... Burada küçük bir grubun üzerine TOMA’yla, gaz bombasıyla gitmek acı sonuçlar doğurur. Bilmem o fotoğrafı gördünüz mü? İki polis kendilerini kalkanlarıyla korurken öldürülen yurttaş, hemen arkalarında cansız bedeniyle iki büklüm olmuş, yerde yatıyor... Burakcan da burada vuruldu! Alevi yurttaşlarımıza karşı bu kin, bu nefret, intikam duygusu niye?

***

Ölümleri, kıyımları, mayınlı tuzakları yaşadık toplum olarak...
Ayrımcılığın daniskasını yapan, ardından demokrasi ve özgürlüklerden, insan sevgisinden söz edenleri. Genç insanları, Deniz’in, Hüseyin’in, Yusuf’un, Erdal’ın, nicelerinin idamını...
Asmayalım da besleyelim mi, diyen Kenan Evren’i...
Sahi darbecilikten yargılanıyordu değil mi, paşaların paşası Evren ve Şahinkaya paşamız ne oldu?
Berfo Ana oğlunun kemiklerini arıyordu 104 yaşında...
Bulamadan bu dünyadan gözü açık gitti.
Fırtınalar gördük; dalgalar, kan rengi akan ırmaklar...
Ethem Sarısülük’ü kim öldürmüştü, nerede yargılanıyor?
Ali İsmail Korkmaz, Ceylan, Berkin, Burakcan...
Ceylan, Berivan, Mehmet...
10 yıl önce 12 yaşında bir çocuktu Uğur Kaymaz. Babasıyla birlikte öldürüldü polislerce.
12 yaşındaki Uğur’u çocuk bedenine 13 mermi isabet etmişti...
Soma’da 301 can, Okmeydanı’nda iki can...
İçimde büyümemiş bir çocuk, içimde kendi çocukluğum...

***

Mayıs kuşatmalarını düşündüm dün sabah erik ağacının altında otururken...
Kuzeyden hafif bir poyraz esiyor...
Fotoğrafa bakıyorum...
İki polis kalkanların arkasında...
Yerde bir ölü ve kan...
Okmeydanı’nda çenesinden vurularak öldürülen Uğur Kurt...
Bir cenaze için cemevine giden ve bahçede polis kurşunuyla ölen o genç adam...
Kan gölünden beslenen, bir türlü doymayan vampirler...
Acımasızlık!