Güray Öz
Güray Öz guray@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Tehdit Bu Kadar Büyükse...

02 Ekim 2016 Pazar

Sistem tıkandığında, kriz klasik yöntemlerle atlatılamadığında yüz yıl ölçeğinde klasikleşmiş yöntemlere eğilim yükselir. Buna “büyük savaş” diyoruz. Ergin Yıldızoğlu bu tarafa doğru gidişi, iktidarını koruma sıkıntısı içindeki siyasi iktidarların, oligarşinin, plütokrasinin bulduğu çözüm olarak tanımladı. İnsanlardaki sağa ve sola doğru bükülen değişim arzusunun bu türden bir “çözümü” tetiklediğine değindi. Siyasi iktidarlar için büyük tehlikeyi, iki yönde cisimleşen değişim arzusunu Trump ve Corbyn’le örneklendirdi. Yıldızoğlu’nun önemli saptaması şöyledir:

***

“Trump ve Corbyn’de ifadesini bulan ‘değişim arzusunun’ iki yüzü var. Biri geriye doğru bakan, aslında yaşanmamış bir geçmiş döneme ilişkin özlemin, tehlikeli bir melankolinin, duygusal boyutu çok kuvvetli bir özsavunma tepkisinin ifadesi. Diğeri, kapitalizmin, en azından bugünkü ‘vahşi kapitalizmin’ ötesindeki olasılıklara, geleceğe bakan, analitik, rasyonel, özgürlükçü boyutu güçlü arayışların ifadesi. İşçi sınıfı, çalışanlar açısından, gerçek bir değişim için, bu iki yüzün birleşmesi gerekiyor.”

***

Bu birleşmeyi önlemek kuşkusuz iktidar sahipleri için birinci meseledir. Öyle görünüyor ki gidiş o yönedir. Duyduğumuz top sesleri büyük bir olasılıkla yükselen bu tehlikenin sesidir. Ama bir dakika; emperyalist merkezlerin her ne kadar birbirlerine diş bilediklerini, alttan alta hırladıklarını, masa altında tekmeleştiklerini görsek de bir savaş durumu yok henüz ortada. Daha çok başkalarını savaşa sürme eğilimi ağır basıyor. Büyük savaş derken Yıldızoğlu acele bir analiz mi yapıyor?

***

Sınır tanımayan, Güney’den ve Doğu’dan Kuzey’e ve Batı’ya yönelen göç hareketlerinin büyük bir tehlike, tehdit olarak ilan edildiğini, zenginliklerin paylaşılmasının sistemin özüne aykırı olduğunu biliyorsak, “tehdit altındaki” büyük devletlerin, iktidar sahiplerinin yöntemlerinin değişeceğini görüyoruz demektir. Ortadoğu’da on yıllardır sürdürülen savaşın artırdığı göç dalgası hem korkuyu büyütüyor hem de aranan çözümü sağa ve sola doğru bükülen siyasi gelişmenin denetlenmesini zorunlu kılıyor.

***

Bu ille de Trump tarafının zaferini şart koşmaz. Farklı saiklerle isyan edenlerin sentezini engelleyecek, sola eğilim gösterenleri yoldan çevirecek, hazmedecek eli kılıçlı, iki yüzlü bir kartal, savaşı mümkün kılabilecek bir sentez daha olasıdır. Avrupa’da, Kuzey ve Güney Amerika’da beslenen, büyütülen çözümün işaretlerinin bu yönde olduğu görülebiliyor. Peki, biz bu denklemin neresindeyiz? Galiba ortasındayız. Yavaş yavaş içine çekildiğimiz savaş, içeride de tehdit algısıyla korkutulmuş yığınların desteğine dayalı OHAL’ler bu tabloyu tamamlıyor.

***

Son günlerde, darbeci Gülen Cemaati’ne yöneldiği söylenen yığınsal temizlik harekâtı medyanın sesini kısma, susturma, olmadı kapatma yöntemleriyle yön değiştirmeye başladı. Anlaşılıyor ki, sessizlik sağlanamazsa darbecilerle mücadele demagojisi tek başına yeterli olmayacaktır. Altı ay, bir yıl ve kim bilir ne kadar süreceği belirsiz OHAL dünya çapında büyüyen savaş hazırlıklarına da uygundur. Beklenen gelişmenin nimetlerinden yararlanma saflığıyla ilerliyoruz. Bataklık bizi çağırıyor. Büyük savaşın öncüleri olma şerefini sanki bize verdiler.
Tehlike ve tehdit bu kadar büyük, küresel ve somutsa itirazın da hem içeride hem dışarıda o kadar güçlü, geniş ve büyük olması gerekmez mi?  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Sondan Bir Önceki 7 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları