Güray Öz
Güray Öz guray@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Sosyal Medyanın, Konuşma Dilinin Saldırısı

04 Temmuz 2016 Pazartesi

Sosyal medya çaresiz bir dert, büyük bir olanak, insanların her türden iyiliği, kötülüğü serbest bıraktıkları “özgürlük” alanı ve nihayet ne yazık ki bir ölçüde dil düşmanıdır. Çaresi yok; Pandora’nın kutusudur. Denetlenmesi neredeyse imkânsız, ama aynı zamanda özgürlüğün hayat bulduğu alan. Bu nedenle de iktidarlar sosyal medyayı sevmiyorlar. Sosyal medyanın taşıdığı olumsuzlukların ortadan kalkmasının, kaldırılmasının büyük bir kültür devrimi ile uzun bir süreçte olabileceğini düşünmüyor, çareyi yasakta, yasaklamakta buluyorlar.
Sosyal medya dile de zarar veriyor. Dili değiştiriyor, yazı dilini konuşma dilinin saldırısına açtığı yetmiyormuş gibi işaretlerin, anlamsız kısaltmaların saldırısı karşısında korunmasız bırakıyor. TV kanallarında ise kimi spikerler düzgün Türkçeyi unutmuş gibiler. Önleyebilir miyiz? Zor görünüyor. Ama belki yazılı basını sosyal medyanın, biraz daha geniş tutalım konuşma dilinin saldırısından kurtarabiliriz. Bunun için yazarların, muhabirlerin, editörlerin dikkat etmesi, dile özen göstermesi gerekiyor. Konuşma dilinin yazılı basında daha sıklıkla kullanılmasının kapısını magazin dünyası açtı. Konuşulan, söyleşilen şöhretlerin dilinin düzeltilmesi yerine konuştukları gibi yazılmasının tercih edilmesi gazete sayfalarında tuhaf bir dilin egemen olmasına yol açıyor. Köşe yazarlarını da unutmayalım; anlı şanlı yazarlarımız dili bozmayı iş edinip, sosyal medyanın bozuk, deforme diliyle yazmayı “üsluba” dönüştürdüler.
Cumhuriyet gazetesi dil konusunda titizdir. Şimdi de dikkatli düzeltmenlerle çalışıyor ama bir zamanlar düzeltme servisi edebiyatçılar derneği gibiydi. Ünlü yazarlar, şairler, titiz dil ustaları Cumhuriyet’in sayfalarına yanlış cümlelerin, bozulmuş sözcüklerin girmemesi, dili bozacak terkiplerden uzak durulması için yoğun çaba harcarlardı. Şimdi yukarıda anlatılan nedenlerden, en çok da sosyal medya etkisiyle henüz ağırlaşmamış da olsa bir tehlike baş gösterdi. Zaman zaman konuşma dilinin yazı dilini bozduğu örnekler sızabiliyor yazılara. Yazılara artık insan yüzünün bin bir halini anlattığı söylenen “emojiler” girebiliyor, başlıklar savruklaşıyor, manşetlerde sözcükler anlamlarını yitirebiliyor.
Okurlardan gelen yapıcı eleştirilerde en çok bu konular üzerinde durulduğunu bu köşeyi okuyanlar bilir. Yazım hataları okurun her zaman dikkatindedir. Küçük bir örnek, usta söyleşi muhabirimize haksızlık etmeyelim, sorularıyla ele aldığı konuyu, konuğu tümüyle okura açık hale getiren yazarımızın hakkını yemeyelim ama okurlardan gelen küçücük, minicik bir eleştiriyi de burada aktaralım. Okurlarımız soruyorlar, “Bi sormak lazım” köşesindeki bu “bi”, konuşma dilinin bu sevimli “sözcüğü” olmasa olmaz mıydı? Okurlarla bu konuyu tartışırken, “küçücük ‘bi”nin söyleşi sayfasına bir sıcaklık katmayı amaçladığını ve bunu da başardığını” söylüyorum ama okurlarımızı ikna edebildiğimi söyleyemem.
Yine de ben konuşma dili yazı diline sızmasın, sosyal medyanın işaretler dili, “emojiler” dünyası uzaydan gelen ağır bir saldırı gibi üstümüze çullanmasın diye dikkat etmek gerektiği kanısındayım.
Okurlarımızın terör saldırısı nedeniyle duyarlılıklarını, öfkelerini aktardıkları mektuplara teşekkür ediyorum. Şeker Bayramlarını kutluyor, terörsüz, ölümsüz günler diliyorum.

Okurlara ‘blog sayfası’ açamaz mısınız?
Cumhuriyet gazetesi okuruyum. Farklı görüşlerin ifade edilebildiği alanların büyük ölçüde daraldığı bu dönemde, farklı bir ses ve nefes olarak yürüttüğünüz gazetecilik mücadelesini saygı ve takdirle gözlemliyorum.
Gazete okuru olarak bir gereksinime, var olan bir eksikliğe dikkat çekmek istiyorum. Bu eksiklik, okurların da fikir ve görüşlerini ifade edebilecekleri bir mecranın noksanlığıdır. En azından internet ortamında böyle bir olanağın sunulması, okurların da fikir çeşitliliğine katkı sunacağı görüşündeyim. Yayın hayatına son veren Radikal online örneğinde olduğu gibi bir “blog” sayfasının tartışma ortamına olumlu bir katı yapacağı kanaatindeyim. Böyle bir olanak üzerinde çalışmalarınız var mı? Bu konuda beni bilgilendirirseniz, sevinirim. Selamlar sevgiler... Ahmet Sezer

Arada binlerce kilometre var!
Cumhuriyet gibi bir gazeteden Avusturya’yla Avustralya’yı karıştırmamasını beklerdim ama ne yazık ki haberinizde bu iki ülkeyi karıştırmışsınız. Haberin başlığı söyle: “Avusturya’da soyadını değiştirene ömür boyu bedava hamburger” Oysa haberde Avustralya’dan bahsedilmekte… Selamlar. Erguen Arat
Okur Temsilcisi’nin notu: Söz konusu haberdeki başlık hatası hızla düzeltilmiştir.

Yayın İlkeleri’niz iPad ve mobilde niye yok?
Yayın İlkeleri’nizi bilgisayarda aradığımda masa üstü biçiminde görebiliyorum. Ama mobil uygulamalarınızda yok ya da benim beceriksizliğim, bulamıyorum. Eğer gizli bir köşedeyse özür dilerim ama koymadıysanız, nedenini merak ediyorum. Ercüment Aşkar  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Sondan Bir Önceki 7 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları