Güray Öz
Güray Öz guray@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Şu Temsili Demokrasi

20 Mayıs 2016 Cuma

Genel oy hakkının büyük bir kazanım olduğunu biliyoruz. Toplumların egemenlik haklarını devretmelerindeki “zorunluluğun” seçim yoluyla gerçekleşmesi özgürlük konusunda ileri adım sayılabilir. Ama bunu daha ileri götürmenin yolu yok mu? Marx”ın, “eserlerinde materyalizmin tüm insani yönlerinin kaybolduğunu” söyleyerek eleştirdiği Thomas Hobbes’un “Leviathan”ı yaşadığımız çağda insanı boğuyor. Egemenler Hobbes’un Devlet’inden hoşnutlar; onu ebedi kılmak istiyor, “temsil” yöntemini de bu nedenle çok seviyorlar.

***

Hobbes “bir kere sözleşmeye varıldığında katılanlar onaylamasa bile sözleşmeye uymanın kural olduğunu” söylüyordu. Hobbes ve diğerleri devletle ilgili bilgilerimizin gelişmesinde inkâr edilmez bir yere sahipler. Devletin ne kadar demokratikleşebileceğini ya da “sönümlenmesinin” nasıl mümkün olabileceğini tartışırken, yalnız teorik değil pek çok pratik örnekten de yararlanıyoruz. Hitler benzeri örnekler, günümüzde de pek çok ülkede kendilerini kamufle etmeyi başaran Becerikli Bay Ripley’ler pratik olarak yol gösteriyor.

***

Temsili demokrasi denilen aldatmacayı; büyük bir ilerleme olduğundan kuşku duymadığımız “genel oya dayalı temsil”i aşma konusundaki tarihsel denemeleri de küçümsemek olmaz. “Güçler ayrılığı” gibi işlemeyen yöntemler ya da “vekillerin geri çağrılabilmeleri” gibi arayışlar “temsil”in aldatıcılığını deşifre etmeye yarayabiliyor. Doğrudan demokrasi talepleri ise “nüfus çok fazla, her şeyi halka sormak imkânsız” gerekçesiyle hep geri çevriliyor.

***

İmkânsız değildir. Böyle bir imkânın başlangıç noktası olarak yerel yönetimlerin yetkilerinin artırılması, demokratik kitle örgütlerinin istemlerini daha güçlü bir şekilde dile getirmeleri sayılabilir. Kitlelerin toplanma, gösteri yapma hakkını aktif bir şekilde kullanmaları kapitalizm koşullarında bile bürokrasiyi geri çekilmeye zorlayacak yöntemlerdendir. Doğrudan demokrasinin bir başka aracı da, egemenlerle işbirliğini seçmezse, medyadır. Gerçekler dile getirildiğinde temsil yetkisini kötüye kullananların nasıl kaçacak delik aradıklarını biliyoruz.

***

Kuşkusuz devleti kendi rızasıyla değişmeye razı edebilmek imkânsızdır; bunun için onunla ilgili temel bilgiyi; mülkiyetle ilişkisini de gündemde tutmak zorunlu. Bunu yapabilmek için toplumsal ilişkilere nüfuz edebilmek, onları harekete geçirmek, örgütlemek değil, örgütlenmek gerekiyor. Hobbes’la başladık öyle sürdürelim; onun Devlet’i, “adalet, eşitlik, merhamet ve kendine yapılmasını istediğini başkaları için de istemek” gibi insanda var olduğunu varsaydığı “doğa yasalarına” dayanıyordu. Oysa böyle yasalar yok; “insanın özü”, ancak harekete geçtiğinde, örgütlendiğinde anlam kazanabilecek “toplumsal ilişkilerin bütününde” saklı.

***

Devletin tanımının, temsil gücünü ele geçirenlerin zorbalığı olması tarihin ve günümüzün pratik bilgisidir. Devlette güç sahibi olanları, yalnızca onlara yetki verdiği söylenen insanlar, yani sokak geriletebilir, durdurabilir. Parlamentoda temsil gücüne ortak oldukları varsayılan muhalefet partileri ise sokakla, yani yurttaşla ilişki kurmayı başarırlarsa etkin bir şekilde var olabilirler.
Yoksa bizim “Leviathan” temsil yetkisini, “sonsuza kadar” diye anlayacak, “ensemizde boza pişirmeyi” sürdürecektir.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Sondan Bir Önceki 7 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları