Güray Öz
Güray Öz guray@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Üst Akıl İç Akıl

06 Temmuz 2016 Çarşamba

AKP’nin hesabı kitabı yapılmış bir “proje” olduğu çok sık söyleniyor. Doğrudur. İki de bir “üst akıl” diyorlar ya, işte o üst aklın Ortadoğu’daki planlarıyla ilişkili bir projedir AKP. Sovyetler yıkılmadan önce bu planın esası “sosyalizmi kuşatma” planıydı. Üst akıl “tarihin sonunun geldiğine” inanınca plan “yeni bir düşman yaratma” zorunluluğunun da katkısıyla “eh artık şuraları temizleyelim” planına dönüştü. Bu arada üst aklın hesaba katmadığı çok şeyler oldu kuşkusuz. Sovyetler’e karşı palazlandırılan, eğitilen “talebe”, birlikte şirket kurup birlikte para kazanılmış ortaklar bu “yeni düşman” meselesine tamı tamına uydular; ünlü İkiz Kuleler’i yerle bir ettiler. Sonrası IŞİD’dir.

***

Bütün bu gelişmelerin ekonomide, politikada, ideolojide neo-liberal dayatmayla birlikte dünyanın başına musallat olduğunu eklemek gerek. Ülkelere “demokrasi” getirme planı “rengârenk devrimler” masalıyla eski Sovyet ülkelerinde denendi. Pek tutmadı. Sonra üzerinde epeyce çalışılmış Ortadoğu ülkelerine döndü üst akıl. Körfez, derken Irak, Tunus, Libya, Mısır nihayet Suriye “demokrasi getirilmesi gereken ülkeler” olarak seçildiler. İşte bu stratejik planlama kapsamında siyasal konjonktürün de denk düşmesiyle politikada kıvrak, ideolojide katı AKP’nin Türkiye için biçilmiş kaftan olduğunu keşfettiler.

***

Her planın sonu, bir doğal ömrü var; revize edilmez, yenisiyle değiştirilmezse zarar veriyor. O zaman planın öznesini hizaya getirmek, doğrulmuyorsa doğrultmak, genel plana, stratejiye zarar vermesini önlemek gerekir. Genellikle üst akılla birlikte büyümüş ama arada yoldan çıkmış ya da çıkma eğilimindeki iktidarlar fazla sorun yaratmazlar, isteklerinde hızla tasarrufa gider; nihayet iktidarlarını sürdürmeyi, ideolojik hedeflerini tamamlamayı tek madde olarak üst akla sunarlar. Bu talep iktidarın niteliğine bakılmaksızın genellikle kabul görür. Özellikle de Ortadoğu ülkelerinde yerleşik politik alışkanlıklar işi kolaylaştırır. Mısır’da öyle oldu. Diktatörü diktatörle değiştirdiler sorun çözüldü. Suriye’de tökezledi biraz.

***

“Her şeye muktedir bir üst akıl” tablosu çizdiğimin farkındayım. İç faktörü dikkate almayan her analiz denemesi tökezler. Türkiye zaten bu tablodaki öteki ülkelerden farklı. Epeyce mesafe almış olsa da AKP hâlâ büyük, kırılması zor bir dirençle karşı karşıya. İktidar olduğu tarihten sonra uzun bir zaman kendini ülkenin liberallerine “demokrat” olarak yutturma becerisini gösterdi ama artık bu masalı onlar bile yutmuyorlar. Gerçi hâlâ “iyi bir şey yapsın yine ‘evet’ derim” havasında olanlar var ama sihir bozulmuştur artık. Projenin bütününü görmüş olanlar “iyi şeylere” kafayı takmaz; o iyi şeylerdeki tuzakları görür, projenin esasına bakarlar.

***

Üst aklın AKP projesi su alıyor. Batma ihtimali yüksektir. Ne yapalım öyleyse, “Bak dış politikasını düzeltiyor, hatasını kabul ediyor” deyip yeniden liberal bankada hesap mı açalım ona. Yoksa “üst akla teslimiyeti tamdır, iktidarının devamından başka bir şey istemiyor, bunun için de zorbalıkta sınır tanımıyor” deyip ayağa mı kalkalım.
Hep birlikte “üst aklı” bir yana bırakmalı “iç aklın” zaferine, birliğe, beraberliğe odaklanmalıyız. Naçizane fikrim budur.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Sondan Bir Önceki 7 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları