F.Bahçe, sorunsuz yaşayamıyor. Biri bitiyor, bir diğeri başlıyor. Ya da başlatıyorlar. İşte şimdi bir yenisi başladı. Senaryo, Aykut - Alex ikilisi üzerine kurulmuş. Hayali birtakım varsayımlarla bu iki beyefendi futbol adamı birbirine adeta düşman kesiliyor. Amaç üzüm yemek değil, bağcıyı dövmektir. Aykut’u saf dışı etmek. Başarılı da olunuyor. Bu fikir gittikçe yayılıyor. Bu nedenle de kulübün başkanı, Aykut’u savunuyor. “Biz gidersek ancak Aykut gider” diyor. Aslında biz, antrenör yemekte piranhalar gibiyiz. Haydi diyelim ki şu veya bu nedenle Aykut’un F.Bahçe’deki görevine son verildi. Peki, kim gelsin? Veya getirilsin? Bu konu da bir problem. Hiç sözü edilmiyor. Yerli antrenörlerden bir katkı sağlanamıyor. O halde yabancı olsun. Onlar da denendi yıllarca. F.Bahçe’deki ömürleri bir pervane böceğinin ömrü kadar olamadı. Hatta kulüpten dışlandıkları zaman, isimlerinin başına birtakım sıfatlar da eklendi. Ajan, kumarbaz, sahtekâr gibi. Hatta homoseksüellik bile yakıştırılan oldu. Magribden Maşruka kadar birçok ülkeden antrenör geldi. Afrika kabileleri hariç. Başka dünya da yok. Olsa, oradan da antrenör getirmeye çalışacağız.\n

Aykut’un beğendiğim tarafları olduğu gibi tabii ki beğenmediğim, eleştirdiğim tarafları da var. Ama üzülerek söylemek gerekirse Aykut, körler diyarında bir şaşı. Son zamanlarda üstüne vazife olmaması gereken konuların içine girdi. Biraz da havalandı. F.Bahçe Kulübü’nün geçirdiği kötü ve üzücü süreç içinde, tutuklu bulunan yöneticiler için ismi ön plana çıktı. Bunu isteyenler de vardı ama Aykut’un “Benim işim teknik iştir” deyip kulübün siyasetiyle ilgili işlerde ön plana çıkmaması gerekirdi bence. Alex ise gerek oynadığı futbolla gerekse efendiliğiyle, ülkemize gelmiş geçmiş yabancı futbolcular arasında en iyisi. Doğal olarak taraftarın ona karşı sempatisi büyük. Alex’i her maçta izlemek istiyor. Aslında dileğimiz; tabiidir ki Aykut’un da görevinde Alex’in de takımında olması. Ancak iş, artık Aykut açısından şansa kaldı. Eğer takımı bir iki yenilgi alırsa onu kimse kurtaramaz. Aykut - Alex mücadelesinde Alex kazanırsa Aykut gider. Çünkü halk böyle istiyor. Önüne geçilemez. Özetle; her ne kadar arzu etmesek de Aykut ile Alex’in beraber çalışmaları biraz zor artık. Aykut’un eline bir fırsat geçmişti. Transfer ayının başında “Benim kadromda artık Alex yok” deyip kesip atacaktı. Çünkü Alex ve Alex gibi oyuncular yedek kulübesinde bekletilmez. Ne var ki Aykut verdiği kararlarda pek özgür değil. Ne gariptir ki günümüz teknik direktörleri “Bu iş sizin değil benimdir. Mesleki özgürlüğüm var. Atın dizginlerini ben çekerim” diyemiyor. Kaderine razı oluyor. Ne yaparsınız, para karşılığında kahramanlık pek yapılamıyor.