Sosyal medya - basılı medya tartışması ilginç ve yararlı bir tartışma ama aynı ölçüde tehlikeli. Çünkü postmodernizm son atışlarını bu alanda yapıyor. Teknolojideki, telefon, bilgisayar ve yazılım alanındaki son gelişmeler medyaya büyük ve verimli bir alan kazandırdı. Medya şimdi büyük bir heves ve yaratıcılıkla bu alana girdi; sınırlarını genişletmenin yollarını arıyor. Gelişmelere ayak uydurma çabaları kimi zaman gösterişli, abartılı, gerçek durumu yansıtmayan sunumlarla bize ulaşıyorsa da, bunun sakıncası yok. Tehlike burada değil. Tehlike gerçeğin sanal dünyanın parıltısı içinde kaybolmasında ve gerçeğin uydurmayla yer değiştirmesi konusunda oldukça başarılı postmodern saldırıda. Şimdi bize önerilen böyle bir medyadır. Gerçeğin değil, sanal dünyanın olanaklarıyla yaratılmış, algının egemen olduğu bir dünya isteniyor. Bu çaba boşunadır ve felsefe dünyasında çoktan defteri dürülmüş olan postmodernizmin bu alanda tutunması da olanaklı değildir. Belki medya dünyası daha fazla olanak sunuyor postmodern saçmalıklara ama gerçekler de inatçı ve katıdırlar. Yazılı, sözlü, görsel ve “sosyal” medya, algıyı gerçeğin yerine koymaya çalışan fantezinin üstesinden gelecektir.  

TRT’yi neden övdünüz?
Sayın Okur Temsilcisi, Sayın Zeynep Oral’ın 3.1.2014 tarihli Cumhuriyet gazetesindeki makalesinden bir alıntıyı aşağıda sunuyorum. 
“2014’ün ilk sabahı TRT Haber televizyonu Viyana Filarmoni Orkestrası’nın sunduğu Yeni Yıl Konseri’ni canlı yayınla verdi. Çağdaş evrensel değerleri yücelten bu konseri, 92 ülkeyle birlikte bizlere de yaşattığı için teşekkürler TRT Haber’e.” 
Yine 3.1.2014 tarihli Cumhuriyet gazetesinin ilk sayfasında çıkan haberden bir alıntıyı da aşağıda sunuyorum. 
“TRT’de yılbaşı akşamı ilginç sansür! Ünlü sanatçı Zara’nın seslendirdiği ‘Taht Kurmuşsun Kalbimde’ şarkısının, ‘Bırakamam seni ben, Yanımdan gidemezsin, Seviyorsan benimle, Oturup içeceksin’ bölümü ‘Oturup güleceksin’ olarak değiştirildi.” 
Sayın Zeynep Oral’ın öveceği başka kurum kalmadı da TRT’yi mi övüyor? 
Saygılarımla. Mehmet Şen 
İyi şeyler alkışlanır 
Sayın Mehmet Şen, 40 yılı aşkın meslek yaşamımda ben hiçbir insana, bir kuruma, bir olaya ya beyaz ya siyah -ya iyi ya kötü- “Ya bendensin ya da düşmansın” zihniyetiyle yani toptancı zihniyetle bakmadım, değerlendirmedim. Aksine siyahla beyaz arasındaki binbir rengi, tonu, nüansı görmeye çalıştım. TRT’nin yanlışlarına ilişkin kaç yazı yazdığımı bilmiyorum ama iyi bir şey yaptığında da alkışlamak görevim diye düşünüyorum. 
Tutarlılığıma dikkati çektiğiniz için, ilginize teşekkür ederim. 
Zeynep Oral.  

Okur Temsilcisi’nin notu: 
Okurumuz Sayın Mehmet Şen’in eleştirisini ve yazarımız Sayın Zeynep Oral’ın yanıtını ilginize sundum. Kişisel görüşüm ise şöyledir: TRT’nin yayın politikasının tutarsız, yandaş olduğunu biliyoruz ve hep dile getiriyoruz. Ama bu TRT Haber’in Viyana Filarmoni Orkestrası’nın konserini canlı yayında vermesinin övülmesinin anlamsız ya da yanlış olduğunu göstermez. Nice TV kanalları var ki, yayınlarını öfkeyle izlersiniz, ama binbir emekle oralarda çalışanların yaptığı güzel işler de vardır. Ve onları görmezden gelmek olmaz. Öyle yapsaydık kendimizi kendimizle sınırlamış, ufkumuzu kendi ellerimizle kapatmış olurduk  

