Manisa’nın Turgutlu ilçesi, tuğla ve kiremit işletmeleriyle ünlüdür...
Gediz Ovası’na yaslanmış Turgutlu’da üzüm, pamuk, her türlü ürün yetiştirilir ayrıca...
Tütüncülük ölünce, zeytincilik başlamıştı, şimdilerde ise ağaç katliamı...
Çaldağı’nda nikel çıkarma projesi var...
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’ndan ÇED onayı çıktı.
Şimdi ne olacak?
Bakanlığın onayı yargıya taşınacak!
Eski VTG şirketi tarafından yaşama geçirilmek istenen maden, bir vahşeti beraberinde getiriyor.
Çokululuslu yabancı şirket çok önceleri gündeme gelmişti. Nikel madeni Çaldağı’ndan çıkarılacaktı.
Vahşi madencilik, ağaç kıyımı, zorbalık, sömürü düzeni...
En önemlisi doğanın yok edilmesiydi...
Çevreciler, siyasi partiler, demokratik kitle örgütleri ayağa kalkınca yabancı şirket hemen adını değiştirdi: “Çaldağ.”
Böyle numaraları, Bergama’da, Kütahya’da ve daha pek çok yerde gördük, yaşadık...
Yedi yıllık bir süreç yaşandı, hukuk çiğnendi, eski ÇED raporu rafa kaldırıldı, 2014 yılında hiçbir şey olmamış gibi yine Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na başvurdu...
Bakanlık ne yaptı?
Yeni ÇED raporunu 27 Ekim 2014’te onadı!

***

Turgutlu’da Çaldağı’ndan daha önce de ağaç kıyımı yapıldı...
Salt Çaldağı değil, Toroslar’da, Kaz Dağları’nda, Kozak Yaylası’nda...
Ege’de, Karadeniz’de...
Türkiye’nin dört bir köşesinde beyler, bakanlar, paşalar!
Devleti yönetenler!
Çaldağı’nda bugüne dek 350 bin çam ağacı kesildi...
Bu sayının ÇED raporunun onayından sonra 2 milyon ağaca ulaşacağı öne sürülüyor...
Öne süren kim?
CHP Manisa Milletvekili Hasan Ören...
Yazımı yazarken, biraz olayın derinliğine indim. Şirket çokuluslu ama yapısı karışık.
Önce İngilizler almış, tepki çekince bir tarikat, işler çıkmaza girince yandaşlar.
Tema Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. İsmail Duman, projenin hazırlık aşamasında Çaldağı’nda 200 bin ağaç kesildiğini, işletme çalışmaya başladıktan sonra 1 milyon 800 bin çam ağacının kesileceğini söyledi.
Ağaç kıyımına kim “dur” diyecek, atı alıp Üsküdar’ı geçenlere karşı?
Elbet devlet!
Devletin umurunda değil katliam!
Gediz Havzası’nın yok olacağını umursayan yok!
Ne olsa soygun düzeni...
Soma Yırca köyünde olduğu gibi kökünden keseceksin zeytini...
Başka yörelerde gürgen, palamut, çam, gözüne ne ilişirse...

***

Çevreye duyarlı olmayan toplumlar demokrasi ve özgürlüklere duyarlı olabilirler mi?
100 yaşındaki zeytin ağacını kökünden kestiren bir düşünce, sevgiyi, aşkı, barışı yüreğinde duyumsayabilir mi?
Yırca köyünden gelen fotoğraflar...
Bir yaşlı kadın yerden zeytin topluyor...
Kesilen ağacın dallarından toprağa zeytinler düşmüş.
İnsan hayatına kıyanlar, acıları yaşatanlar, Gezi’nin çığlığını umursamayanlar, TOMA’larla insanların üzerine gidenler, palayla saldıranlar daha çok ağacın canına kıyacaklar...
Kıyanlara alkış tutacaklar...
Bugüne dek pek çok mahkemeden yürütmeyi durdurma kararı alındı; ama onanan ÇED raporları yasadışı yaşama geçti...
Biz toplum olarak karatahtanın siyahlığını delemedik...
Masal dinlemeyi çok severiz bilirsiniz!
Zamanın gerisine düşen bir düşünce, kitabın unutulmuş sanılan yapraklarını çevirdiğimizde karşımıza çıkar...
Ne farkı vardır ağaç katliamının insan katliamından?
Yurdun dört bir yanına niçin kuruluyor bu termik, nükleer santrallar?
Denizlerimiz, göllerimiz, ırmaklarımız niye kirleniyor?
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ne yapıyor?
Çaldağı’nda 350 bin çam ağacı kesilmiş, bu sayı 2 milyon ağaca ulaşacakmış...
İçiniz sızlamıyor, yüreğiniz yanmıyor mu?