Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Ruhuna Değil Hızına Uymalı
Politikanın sıkıştığı ya da kısa süreye çok şeyin sığdığı zamanlardayız. Herkesin acelesi var. İktidar partisi liderinin acelesi var; bu nedenle de parti içi muhalefeti ince eleyip sık dokumadan tasfiye etmekte hiç tereddüt etmiyor. AKP tümüyle “biat” etmişlerden oluşan bir “çekirdek parti” olmaya doğru hızla ilerliyor. Aynı zamanda tehlikeli, bıçak sırtı alanlarda politika yapmayı da göze alıyor; PKK ile savaş, İslamcılık, Batı düşmanlığı kozlarıyla geniş bir kitleyi, 1 Kasım seçimlerindeki oy tabanını koruyabileceğine, hatta genişletebileceğine inanıyor.
***
Buna karşılık CHP’de seçmenle, parti tabanıyla yönetim arasındaki makas gittikçe açılıyor. Parti yönetiminin, politikayı başka bir alana kaymış, gerçek olmayan “meşruiyet” alanında biçimlendirmekteki ısrarı ne yazık ki hareket alanını daraltıyor. Oysa AKP kendini o “meşruiyet” alanı ile bağlı saymıyor; bir anayasa, bir Meclis, hatta klasik anlamıyla bir hükümet yoktur artık. Yargı; yasalar, usuller içinde hareket etme yeteneğini yitirdi; otoriter bir yönetimin yargısına dönüşmeye, gönüllü ya da gönülsüz hazırlanıyor.
***
Ötekileştirilmiş muhalefet partisi HDP de uğradığı çok yönlü saldırı karşısında hareket alanı daralmış, politika üretmekte zorlanan, devletin ağır saldırısına PKK saldırısının da eklenmesiyle neredeyse “politik kurbana” dönüşmüş haldedir. Buradan çıkışı tıpkı CHP’nin yaptığı gibi solda değil, sağın kitlelerde etkili ideolojisine teslimiyette bulduğu, o yönde ciddi eğilimlerin partide etkin olmaya başladığı da söylenebilir. Çare arama çabası yerini köşeye sıkışmışlık psikolojisine bırakmış gibi sanki.
***
Bu kötü gidişin karşısında harekete geçme yeteneğine sahip sol ise geride bırakılması gereken tartışmaları sürdürmekte ısrarlı görünüyor. Hiç kuşkusuz tartışma bıçak gibi kesilmesi gereken bir iş sayılmamalı ama harekete geçmeyi sağlayacak tartışmaların en azından güncel siyasetle, pratikle bağlantılı olmasını bekleyenler haksız mı? Eğer politik alanda bir hızlanma, bir sıkışma varsa, böyle bir saptama yapılabiliyorsa, tartışmanın, üretilecek stratejinin de bu sıkışmaya yanıt verebilmesi, ayak uydurabilmesi, etkin olabilmek için pratiğe dönüşmesi gerekmez mi?
***
Kuşkusuz sol siyasetin farklı özneleri de bu durumu görüyor, çare arıyor. Haziran Hareketi, CHP gençliği, CHP’li gençleri de kapsamaya özen gösteren FKF’liler, KP desteğindeki Aydınlanma Girişimi, solda etkin akademisyenlerin analizleri ya da tartışılmasında yarar bulunan, kapsamı oldukça geniş tutulmuş “Halkçı Demokratik Atılım” gibi öneriler olumlu bir gelişmenin habercisi gibidir. Ama bu tartışmanın, zamanın sıkıştığını dikkate alması, “parçaların toplamı” gibi bir çıkmaza değil, amacı öne alan bir halita oluşturmaya yönelmesini beklemek de acelecilik sayılmamalı.
***
“Atı alanın Üsküdar’ı geçmesi” uzak değil yakın bir tehlike, ağır bir tehdittir.
Zaman akıp giderken durup bekleyemeyiz; ya o zamana hâkim olmanın yollarını arayacağız ya da o bizi sürükleyecek, istemediğimiz mekânlarda “ikamete” zorlayacaktır.
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Asgari ücret ve emekli maaşı hakkında önemli iddia!
- Asgari ücret kaç TL olmalı?
- Yarısı mesleği bırakmayı düşünüyor!
- Asgari ücret artarsa verimlilik artar
- Yankı Bağcıoğlu'ndan Suriye uyarısı:
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
En Çok Okunan Haberler
- Meyve suyu devi konkordato ilan etti
- ‘Binadan çıkamıyorum, bu çaresizliğe...'
- CHP'den Erdoğan'a sert yanıt!
- ABD’nin Colani’den beş talebi
- Volkan Demirel'den Şenol Güneş'e sert sözler
- Bombacı Mülayim neden tutuklandı
- CHP'nin cumhurbaşkanı adayı kim olmalı?
- Belgrad Ormanları yapılaşmaya mı açılacak?
- 'Çocukları diri diri yakıyor; Filistin'e özgürlük'
- 'Erdoğan’ın programıyla ilişkisi var mı?'