Okurlardan kısa kısa
Hayvan cinayetleri
Eleştirilerime yer verdiğiniz için çok teşekkür ederim. Hayvan cinayetleri haberlerine değinmek istiyorum. Bu haberler kuşkusuz çok üzücü. Hele haberle birlikte fotoğrafın da verilmesi çok daha dayanılmaz oluyor. Bence bu haberleri fotoğrafsız bir şekilde vermeniz çok yerinde olacaktır. Saygılarımla. A. Tarık Emre
Briç köşesi
Pazar ekindeki briç köşesi hastasıyım. Cumhuriyet bir okul olduğuna göre bu görevini herhalde yapmaya devam etmesi hakkımızdır. Saygımla. Ömer Şen
Yeni yılda başarılar
2014 yılında, Cumhuriyet gazetemizin tüm idari ve teknik çalışanlarına, yazarlarına, haber ve foto muhabirlerimize, gazetecilerimize, yazı ve yayın kuruluna ve Cumhuriyet okurlarına, arkadaşlarıma başarılar ve esenlikler diliyorum. Birlikte daha güzele. Haluk Yalvaç  

Yükte hafif pahada ağır 
- “Bulmaca buldurmaca, dil üstünde kaydırmaca.” Keşke bulmacalar bu kadar kolay olsa... Sri Lanka’nın bilmem hangi köyündeki bilmem ne otundan yapılan çorbanın adı sorulunca biraz düşünüyor insan ve yanıtını bulamamanın hüznünü yaşıyor. Evet, ben bir emekliyim ama işim sadece bulmaca çözmek değil tabii... Bulmaca uzmanlarımızdan bir rica: Soruların yanıtları için kaynak gösterseler, emeklilere biraz daha zaman tanımış olurlar diye düşünüyorum. Bu kadarcık bir zahmeti bizden esirgemezler umarım. 
- Renkli zemindeki yazılar zor okunuyor. Bazılarında hiç okunmuyor. Renkli zemin şart mıdır? 
- Otomobil sayfası için reklam ücreti alınıyorsa ne âlâ... Alınmıyorsa ne gereği var? 
- Gelelim spor sayfasına... Neden ekonomi sayfasında değil?.. Bu kulüplerin hepsi A.Ş. olmadı mı? Hepsi borsada boy göstermiyor mu? Formalar reklam panosu değil mi? Bu firmalar futbol üreten (sözde), basketbol üreten montaj sanayisinin birer üyesi değil mi? İthal ettikleri parçaların çoğu kullanma süreleri dolmuş defolu parçalar. Sporu izleyen meraklılar, dolayısıyla “ekonomi”ye de göz atarlar belki. Bence spor sayfası amatör sporlara ayrılmalı. Daha işlevsel olur diye düşünüyorum. 
- Bazı günler boş kalan köşelerde eski yazarlardan örnekler görsek ne güzel olurdu. 
- Cumhuriyet’i önerdiğimiz bazı kişiler, gazeteyi ağır bulduklarını, bu yüzden okumadıklarını söylüyor. Bazı sözcükleri anlamadıklarından yakınıyorlar. Örneğin; CEO, Spekülatif, Pragmatizm, Anakronik gibi. Böyle sözcükler için bir köşede mini bir sözlük köşesi olsa iyi olmaz mı? 
- Bütün bunları, gazetemizi ‘Yükte Hafif Pahada Ağır’ bir değere ulaştırmak için bir çaba olarak kabul edin lütfen... İyi günler diliyor, saygılarımı sunuyorum... İhsan Sanıvar  

Okur Temsilcisi’nin notu: 
Eleştirilerinizi ilgili servislerin okuyacaklarından eminim. Boş kalan köşeler olduğunu sanmıyorum. Sınırlı sayfalar nedeniyle giremeyen haber ve yazılar olduğunu biliyorum. Otomobil sayfasının okuru çoktur. Spor sayfası ile ilgili yazdıklarınız ne yazık ki tüm alanlar için de geçerlidir ama bu onların farklı sayfalara olan gereksinimini ortadan kaldırmıyor. Anlaşılır bir dil, temiz bir Türkçe konusunda kaygılarınıza katılıyor ve arkadaşlarımla da paylaşıyorum. 

Eleştiriler etkili olmuyor 
Sayın Öz, Okur Temsilcisi sayfasında ha bire aksini iddia etmenize rağmen kesinlikle bir “serbest kürsü” sunmuyorsunuz biz okurlara. Size “Cumhuriyet bir otopsi fotoğrafını nasıl kullanır?” diye yazdım; kulak ardı ettiniz. “Karikatür bant çizerlerimiz güncel (ve yakıcı!) siyasal temalardan ısrarla uzak duruyorlar. Bu olur mu?” dedim; kulağınızın üstüne yattınız. Lütfen... Aziz Naci Doğan

Okur Temsilcisi’nin notu: 
Okurlardan gelen eleştirileri ilgili servislere aktarıyorum ve tartışmalarını istiyorum. Otopsi fotoğrafları konusunda haklısınız. Arkadaşlar da size hak verdiler. Kimi zaman bir okurun eleştirisi genel eğilimi yansıtmadığı gibi, gazetenin olanakları ve servislerin düşünceleriyle denk düşmeyebiliyor. Ayrıca her eleştiri eleştiri olarak değer taşır ama haklı olmayabilir. Örneğin, karikatürist arkadaşlarımıza “güncel ve yakıcı temalardan ısrarla uzak duruyorsunuz” demek haksızlıktır. Aktarıyorum ama görüşünüze katılmıyorum.