Güray Öz
Güray Öz guray@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Suç-Günah- Ceza Üçgeninde Rövaşata

05 Ağustos 2016 Cuma

Tuhaf zamanlardayız, akıl sağlığımızı yitirmek üzereyiz. Soluduğumuz hava, hepimizi yaşadığımız toplumsal travmanın öfkesiyle bunaltıyor. Birbirimize bakışımızda güvensizlik ağır basıyor. “Kral çıplak” diyenler sessiz film kahramanlarına benziyor. Yoğun gürültü kirliliği içinde mırıldanıp duruyoruz. “Midasın kulakları”na ilişkin gerçek, Munch’un ünlü tablosundaki gibi “Çığlık” halinde boğazımızda düğümlendi; her geçen gün biraz daha yoğunlaşan “kurşun gibi ağır bir havada” kayboluyor fısıltımız.

***

Oysa İktidar - Cemaat işbirliği en üst düzeyde ifade edildi. İtirafın ispatı artık delil gerektirmiyor. “Öteki Dünya”nın adaletine ihale edilen o ağır suç, “günah” olarak tanımlanmış, cezadan masun kılınmıştır. “Suç ve ceza” arasındaki evrensel ilişki “suç ve günah” ilişkisine dönüştürüldü. İktidar bu günahın kefaretini ödemeye hazır olduğunu neredeyse gururla söylüyor. Bu dünyanın hukukunun siyasete yapışık karakterinden ise nefret ediyor.

***

Ellerinden gelse hukuku hiç değilse birkaç ömür boyu, hiç değilse 2071 yılına kadar hükmedecek OHAL’lere uygun bir “kod” içine hapsetmek isterlerdi. Öyle bir hukuk olsun ki, kendi suçları günaha dönüşsün, muhaliflerin ispatı kolaylaştırılmış “suçlarının” cezası ise elbette bu dünyada verilsin. Suçgünah ayrımında suç yalnızca suçüstü yakalanmış darbeci generallerin, açığa çıkmış Cemaat mensuplarının ama aynı zamanda muhalif olma “aptallığını” sürdürenlerin, örneğin şehir tiyatrosu oyuncularının, soldan eleştiri yapmakta inatlaşan gazetecilerin, akademisyenlerin, makbul olmayan sendika üyeliğinde ısrar eden, bir ihbarlık canları olan Eğitim Sen üyelerinin olsun.

***

Bu arada her alanda kendini gösteren yaygınlaşan bedeli ise “demokrasi nöbeti” tutanlar dahil hepimiz ödemeye hazırlanıyoruz. Ekonomi nutuk atarak, olmadı kararnamelerle “iyileştirilecek”, köprülerin, o çok övünülen yolların, ağırlaşan borçların, gelmeyen turistlerin, ekonomiye nasıl girdiği belli olmayan karşılığının ne olduğunu bilmediğimiz sıcak paranın hesabı bize çıkartılacaktır. Bunu açık açık söylediler; “bu köprü öyle bir köprüdür ki, üstünden geçseniz de geçmeseniz de para ödeyeceksiniz” demediler mi?

***

İktidar, nasıl örgütlendiği henüz açığa çıkmamış, failleri belli, azmettirenleri kuşkulu darbenin meyvelerinin ilahi tadından memnundur. “Allah’ın bir lütfu” olan darbe girişiminin plancıları ile memnun olanlar arasındaki ilişki ise görünen köy gibidir; kılavuz istemiyor. Bizim Alican Uludağ’ın ayrıntılı anlattığı “Şemdinli Savcısı’nın marifetleri” dosyasına bakın yeter. Yetmediyse bombalanmış Meclis’i ziyaret eden ABD Genelkurmay Başkanı’nın, sesi soluğu kesik mevkidaşı ve hükümet yetkilileriyle birlikte verdikleri fotoğrafa bakarsınız. Gözlerimiz fotoğrafta görünmeyen öteki ortağı arıyor. Görünmese de oradadır.

***

Sonuç, yani darbenin bastırılmış olması, “lütfun” büyüklüğü göz kamaştırıyor. Herkes memnundur. ABD artık isteklerini daha doğrudan, daha etkili söyleyecek ve alacak, AKP özlediği düzeni daha kolay kurabilecek, hasımlarına “seç bakalım suç mu günah mı?” diye sorabilecek, görevini yerine getirmiş Cemaat bir vakit kabuğuna çekilecek.
Bizse henüz travmayı atlatamadık. Öznesini bulamamış muhalifler olarak Taksim, Gündoğdu umut verse de çığlığımız sessizdir hâlâ.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Sondan Bir Önceki 7 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları