F.Bahçe, Beşiktaş’ı 3-0 gibi bir farkla yendi. Peki 3 Temmuz sendromu geçti mi? Tamamen geçmese bile iyi yöne doğru gitmeye başladı. M’Gladbach ve Beşiktaş galibiyeti büyük moral oldu. Ne var ki Beşiktaş, gerçek Beşiktaş takımının çok gerisindeydi. F.Bahçe ise, gerçek anlamda F.Bahçe’ydi. Kolektif bir futbol sergilediler. Bu arada Gökhan Gönül’den söz etmek istiyorum. Bu maçtaki oyunu ile Avrupa’da olsa kaç milyon Avro alacağı konusunu merak ettim doğrusu.\n

Peki bu sonuç, Alex’in olmamasından mı kaynaklandı? Sanırım, anti-Alexçilerin düşüncesi böyle. Beşiktaş karşısında Alex olsaydı sonuç yine farklı olmazdı. Ama biz bir anda insanları göklere çıkarıp bir anda yerin dibine batırırız. Vefamız da pek yoktur. Beşiktaş maçının sonucu, F.Bahçe’yi havalara sokmasın. Çünkü Beşiktaş’ı yenemeyecek takım yok. Değer yargılarımızı ona göre yapmalıyız. \n

20 Ekim’de F.Bahçe Divan Kurulu toplanacak. Şu anda hasta görünümü olan F.Bahçe’ye teşhis konulması gereken bir toplantı bu. Teşhisin konulup bir an önce tedaviye başlanması için önerilerin konuşulması, tartışılması umudumuzdur. Ama bu hiçbir zaman böyle olmaz. Yine de olmayacak. Çünkü biz toplum olarak yönlendirici olmaktansa izleyici olmayı tercih ediyoruz. Yine konuşmalar yapılacak ama F.Bahçe’nin dertlerini, hastalıklarını ortaya koymaktan kaçınılacak. Çünkü, “Fincancı katırlarının ürkmesinden” çekinilir hep. Doğrudur, sonunda Haysiyet Divanı’na gitmek var. \n

Diyebilirsiniz ki; sen kalk konuş, cesaretin varsa. Bir divan kurulu üyesi olarak, bunu çok yaptım ben. Üç defa da Haysiyet Divanı’na verildim. Her defasında haysiyetim biraz daha perçinlendi. Bir tanesinden “hak mahrumiyeti” cezası aldım. Haysiyet Divanı’na verildim, vazgeçtim mi? Hayır. Sonunda herkes “Bravo Kapitane” diye sırtımı sıvazladı ama arkama dönüp baktığımda kimse yoktu. Sonra kendi kendime bir prensip kararı aldım. Ben de sessizlik içine gömülerek, bu tür toplantılarda söz almadım ve konuşmadım. İzledim güldüm, izledim üzüldüm. Şimdi artık zaten yaşım da ilerledi, hiç olmaz.\n

Ay sonunda yapılacak bu toplantıda, başkan kürsüye çıkıp konuşacak. Dinleyicilerin bir kısmı şakşaklayacak. Bir kısmı “Çok yaşa padişahım” diye naralar atacak. Sonra da bu insanlar, F.Bahçeli olduklarını savunacaklar. Haydi canım sen de! F.Bahçeliler taşın altına elini koysun deniyor. Doğru ama bu taşın ağırlığını F.Bahçelilerin elleri kaldıramaz. Kaldırabilse bile, asıl yük manevi yüktür. Manevi yükü hangi manivela ile kaldırabilirsiniz? Çünkü artık tarihe geçti. Bu konuda söz etme açısından bu kadarla yetiniyorum. Dördüncü kez Haysiyet Divanı’na gitmek istemiyorum.